Diktatörlük döneminde Arjantin’de gözaltında kaybedilenler için adalet sağlanması amacıyla biraraya gelen ‘Plaza de Mayo Anneleri ve Büyükanneleri’nin mücadelesi günümüze kadar sürüyor. Buenos Aires Üniversitesi’nden Jazmín Lavitman, araştırmacı olarak Arjantin Savunma Bakanlığı’nda kayıplarla ilgili belgeleri inceliyor, süren yargılamaları destekleyecek raporlar hazırlıyor. Lavitman ile ‘Plaza de Mayo Anneleri ve Büyükanneleri’nin mücadelesini konuştuk.
Zoryan Enstitüsü-Toronto Üniversitesi ortaklığında 29 Temmuz - 11 Ağustos tarihleri arasında Toronto’da ‘Soykırım ve İnsan Hakları Üniversite Programı’ organize edildi. Arjantin’den gelen katılımcılardan Jazmín Lavitman, programın sonunda hazırladığı sunumda diktatörlük döneminde yaşanan gözaltında kaybetme vakalarını ve bunlarla ilgili Savunma Bakanlığı’nda yaptığı araştırmayı anlattı.
Jazmín Lavitman Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te yaşıyor, 29 yaşında ve tarih hocası olarak Buenos Aires Üniversitesi’nde çalışıyor. Felsefe bölümünü bitiren Lavitman şimdi de uluslararası insan hakları hukuku alanında yüksek lisansını bitirmek üzere. Lavitman Diktatörlük döneminde Arjantin’de zorla kaybettirme vakalarıyla çalışmaya başlamasına giden yolu şöyle aktarıyor:
‘Orduyla çalışıyorum’
“Arjantin’de insan hakları sorunlarına ilgim dört sene önce Savunma Bakanlığı’nda çalışmaya başlamamla oldu. 1976-1983 yılları arasında Silahlı Kuvvetlerin komutasında Arjantin Devleti tarafından işlenen suçlara dair belgeleri ortaya çıkarmak için araştırmacı olarak Silahlı Kuvvetlerin arşivlerinde çalışmaya başladım. Bu araştırma 2010 yılında İnsan Hakları ve Uluslararası İnsani Hukuk Ulusal Müdürlüğü’nde başladı.
Araştırmacılardan oluşan üç ayrı grup kuruldu: Donanma, Hava Kuvvetleri ve Ordu için. Ben Ordu kısmında çalışmaya başladım, bir sene sonra da araştırma grubunun koordinatörlüğünü üstlendim. O zamandan beri, Arjantin topraklarında gerçekleşen insanlığa karşı suçlarla ilgili davalar için raporlar ve belgeler sağlamaya farklı araştırmalar yürütüyoruz. Bazen topladığımız belgeler ulusal toprakların dışındaki suçları da yansıtıyor. Örneğin 1970-80 yılları arasında ABD’nin desteğiyle Latin Amerika diktatörlüklerinin eşgüdümünde yapılan “Condor Planı” olarak bilinen vaka ile ilgili önemli bilgiler topladık.
Plaza de Mayo Anneleri ve Büyükanneleri’nin mücadelesine araştırmacı olarak Savunma Bakalnığı’nda topladığı önemli belgelerle destek veren Lavitman, ‘Anne ve Büyükanneler’in adalet arayışını şöyle anlatıyor:
“İlk önce ‘Plaza de Mayo Anneleri’ ve ‘Plaza de Mayo Büyükanneleri’nin farklı gruplar olduğunun altını çizmek isterim. İkisi de diktatörlük döneminde 1977’de kurulmuş olsa da farklılar. ‘Plaza de Mayo Anneleri ve Büyükanneleri’ kuruluştan beri hafıza ve adalet mücadelesinin sembolü oldu. Mücadeleleri boyunca hiçbir zaman şiddete başvurmadılar. İki örgüt de çoğunlukla kadınlardan oluştuğu için feminist hareket tarafından da ciddi destek aldı. Feminist hareket, ‘Plaza de Mayo Anneleri ve Büyükanneleri’nin sembolü haline gelmiş tülbentlerinin yeşilini kürtajın yasallaşması için verilen mücadelede de kullandı.”
“Anneler zorla kaybetmeler ve siyasi cinayetlere uğramış çocukları için (30 bin kişi) adalet arayışında. Plaza de Mayo Anneleri cezasızlığa ve insanlığa karşı suçlarla ilgili yargı sürecini başlatan gruptur. ‘Plaza de Mayo Büyükanneleri’ ise diktatörlüğün zorla el koyduğu torunlarının arayışını sürdürüyor. Ailelerinden zorla alınan çocukların yaklaşık sayısı 500. ‘Plaza de Mayo Büyükanneleri’ ayrıca bilim insanlarıyla çalışarak Ulusal Genetik Veri Bankası'nı geliştirdiler. Böylece insanlar ebeveynleri hayatta olmasa bile, anne veya baba tarafından ailelerini buldular. Kimlik iadesi için mücadele verdiler, bu sayede sahte kimlikle, çoğu zaman da gerçek ebeveynlerinin katilleriyle yaşayan 128 torun gerçek kimliğine kavuştu.”
“İki örgütle de ilk bağlantım insanlığa karşı suçlara yönelik davaların örnekleri oldu. Her iki örgüt de bu tür davalarda müdahil, ben de onlarla çalışıyordum. Bu sene çalıştığım Felsefe Fakültesi ve Büyükannelerin kurduğu ‘Aile Biyografik Arşivi’ arasında bir anlaşma imzalandı. Bu arşiv gerçek kimliklerine kavuşmuş/kavuşacak torunlara yönelik çalışmalar yapıyor. Daha spesifik olarak büyükannelerden fotoğraf ve belgeler toplayıp, kayıp torunların ebeveynlerinin akrabaları, arkadaşları ve tanıdıkları ile mülakatlar yapıp arşivliyor. Projenin amacı torunlar bulunduğu zaman onlara kendilerine ait hikâyeye dair bilgi verebilmek. Bu anlaşma sayesinde fakültemizin öğrencileri projeye katkı sunabiliyor.”
Askeri yargılamalar
‘Plaza de Mayo Anneleri ve Büyükanneleri’nin adalet arayışı günümüzde hem ülke hem de uluslararası kamuoyu tarafından destek görse de bu hep böyle olmamış. Kuruldukları dönemden bu yana ‘Plaza de Mayo Anneleri ve Büyükanneleri’ne karşı Arjantin hükümetinin değişen tutumunu Jazmín Lavitman’dan dinliyoruz:
“Plaza de Mayo Anneleri ve Büyükanneleri yerli bağışlar ve uluslararası fonlarla ayakta duran iki insan hakları örgütü. İki örgüt de diktatörlük döneminde oluşup, her Perşembe Arjantin Hükümet Binası’nın önündeki Plaza de Mayo’da toplanıp diktatör hükümetten hesap soruyordu. ‘Plaza de Mayo Anneleri’nin ilk üyelerinin üç kişi de diktatörlük tarafından kaçırıldı ve ortadan kayboldu. 1978’de Dünya Kupası’nın Arjantin’de gerçekleşmesi ve 1979’da Amerikan İnsan Hakları Komisyonu’nun ziyaretiyle annelerin mücadelesi uluslararası görünürlük kazanmış oldu. Bu durum aynı zamanda anneleri tehlikeye atmış oldu.”
“Diktatörlük dönemi bittiğinde 1985’te askeri liderlerin yargılandığı ‘cunta yargılaması’ olarak bilinen süreç başladı. Bir sene sonra ordunun baskısıyla yargı süreci durduruldu. Tam o esnada ‘Plaza de Mayo Büyükanneleri’ kayıp torunların verilerini toplamak için Ulusal Genetik Veri Bankası'nı kurdu. Günümüze kadar faaliyetlerine devam eden bu inisiyatif, hem insanların gerçek kimliklerini bulmalarında çok yararlı oldu hem de toplanan veriler daha sonraki yargılamalarda delil olarak kullanıldı.”
“1990’da Başkan Carlos Menem diktatörlük döneminde yasadışı baskılara katılanlar için af çıkarttı. Bu dönemde ‘Plaza de Mayo Anneleri, uluslararası insan hakları örgütleriyle birlikte yargılamalarının tekrar başlanması için savunuculuk faaliyetlerine başladı. Tekrar başlayan ve sorumlular için ceza öngörmeyen yargılama süreci ‘Hakikat Yargılamaları’ adını aldı.”
“Néstor Kirchner ve Cristina Fernández hükümetleri (2003-2015) ‘Büyükanneler ve Anneler’in tarihsel taleplerini hükümet politikalarına taşıdı. İnsanlığa karşı suçların yargılanmasına 2005’te tekrar başlandı. Eğitim programları açıldı. 2010’da Silahlı Kuvvetler’in faaliyetlerini ve zorla kaybedilenleri incelemek için Silahlı Kuvvetler arşivlerinin gizliliği kaldırıldı. Yargılamalarda kullanılmak üzere Savunma ve Dışişleri bakanlıklarındaki pek çok dosya açıldı. 2015’ten bu yana Arjantin Devlet Başkanı President Mauricio Macri bu politikaları dikkate almamaya, hatta zorla kaybedilenlerin sayısını sorgulamaya başladı. ‘Plaza de Mayo Anneleri ve Büyükanneleri yeni hükümetin politikalarının en sert eleştiren gruplar arasında yer alıyor.”
Diktatörlük döneminde gözaltında kaybolmalarla ilgili süren davalar için Arjantin Savunma Bakanlığı’nda araştırmalarını sürdüren Lavitman, çalışmalarında yaşadığı sorunları şöyle aktarıyor:
“Arjantin Savunma Bakanlığı ile yaptığım çalışmalarıma gelirsek, son dört sene boyunca birçok dosya üzerine çalıştım. Genç sivil kadın olarak orduyla çalışmak kolay değil zira onların dosyalarını inceliyorum. Mahkeme, özel talep üzerine belli dosyaları incelemeye başlıyor. Örneğin Buenos Aires’te bir mahkeme şehrin belli bir bölgesinde ordunun faaliyetleri ile ilgili bilgi talep ediyor. Ekibimiz o bölgedeki ordu birimleriyle irtibata geçip oradaki birim çalışanlarının bilgilerini ve faaliyetlerini arşivden çıkarıp incelemeye başlıyor. Daha sonra söz konusu birimin her bir üyesinin kişisel bilgileri aranıyor, dosyalar inceleniyor, askeri yasalara karşı suçların özetleri gözden geçiriliyor. Her araştırma için gereken belgelerin hacmi çok büyük; bu nedenle araştırmalar bir ilâ üç ay sürüyor. Gerekli belgeler incelendikten sonra askeri terimleri yargılamalarda anlaşılacak kelime dağarcığına çevirip bir rapor hazırlıyoruz.”
“Sonuç her araştırma için farklıdır, ancak her zaman bu araştırma ile yapılabilecek şey 1976-1983 arasında üstü düzey yöneticilerinin sorumluluklarının belirlenmesi, önemli bilgilerin bulunması. İncelediğimiz bir vakada kaybolan birisinin nasıl öldürüldüğüne dair bilgiler var, hangi operasyon, nerede, ne zaman yapıldı gibi… Bunlar adalet arayışı için önemli bilgiler zira belirli bir anda kurumun eylemlerini yansıtıp bu yasadışı eylemleri ortaya çıkarıyor.”
Hükümetin tavrı
Genç araştırmacı son yıllarda Arjantin devletinin yaptıkları çalışmayı desteklemediğinden dolayı sorunlar yaşadıklarını fakat her şeye rağmen çalışmalarına devam edeceklerini dile getiriyor: “Yukarıda belirttiğim gibi şimdiki hükümet bu süreçlere çok ılımlı bakmıyor. 2017’dea ekibimden 10 kişi işten atıldı. Onlar olmadan çalışmaları sürdürmek kolay değil. Çalışmalarımıza çok zor şartlarda, çalışma malzemeleri olmadan, düşük maaş alarak ve artık Savunma Bakanlığı’nın desteği olmadan devam ediyoruz. Bu elbette Silahlı Kuvvetler’le günlük bazlı işlerimizde bizi daha savunmasız bir duruma düşürüyor.”
Lavitman’ın Cumartesi Anneleri’ne çağrısı
“Arjantin’deki ‘Plaza de Mayo Anneleri ve Büyükanneleri’nin mücadelesinin hakikat, hafıza ve adalet arayışı konusunda dünyada bir sembol haline geldiklerine dikkat çekmek isterim. Türkiye’de aynı nedenlerden oluşan soruların cevaplarını arayan Cumartesi Anneleri’ne hakikat uğruna mücadelelerine devam etmelerine, mücadeleyi uluslararası kamuoyunda duyurmaya, eylem yasağına rağmen barışçıl faaliyetlerinin devamını sağlayacak ittifaklar aramaya çağırıyor, onlarla dayanıştığımı bildirmek istiyorum.”