EVREN DEDE

Evren Dede

Yunanistan’da seçim sonrası ne olacak

Yunanistan’da 6 Mayıs Pazar günü erken genel seçim var. Seçim olacağını daha önceden bildim diye kendimle övünmeli miyim, yoksa ülkem adına endişelenmeli miyim, bilemiyorum.

İlk başta “övünmeliyim” diyorum kendime. Kolay mı, tam altı aydır, sohbetlerde konu ne zaman siyasetten açılsa, Yunanistan’da erken genel seçim olacağını söylüyorum. Ben “Eli kulağında, seçim ha oldu, ha olacak” derken, bana inanmayanlar “Hadi canım sende! Troyka (AB, IMF, Avrupa Merkez Bankası) izin vermeden Yunanistan seçime gidemez” diyenlerle az uğraşmadım ben. Gerçi değdi son tahlilde, girdiğim iddialardan tam dört kravat kazandım...

6 Mayıs Pazar günü erken genel seçime gidiyoruz Yunanistan’da. 2009 yılından bu yana ekonomik krizle boğuşurken yediği kroşelerden sersemleyen Yunanistan için, bu seçim pek çok açıdan ilklere sahne olacak.

Ekonomik kriz yüzünden Troyka hayatımıza gireli beri, ülkeyi bu zor günlerde kimin yöneteceğine halk olarak karar vermemiştik. Tabii ya, en son 2009’da yapılan erken genel seçimde PASOK Genel Başkanı Yorgo Papandreu’yu “Oyunuzu bana verin! Ben ülkeyi yönetebilirim. Devlette para var ama iktidardaki ND partisi parayı nerede kullanacağını bilmiyor, çarçur edip duruyorlar. Son tahlilde para var” dediği için onu oylarımızla iktidara taşımıştık. O günden bu yana iki buçuk sene geçti, ne Yorgo Papandreu “var” dediği parayı bulabildi, ne de yönetebilirim dediği Yunanistan’ı yönetebildi.

Sonra bir ara (geçen haftaya kadar) teknokrat başbakanımız da oldu bizim: Lukas Papadimos. Şeker gibi biri, mülayim, ağırbaşlı, iş bitirici, ekonomiden anlayan, bankacı, deneyimli, sakin, çalışkan, üstelik siyasetten hiç anlamaz. Zaten siyasetten anlasa başbakan olmayı asla kabul etmezdi ya, neyse...

Ben zaten üç partinin (PASOK, ND, LAOS) desteğiyle kurulan geçici koalisyon hükümetine Papadimos başbakan olduğu gün demiştim: Burası Yunanistan, teknokrat Papadimos’u siyaset kazanında önce bir güzel haşlarlar, ardından suyuyla çorba yaparlar diye.

6 Mayıs’ta, Yunanistan’ı bu karanlık günlerde kimin yöneteceğine karar vereceğiz. Hem seçim mitinglerinde bu sefer hiçbir parti “Para var” vaadiyle oy da istemiyor halktan. Ne güzel...

Neden saklayayım, erken genel seçim Mayıs sonuna kadar olacak diye iddiaya girdiklerimden kazandığım kravatlardan değil de, iddiayı kazanmanın verdiği havadan dolayı ayrı bir haz duyuyorum. Bir dostum, “Seçim sonrası ne olacak diye de iddiaya gir, ama bu sefer takım elbisesine” diyor. Doğru. Seçimden sonra ne olacak, hangi senaryo gerçekleşecek, onu da kestirebilmek lazım.

Madem bahse gireceğim, kalem kâğıt önümde, seçim sonrası senaryolarını yazıyorum: 1. Halktan alacağı oylarla tek başına ND hükümeti, 2. ND Partisi’nin liderliğinde diğer sağ partilerin de katılımıyla oluşturulacak ortak bir koalisyon hükümeti, 3. PASOK’tan destek oyu alarak oluşacak, tek başına bir ND hükümeti, 4. ND ile PASOK tarafından oluşturulacak koalisyon hükümeti, 5. İki büyük parti (ND ve PASOK) başta olmak üzere diğer partilerin de katılımıyla oluşturulacak, geniş çaplı bir koalisyon hükümeti, 6. ND ve PASOK’un desteğini alacak ve teknokratlardan oluşacak bir hükümet, 7. Hükümet kurma çabalarının başarısızlıkla sonuçlanması ve yeniden seçime gidilmesi, 8. Nazi selamı yapmasıyla meşhur Hrisi Avgi partisinin yüksek oyla parlamentoya girmesi durumunda ND ve PASOK’un ortak kararıyla yeniden seçime gidilmesi...

PASOK genel başkanlığını Evangelos Venizelos’a bırakan eski başbakan Yorgo Papandreu, geçenlerde bir siyaset okulu kurmak istediğini söylemişti. Düşünmeden edemiyorum, bu sekiz senaryodan hangisi olursa olsun, Yunanistan’da bir yıl içinde tekrar seçim olacağını söylesem ve haklı çıksam, kurulacak okulda hoca olarak yer alabilir miyim acaba?