Uzun yıllardır İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde başkan danışmanı olarak görev yapan Nadya Taşel’e 8 Şubat Pazar günü, Patrikhane tarafından Golod Madalyası verildi.
Sosyal alandaki çalışmaları yirmi yıl öncesine uzanan Nadya Taşel ilk olarak okul aile birliğinde görev aldı. Bugünse Belediye Başkanı’nın danışmanı olarak faaliyetlerini ilk günkü heyecanıyla sürdürüyor.
Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Sosyal alandaki çalışmalarınız ne zaman başladı?
Edirnekapı doğumluyum. Babam matbaacıydı. İş yeri Cağaloğlu’nda olduğu için o tarafa taşındık. Ben de orada bir kız meslek lisesinde eğitim aldım. 1972’de evlendim. Babamın matbaasına sık sık gidiyordum. Burada insan ilişkilerimi geliştirme fırsatım oldu. İlk sivil toplum deneyimim, kardeşimin ortaokula başlamasıyla oldu. Orada okul aile birliğine girdim. Çocuklarımın ilkokula başlamasıyla benim hareketlenmem de mümkün oldu. Okul aile birlikleri, dernekler ve vakıflar derken, en uzun çalışmam Galatasaray Lisesi’nde oldu. Buradaki görevim 15-16 yıl sürdü.
Belediye’deki göreviniz nasıl başladı?
1994’te Galatasaray Lisesi’ndeki bir proje için dönemin Beyoğlu Belediye Başkanı Nusret Bayraktar’ın kapısını çaldık. Bu tanışma Beyoğlu Belediyesi ile okul arasında bir köprü oluşturmasına vesile oldu. Galatasaray Lisesi’nde Okul Aile Birliği Yönetimi’ndeydim. Küçük oğlum mezun olduktan sonra okul idaresi ve Galatasaray Eğitim Vakfı beni bırakmadı; okul ile vakıf arasındaki bir sözleşmeyle tüm öğrenci işleri ve velilerle olan ilişkilerin sorumluluğu bana verildi. Bu görevimin bir parçası olarak Belediye’yle diyaloğum beş yıl devam etti.
Danışmanlık göreviniz de Beyoğlu’nda mı başladı?
Nusret Bayraktar, milletvekili olmak için Beyoğlu Belediye Başkanlığı görevini bıraktı ve Kadir Topbaş başkanlığa aday oldu. Kendisini o dönemde hiç tanımıyordum. “İkinci görüşmemizde sizinle çalışmak istiyorum” dedi. Benim için büyük sürpriz oldu. Kadir Topbaş Beyoğlu’nda beş kişiye fahri danışmanlık verdi, içlerinden biri de bendim.
Bu dönem AK Parti’nin kuruluş dönemine de denk geliyor galiba...
Evet. AK Parti’nin kuruluşunda partide bulunmamı teklif ettiler. Siyasete hiçbir zaman sıcak bakmadığım için, Topbaş’a “Sizinle aynı görevle çalışmaya devam etmek isterim” dedim, fakat ısrarcı oldular. Bir ay sonra haber geldi, Beyoğlu İlçe Teşkilatı Yönetimi’ne kurucu üye olarak alındığım söylendi. Beyoğlu İlçe Teşkilatı’nda altı yıl başkan yardımcılığı yaptım. Tanıtım ve medyadan sorumluydum. O dönemde Kadir Bey İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu; Beyoğlu’nda birlikte çalıştığı bazı arkadaşlarıyla birlikte beni de Büyükşehir’e getirdi. 2006’ya kadar ilçe teşkilatındaki görevimi sürdürdüm. 2004’te ise Büyükşehir’deki görevime başladım.
Daha çok azınlıklarla ilgili çalışmalar mı yapıyorsunuz?
2004’ten beri Kültür A.Ş.’de yönetim kurulu üyesiyim. Zannediyorum orada da en uzun kalan yönetim kurulu üyesi benim. Azınlık toplumlarından gelen talepler için yapabileceğim bir şey varsa, konu benim alanımdaysa geri çevirmiyorum, elimden geleni yapıyorum. Tabii ki ilgi alanıma sadece azınlıklar değil, genele yönelik bütün faaliyetler giriyor.
Öte yandan, kendi cemaatimden veya kardeş cemaatlerden ihtiyaçları hususunda Belediye’ye ne talep ilettiysem, bunların karşılandığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Fakir ailelere destek aldık, sağlık hizmetlerinden yararlandırdık, vakıflarla ilgili sorunların büyük bir kısmını da aşıyoruz. Bunlar arasında en zor aştığımız ve yalnız benim takip ettiğim süreç, altı yıl boyunca Dadyan Okulu’nun yeni binası için izinlerin alınması oldu. Çünkü orası yeşil alandı, plan tadili gerekiyordu. Çok zor bir süreçti ama başardık. Neredeyse altı yıldır Süryani Kadim Kilisesi’ne verilen araziyle ilgili çalışmamız sürüyor. Çok kısa bir süre sonra sonuca ulaşılacağını düşünüyorum
Patrikhane’nin sokağı: ‘Şarapnel’den ‘Sevgi’ye
Bu on yıl içinde sizi en çok sevindiren başarınız hangisi oldu?
Patrikhane’nin bulunduğu sokağın isminin değiştirilmesi... Patrikhane yıllardır Büyükşehir’e dilekçe veriyordu bu konuda. Sokak ismi değiştirmek son derece zor. En son Patrik II. Mesrob, Kadir Bey’e, seçildiği 2004 yılında tebrik ziyaretinde bulunduğunda bu talebi dile getirmişti. O da “Bir çalışma yapın, nasıl bir isim istiyorsanız biz ona göre bir yol bulalım” yanıtını verdi. Tabii ki bu, beni yıpratan bir süreç oldu. Harita Müdürlüğü açısından zor bir konu. En sonunda, Belediye Meclisi’nden karar geçti ve sokağın adı ‘Şarapnel’ken ‘Sevgi’ oldu. Şimdi daha büyük bir proje var, çok yakında hayata geçecek. Patrikhane, üst düzey misafirleri ağırlayan, önemli bir yer. Patrikhane’nin bulunduğu sokağın girişi ise çok dar ve görüntü kirliliği oluşturan bir konumda. Orada Büyükşehir binaları kamulaştırma çalışmaları yapıyor. Bu da dört yılımızı aldı. Esnafla devam eden dava sürecinin sonlanmasının ardından, yakın bir zamanda buradaki çalışmamız tamamlanacak.