Haydarpaşa Garı kalabalık ama bu hiç alıştığı kalabalık da değil. TCDD ile TC Taşımacılık AŞ'nin bir miktar personeli elbette orada. Bir yandan Kültür Bakanlığı'na bağlı restorasyon firmasının elemanları dolanıyor. Garın etrafındaki sahayı da katarsak yine Kültür Bakanlığı denetiminde süren arkeolojik kazı ekibi var. Altyapı yatırımları için ihaleyi alan Cengiz-Kolin-Kalyon ortaklığı kendi personelini çalıştırıyor. Bir de geçen haftalarda gar binasında incelemeler yaparken çekilmiş fotoğrafları sosyal medyada dolanan Güler Sabancı gibi sürpriz ziyaretçiler eklenebilir. Gar kalabalık ama ne eksik derseniz tren eksik, yolcu eksik.Laflar laflara karışıyor. Bavullara tekerlek icat edilince biten demiryolları hamallığı... Merkez Bankası açılırken Avrupa'dan gelen altınları taşıyan trenler, hamallar... Kamusal alanların, kamu yararı kavramının öldürülüşü... Tugay Bey endüstriyel mirası da, sermayenin planlarını da emek üzerinden okuyor hep. Zamanında ortaya atılan gökdelenli rant projesi hayata geçemediyse bunda garlara bu çerçeveden bakarak direnenlerin, hem yargı yolunu hem de sokakları zorlayanların önemi büyük. 668 hafta ne demek! Haydarpaşa Dayanışması bu pazar 668. kez bir araya gelecek ve Haydarpaşa Garı'na dair bu yeni projeye karşı seslerini yükseltecek.
Aslında Güler Sabancı'nın misafirliği için “sürpriz” demek çok da doğru değil. Daha çok taze, 15.08.2024 tarihinde TCDD'yle yapılan kira sözleşmesi, çevreleyen 700 dönüm alanla birlikte Haydarpaşa Garı ile Sirkeci Garı'nın 29 yıllığına Kültür Bakanlığı'na devrini öngörüyor. Önemli faktör, bakanlığın burada kendi belirleyeceği ortaklarla faaliyette bulunacak olması. Bunu sermayenin perona yaklaştığı şeklinde okuyabiliriz. Haydarpaşa Garı özelinde bu zaten 2004 yılından beri deneniyor.
“Sabancı gibilerin buralarda dolanması çok normal” diyor Tugay Kartal. Kendisi 1977'den beri “demiryolcu”, arada “sürgün” denemeleri olduysa da 1988'den beri Haydarpaşa Garı'nda çalışıyor. Şu anda Trafik ve İstasyon Yönetimi Bürosu'nda büro şefi, aynı zamanda Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) İstanbul 1 Nolu Şube İşyeri Temsilcisi. Kartal demiryolu taşımacılığında piyasalaşmanın hikâyesini böyle dibinden tecrübe etmiş biri olarak şimdi haklı bir öngörüyle Kültür Bakanlığı'nın müstakbel ortaklarının yapacakları yatırımı 29 yıllık kiradan mahsuplaşma yoluyla düşeceğini söylüyor. Bu şu anlama geliyor: Yüksek ihtimalle o firmalar aslında 29 yıl sonunda devletten alacaklı olacak. Diyelim olmadı, Tugay Kartal devir bedelini söz konusu alan üzerinden hesaplamış, kiranın m2'si 300 Lira'ya denk geliyor! Kent belleğini oluşturan, nostaljik bir unsur olmanın ötesinde işletilmesinde kamu yararı bulunan bu yapılar için biçilen bu akıbet hakikaten inanılmaz. BTS ve Mimarlar Odası bu sürece dair dava açtı, şu anda dosya yürütmeyi durdurma talebi kapsamında inceleniyor. Her şey o kadar hızlı ki gar dahilinde mevcut lojmanlardaki kiracılar için 15, ticari işletmeler için 7 gün tahliye süresi verilmişti. Onlar da tek tek yargı yoluna gidiyor.
“Serbestleşmenin” gar tarihi
Tugay Kartal, bütün çalışma hayatı boyunca aynı yerde çalışılabilen bir kuşaktan olabilir ama yarım asıra yaklaşan meslek hayatına asıl yol veren onun tabiriyle “tren sevdası”. Babası da TCDD'de çalıştığı için trenlerle büyümüş, tren sesi bir müzik gibi hayatından eksilmemiş. Lafın bir yerinde kendiliğinden “bir daha dünyaya gelsem” diye başlıyor, yine TCDD'de çalışmak istermiş ama kamusal işletme olarak kalırsa.
Malum, özelleştirme değil de “serbestleşme” deniyor, 2000'lerin başından itibaren özelleştirmelerle TCDD de piyasa koşullarıyla iş yapmaya geçti. Kamusal alanlar üzerinden rant elde etme girişimlerinin ilk halkası olarak 2004'te Haydarpaşa Garı, limanı ve çevresini kapsayan yedi gökdelenli Haydarpaşa Projesi gündeme getirilmiş, hatta ertesi yıl dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş projeyi Cannes Emlak Fuarı’nda “görücüye çıkardıklarını” müjdelemişti. BTS ile Mimarlar Odası'nın ortak oluşturduğu, yetmişden fazla STK'nın destek verdiği Haydarpaşa Dayanışması bu dönemde kuruldu. Yükselen tepki projeyi durdurdu ve tüm saha kentsel ve tarihi SİT ilan edildi. Ne var ki aradaki boşluklar aranıp taranacak, bu kez dikey değil yatay bir proje ile garlar varlık nedenlerinden uzaklaştırılacaktı.
Tugay Kartal, Haydarpaşa Garı'nda 2010'da yaşanan yangının ve Marmaray'ın bu garlara yöneltilen işlevsizlik yaftası için kullanıldığını söylüyor. Diğer yandan bunun bir hazırlığı da var. Örneğin Sirkeci-Kazlıçeşme arasındaki çift hat tek hata indirilerek Avrupa'ya açılan demiryolu bağlantısı bile isteye köreltildi, sonra da işlevsiz denerek rant projelerinin yolu açıldı. Şu an o kadar az sayıda tren işliyor ki o koskoca şahane Haydarpaşa Garı artık bir banliyo durağı seviyesine indirilmiş durumda. Gar binası dışında Et Balık Kurumu'nun olduğu alanı, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin kıyıdaki efsanevi binasını bekleyen şey, kafe, restoran, Galataport benzeri alışveriş merkezi gibi tahmin edilebilir piyasa alanlarına devşirilmek olacak; kütüphane, müze gibi temsili bir-iki kültür mecrası da eklenir. Gar yıllar içinde kasten işlevsizleştirilmişken bir de “tren nostaljisi” satılacaktır buralarda, insan hemen kokusunu alabiliyor.
İşçi tulumlulara yer yok
Kartal “Şehrin merkezinde işçi tulumlu, elleri yağlı insan görmek istemiyorlar” diyor, artık Haydarpaşa'da bakım onarım tesisi olmayacak, çünkü gerektiğinde trenlerin Ankara'da onarılması öngörülüyor. Hızlı trenler daha az personele ihtiyaç duyduğu, makaslar otomatik halledildiği ve yön çevirmeye gerek duyulmadığı için sermayenin vagonlu ve yataklı treni tercih etmediğinden söz ediyor.
Laflar laflara karışıyor. Bavullara tekerlek icat edilince biten demiryolları hamallığı... Merkez Bankası açılırken Avrupa'dan gelen altınları taşıyan trenler, hamallar... Kamusal alanların, kamu yararı kavramının öldürülüşü... Tugay Bey endüstriyel mirası da, sermayenin planlarını da emek üzerinden okuyor hep. Zamanında ortaya atılan gökdelenli rant projesi hayata geçemediyse bunda garlara bu çerçeveden bakarak direnenlerin, hem yargı yolunu hem de sokakları zorlayanların önemi büyük. 668 hafta ne demek! Haydarpaşa Dayanışması bu pazar 668. kez bir araya gelecek ve Haydarpaşa Garı'na dair bu yeni projeye karşı seslerini yükseltecek. Seçim yasaklarını, pandemi karantinalarını saymazsak o tarihlerden beri ısrarla yapılan pazar buluşmalarının büyük çoğunluğunda Tugay Kartalda oradaydı.
Haydarpaşa Dayanışması 6 Kasım'da yaşanan gelişmeleri paylaşacakları bir basın toplantısı ve 9 Kasım'da saat 13.30'da Kadıköy'den Haydarpaşa Garı'na kitlesel bir yürüyüş de planlıyorlar.