Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen depremde can kaybı sayısı 40 bin'e yaklaştı. Depremde çok sayıda bina yıkıldı. Depremin ardından bölgede salgın hastalık riski oluştu. Temiz su ve hijyen malzemeleri ile tuvalete erişimin kısıtlı olması, cenazelerin bir kısmının henüz dışarıda kalması, halk sağlığı açısından da riskleri beraberinde getiriyor. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol ve diğer halk sağlığı uzmanları depremden etkilenen yerlerde incelemeler yapıyor.
Agos’a konuşan Şenol, Hatay ve Antakya’da yaşayan insanların tuvalet sorunu yaşadığını vurguladı.
Tuvalet acil sorun
Bölgede enfeksiyon hastalıkları uzmanı olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Şenol, sağlık çalışanı enflasyonu olduğunu, ancak doktorların ne yapacaklarını bilmediğini aktardı.
Şenol’un izlenimleri şu şekilde:
“Enfeksiyon kontrol ile halk sağlığı kontrol önlemleri bakımından iki dernek, hem yetkililerle temas ettik hem de kendimiz hekimlerle görüşerek yerinde tespitler yaptık. Burada çok acil tuvalet sorunu var. Tuvalet atığının gittiği yer kanalizasyon ve kanalizasyon da durgun sulara akıtılmak zorunda kalınıyor. Çünkü şehir korkunç bir enkaz halinde ve şehrin bütün altyapısı ile yaşam alanları allak bullak olmuş. İnsanlar tahliye ediliyorlar çünkü insanlar evlerine dönemiyorlar, çadır kurulmamış. Yeterince ısı yok ve arabalarda idare ediliyor. Hatta kendisi depremzede olmasına rağmen işini yapmaya çalışan sağlık çalışanları da arabalarında kalıyorlar. Duş yapamama gibi sorunlar var. Depremin birinci haftası bitti. Buranın çok ciddi iki sorunu var. Birincisi oradaki sağlık çalışanı dışında dışarıdan gönüllü olarak gitmiş olanlar, kendileri şunu söylüyorlar: ‘Burada gönüllü doktor enflasyonu var.’ Çokça gönüllü doktor var ama ne iş yapacakları ve nerede kalacakları belli değil. İkincisi atık yönetimi. Yiyecek, içecek, çöpler, tuvalet ve tuvaletlerin karıştığı kanalizasyonlar ve sular meselesi halledilmemiş. Tuvalet sorunu halledilmemiş. Halk sağlığı merkezinden arkadaşlarımız belediye ile görüşmeler yaptı. İstanbul ve Ankara il halk sağlığı müdürlüklerinden görevlendirilmiş insanlarla görüştük. Kontrolü sağlamaya çalışacaklar. Sağlık hizmeti veren yerlerin enkaz altında kalması nedeniyle acil sağlık bakımından bir yığılma var. Göçük altından geç çıkarılan insanlarda ezilme, yaralanma gibi çok ciddi doku hasarları var. Doku hasarlarının üzerine eklenecek enfeksiyon meselesi var. Bölgede yeterince enfeksiyon uzmanı yok, aile hekimleri tümüyle devre dışı kalmış durumdalar. Çünkü bütün bakım yaptıkları merkezler devre dışında kalmış. Psikolojik ve fiziksel olarak yorgun durumdalar. Sağlık hizmeti verecek kişilerin koordinasyonla oraya yönlendirmeleri ve barınak sağlanması gerekiyor. Çünkü hizmet verdikleri hastanelerin bazı kanatları yıkılmış, güvenli olup olmadıklarını da bilmiyorlar. Bunlar da henüz raporlanmamış. Enkazdan insan çıkarma çalışmaları birazcık enkaz çalışmalarına dönüşmüş vaziyette. Kolera gibi farklı salgınların oluşması da söz konusu. Belediyelerin başka belediyelerle ortaklaşma çalışmaları var. Bölgede çok sayıda sivil toplum var. Bölgede çok sayıda gönüllü var. Sisteme entegre olamamış olanlar kendi gruplarıyla çalışmalarını özveriyle sürdürmeye çalışıyorlar. Şunu söylemem lazım, buraya desteğin haftalarca, aylarca sürmesi ve bu gücün iyi kullanılması gerektiği de anlaşılıyor. Mutlaka koordinasyon olmak zorunda.”
Kolera salgını için vaka taramaları
Tuvalet sorunu nedeniyle kolera salgının oluşma riskinin mümkün olduğunun altını çizen Esin Davutoğlu Şenol, “Taramaların çok iyi sürdürülmesi lazım. İshal vakalarında artış olduğunda orada kolera olup olmadığı başka sıkıntıların çıkıp çıkmadığıyla ilgili önce vaka taramaları gerekir. Vaka çoğaldığında mikrobiyolojik taramalarla bunun kaynağının da bulunması ve vakaların iyi bir şekilde yönetilmesi lazım” dedi.
Şenol, bölgeye aşının ulaştığını ancak en büyük eksikliğin koordinasyon olduğuna dikkat çekti.
“Aşı ulaşmış. Tetanoz ve kuduz aşı serumları ulaşmış. Onlarla ilgili soğuk zincir tedariği sağlanmaya çalışılıyor. Şu an en büyük eksiklik, koordinasyonla ilgili. Tıpta triyaj dediğimiz hastanın değerlendirilmesi, durumun aciliyetinin bertaraf edilmeye çalışılması, ilgili merkezlere nakli meselesi var. Şu anda Adana’yı çok kullanıyorlar. Ambulans uçaklarla Ankara, İstanbul ve İzmir’in de kullanılması lazım. Sağlık kaynaklarının stratejik bir biçimde basamaklandırılarak akışın düzgünce sağlanması gerekiyor. Bu çok önemli. İnsanların barınak sorunu, çocukların eğitim sorunu ve insanların şu anda banyo sorunları var. İnsanlar bir haftadır banyo yapamıyorlar. Kolonyalı mendillerle temizlenmeye çalışıyorlar. Bunun içinde hastane çalışanları da var. Çünkü evlerine giremiyorlar. Hizmetlerini sürdürebilmeleri için çalıştıkları yerlerin güvenli olup olmadığına dair raporların kendilerine verilmesi lazım. Çadır, ama ondan daha önemlisi konteynırlara geçirilecek bu iki, üç aylık sürede makul ölçüyle sağlıkçıları ve görev yapmak zorunda kalan tüm görevlileri rotasyona tabi tutmak, makul insan gücünü kullanarak faydalanmak gerekiyor. Psikoloji ve moralleri ile bedensel güçleri çok düşmüş vaziyette, inanılmaz bir yıkım var. Evlerine girip bir ilaçlarını almaları bile mümkün değil. Orada AFAD’ın çok daha erişilebilir ve kolaylaştırıcı bir şekilde koordinasyonu üstlenmesi, yardım kolilerinin iyi işletmesi lazım”
Prof. Dr. Şenol, deprem bölgelerinde aşı birimlerinin kurulması gerektiğini, çocuk ve erişkinlerin eksik olan aşılarının bir an önce yapılması gerektiğini söyledi.