PERİHAN MAĞDEN
Meleksi bir hale ya da bir cendere
Şair Fırat Demir, Türkiye edebiyatında eşcinselliğin serencamını Agos için yazdı. Demir’e göre, Ahmet Hâşim’den Sait Faik’e, Ece Ayhan’dan Leylâ Erbil’e, Murathan Mungan’dan Perihan Mağden’e, bazıları usulca, bazıları da borazanlarının sesleriyle gelen yazarlar, başlarının üzerindeki haleyi kimi zaman bir cendere olarak yaşadılar.
Ermeni Soykırımı’nı kabul etmeyen insanlardan ne bekliyoruz ki?
Perihan Mağden, ilk kez yayımlanan yazılarından oluşan ‘Tehlikeli Temayüller’ ile yıllar sonra okuyucusuyla yeniden buluştu. ‘Sahibinden Sıfır Kilometre Yazılar’ alt başlığını taşıyan kitapta yer alan 25 yazıda ‘yüzleşme’, ‘korku’, ‘yalan’ gibi kavramlar etrafında gündelik hayatta sürekli karşımıza çıkan pek çok konu, Mağden’in kendine has üslubuyla ‘farklı bir açıdan ele alınmış.
Annelerimiz, kendimiz*
Perihan Mağden anlatıyor, “Anne-kız ilişkileri benin için çok önemlidir. Her sanatçı yalnızca bir tane soruna odaklanabilir, ben de annemle olan ilişkime takıntılıyım. Annemle garip, yorucu, iyi/kötü bir ilişkiye sahiptim. Ben on yaşındayken babamla ayrıldılar. Burjuvaydı ve boşanma yüzünden aniden sınıfsız hale geldi. Toplumdaki konumumuzu kaybettik. Çok fazla seyahate gittik. Onun projesi gibiydim. Aynı zamanda, onun kardeşi ya da en yakın arkadaşı gibiydim. Bu ilişkide birbirimize çok fazla bağımlı olmuştuk.”