ORAL ÇALIŞLAR

Oral Çalışlar

Sıfır Noktası

Kılıçdaroğlu önemli bir iş yapıyor

Kılıçdaroğlu, “Bu girişim parti genel başkanlığını kaybetmeme neden olsa da vazgeçmeyeceğim” diyerek kararlılığını ortaya koydu. Nedir bu kararlılık? Kürt Sorunu’nun çözümü için ulusal uzlaşmaya hazır olduklarını ifade etmek. Bu amaçla önce iktidar partisine gitti. Orada oldukça iyi karşılandı.

İkinci adresi MHP, CHP’ye Kürt Sorunu konusunda kapılarını kapattı. AK Parti, “Onlar olmazsa gel, birlikte bu işe çözüm arayalım” dedi. CHP’nin bu çağrıya da olumlu karşılık vereceği görülüyor.

Kürt Sorunu tek başına AK Parti’nin altından kalkabileceği bir sorun değildi. Nitekim, bir uzlaşma adımı ve çözüm adımı olarak düşünülen Habur’dan PKK’lıların gelmesi projesi, o dönemde CHP’nin başında bulunan Deniz Baykal ve ekibinin MHP’yle birlikte yürüttükleri milliyetçi tepkiler nedeniyle başarısızlığa uğradı. AK Parti cesaretini kaybetti ve geleneksel milliyeçi siyasetlere geri döndü.

AK Parti o gün bugündür, bazı küçük adımlar atsa bile, sorunun siyaseten çözümü amacıyla hiçbir şey yapmadı. Yapmadığı gibi, sorunun önemli taraflarından biri olan BDP ile tam anlamıyla bir gerginlik siyaseti izledi.

İdris Naim Şahin’in İçişleri Bakanlığı’na getirilmesi, geleneksel güvenlikçi siyasetin yeniden inşa edilmesi, yaygın KCK tutuklamaları, işleri iyice içinden çıkılmaz hale getirdi. Ayrıca bölgede tam anlamıyla bir huzursuzluk ve belirsizlik kendini göstermeye başladı.

CHP’nin çözüm hamlesi, işlerin sarpa sardığı ve iktidar partisinden olumlu seslerin gelmediği bir ortamda gündeme oturdu. Belli ki AK Parti yönetimi de dışarıdan gelen böyle bir hamleden memnun oldu. Çünkü sonuç olarak Kürt Sorunu ve bu sorunun tetiklediği şiddet, bir siyasi sorun. Çözümü de siyasi müzakere ve diyalog yolu ile gerçekleştirilebilecek.

CHP’nin bu anlamda yaptığı hamle çok tayin edici ve etkili. Şimdiye kadar BDP yönetiminden gelen mesajlar da olumsuz sayılmaz. Bu durumda, Kürt Sorunu’nda, PKK’nın silahları bırakmasında yeni bir döneme girme imkânının doğduğunu söyleyebiliriz.

Kılıçdaroğlu bu adımı atarak siyasi kariyerini tehlikeye mi soktu? Tam tersine, önemli bir siyasi hamle yaparak, ciddi bir siyasi aktör haline gelebileceğinin işaretlerini verdi.

Bazı çevreler, bugüne kadar yaşananlardan yola çıkarak, Kılıçdaroğlu’nun bu tutumunun arkasında duramayacağı yorumunu yapıyorlar. Onun kararlı bir siyasetçi olmadığını söyleyenler, bu nedenle parti içi milliyetçi direnişten çekinerek geri adım atabileceğini söylüyorlar.

Bu tahlil çok gerçekçi mi? Tartışma götürür. Unutmayalım ki, Kılıçdaroğlu, CHP’ye 20 yıldan fazla bir süre egemen olmuş bir siyasi ekibi yendi. Bunun dışarıdan bazı oyunlar sonucu yapıldığı söylense de, sonuçta parti içinde liderliğini büyük ölçüde kabul ettirdi.

Eğer Kürt Sorunu’nda kararlı durursa, yoluna devam edebilir. CHP de yeniden etkili bir siyasi aktör haline gelebilir.

Bu o kadar kolay mı? Tabii ki değil. Ancak, hepimiz görüyoruz ki CHP, AK Parti karşısında siyasi bir muhalefet geliştiremiyor, çözüm yanlısı siyasetler öneremiyor.

Belki de uzun süreden beri ilk kez çok temel bir konuda CHP hamle inisiyatifi elde etti. Bu nedenle kamuoyunda da prestij kazandı. Tabii ki, parti içi milliyetçi militarist muhalefet buna sessiz kalmayacaktı, ve kalmadı.

Ancak bu muhalefetin ciddi bir taraftar kitlesi olmadığını biz de biliyoruz, Kılıçdaroğlu da biliyor.

Umarız, Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin ve de CHP’nin geleceğini etkileyecek olan bu çözüm adımını, başkalarının sandığının tersine, devam ettirebilir.

Bunu yapmasını beklemenin hayalcilik olmadığını düşünenlerdenim.