Son zamanlarda acayip yoğunlaştı. Tam bir karşı-devrim programı. Özellikle, muhalefetin Adalet Yürüyüşü ile Vicdan ve Adalet Nöbetleri sonucu uyanışının ardından. Bu durumda Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan iki yol seçebilirdi: 1) Tek Adam rejimi kurmak için attığı adımları yumuşatmak; 2) Hızlandırmak.
İkinciyi seçti; “Yorulan varsa çekilsin” buydu zaten. Birincinin karizmayı çizdireceğinden ürktüğü için mi, yoksa daha somut bir sebep mi var, anlamak için tahriklerin birkaçını sıralayalım. Son 1 ayda tarih sırasına göre ve kaynak göstererek. Ve bakalım bu sefer hangi bakan “Kendisini ilim adamı diye pazarlamış, yazısının her kelimesini alçakça kurgulamış bir uşak” diye terbiyesini bozmayı göze alacak.
***
30 Haziran 2017 - BBC muhabiri sınır dışı edildi.
01 Temmuz - Erdoğan zorunlu haftalık izni kaldıran kanunu onayladı ve işçilere haftada bir gün izin garantisi getiren kanun maddesi kaldırıldı.
05 Temmuz – Büyükada’da otel salonunda insan hakları toplantısı yapan aydınlar tutuklandı.
10 Temmuz - 10 Ekim Ankara Garı katliamı davasını izlemeye gelen Alman avukat duruşma salonuna sokulmadı. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yükseksağ’ın 04 Temmuz Salı günkü duruşmasında da yabancı heyetler duruşmaya sokulmamıştı.
12 Temmuz – Erdoğan: “Grev tehdidi olan yere OHAL'den istifade izin vermiyoruz" . Erdoğan: “Kılıçdaroğlu, sokağa çıkamaz hale gelirsin”.
13 Temmuz - Darbe Komisyonu raporuna yapılan eklemede CHP, FETÖ’yü darbe yapma konusunda cesaretlendirmekle suçlandı. Güneydoğu’da kayyımların son eylemi: Ünlü Kürt şairi Cegerxwin’in adı kaldırıldı, “15 Temmuz Millet Kültür Merkezi” kondu.
14 Temmuz – Ahmet Türk’ün CHP Adalet Yürüyüşü’ne katılması üzerine Erdoğan: “Bunlar tam teşekkülü hastaneden rapor aldılar mı? Bu raporu size gösterdiler mi? Nasıl bunlara çıkma şeyi verildi? Bunların kontrollü göz hapsinde olması gerekirdi". Erdoğan: “Türkiye hukuk devleti olmasaydı hainler çukurlarda yatıyor olurdu”. Erdoğan: “İhraç edilen memurlar özel sektörde çalışsın, bize ne!” . OHAL gerekçesiyle Tunceli’de Munzur Festivali yasaklandı. İncirlik’ten sonra, Alman vekillerin Konya NATO üssündeki Alman askerleri ziyaret talebi de reddedildi.
15 Temmuz – Ceplerde konuşma öncesi, kullanıcılar Erdoğan’ın 15 Temmuz mesajıyla karşılaştı. Bu olay G. Orwell’in “1984” romanını hatırlattı. Erdoğan: “Bunlar mahkemeye çıkarken Guantanamo’da olduğu gibi tek tip elbiseyle mahkemeye çıksınlar”.
16 Temmuz - Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş Sedat Peker: “Sayın cumhurbaşkanımızın bu dünyadaki misafirliği biterse diktatör neymiş görecekler. Cezaevlerini basacağız, en yakın bayrak direklerine, ağaçlara asacağız” dedi ve hiçbir soruşturma açılmadı. Eş başkanları cezaevinde olan HDP’li vekillere 36 fezleke daha geldi.
17 Temmuz - Ankara Belediyesi Anıtkabir alanına konut yapılmasına karar verdi.
18 Temmuz – 13 Ocak başından itibaren müfredattan çıkarılan Atatürk ve evrim kavramlarının yerine cihat girdi. 25 Nisan’da çocuklara cihat çağrısı yapan bir boyama kitabı dağıtılmasının ardından, “cihat” Diyanet-Sen tarafından “Aynı zamanda barış demektir” biçiminde tanımlandı. TDK Büyük Türkçe Sözlük’te cihat’ın tanımı: “Din uğruna yapılan savaş”.
19 Temmuz – Mağdurların yarısı OHAL Komisyonuna başvuramayacak.
21 Temmuz – İstanbul Kartal’da İBB ve TÜRGEV ortaklığında düzenlenen yaz okulu kapsamında küçük yaştaki çocuklar “Ya Allah Bismillah Allahüekber” diye bağırtılarak caddede yürütüldü.
22 Temmuz - “Yeliz Adaley" ismiyle tanınan AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı “Cihat bilmeyen çocuğa matematik öğretmek faydasız” dedi.
24 Temmuz – İçişleri Bakanlığının 30 ilde taksilere (ayrıca dolmuşlara ve minibüslere) bedava kamera takılması kararı büyük tepki yarattı ve yine Orwell’in “1984” romanına atıfla, “Büyük Birader Taksiye Bindi” olarak yorumlandı.
25 Temmuz – Müftülüklere nikah kıyma yetkisi verecek kanun tasarısı TBMM’ye geldi. Hükümet Sözcüsü B. Bozdağ, eskiden küçük kızları kaçak nikahlayanların şimdi bunu yasal olarak yapmalarına olanak verecek, “Belediyeye kıydırdı-İmama kıydırdı” ayrımını başlatacak tasarı için, "Laiklik ilkesine aykırı değildir; aksine tam da laiklik ilkesinin gereğidir; hukuk devletinin gereğidir" dedi.
28 Temmuz – 273 gündür tutuklu bulunan 12 Cumhuriyet yazarından 7’si mahkemeye çıkarılınca tahliye edildi. Cezaevlerinde daha 152 gazeteci olduğu açıklandı. Diyarbakır’da 2 polisin şehit olduğu IŞİD Davası'nda tüm sanıklar (toplam 16) tahliye edilmişti.
29 Temmuz – Başörtülü Merve Kavakçı’nın Malezya’ya dışarıdan büyükelçi atanmasının ardından, başörtülü Ayşe Hilal Sayan Koytak da Kuveyt’e dışarıdan büyükelçi atandı. Merve Kavakçı, müftü nikahına karşı çıktığı için CHP'yi şeriatı istememekle eleştirdi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ “Güneydoğu’da OHAL’i görmüyorsun ama ben Paris’te gördüm” dedi.
30 Temmuz – Hero tişörtü giyen gençlerden sonra “Part Time Hero” (yarı zamanlı kahraman) giyen genç de gözaltına alındı.
31 Temmuz - Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, belediye başkanlığı döneminde 10’dan fazla kaçak imam hatip yaptırdığını açıkladı.
1 Ağustos – Sevan Nişanyan’ın aslına uygun olarak restore ettiği eski Rum köyü Şirince’de kaçak gerekçesiyle bazı evlerde yıkım başladı. Yeni TBMM İçtüzüğü Resmî Gazete’de yayınlandı. Milletvekilleri döviz ve pankart getiremeyecek, konuşmaları kısıtlanacak. Medyada tamamen serbest olduğu halde, Meclis’te Soykırım terimini telaffuz ederek “Türk milletinin tarihine ve ortak geçmişine hakaret eden” ve Kürdistan diyerek “T.C.’nin idari yapısına aykırı tanımlamalar yapan” milletvekilleri “kınama” ve “Meclis’ten geçici çıkarma” cezası alacak. Osmanlı’da şeyhülislamın arazisi idi gerekçesiyle İstanbul Üniversitesinin botanik bahçesi müftülüğe devredildi. Kayyımların son eylemi: Van’da Ermeni mezarlığı ve höyük üstüne tuvalet yaptı. Diyarbakır’dan sonra HDP’nin İstanbul nöbetine de polis ablukası.
2 Ağustos – Kasları erimekteyken cezaevine sokulan iki açlık grevcisinden Semih Özakça 146. günde “Slogan atmayayım diye kafama bastırıyor, adeta beni boğarak nefessiz bırakıyorlardı” dedi. S. Özakça ve N. Gülmen’e destekleri engellemek için Ankara’da 1 aylık eylem ve konser yasağı ilan edildi. Üç ayrı şubesinde küçük çocuklara tecavüzlerle gündeme gelen Ensar Vakfı MEB’yle protokol imzaladı: 1ooo’e yakın Halk Eğitim Merkezinde her yaşta kişiye farklı alanlarda 10 yıl boyunca kurs verebilecek, buralarda kendi müfredatını uygulayacak.
***
Nedir bunlar sizce? Sakın bunlar, AKP tarafından yaptırılan son iki kamuoyu araştırmasında çıkan 7 Haziran tablosunu ne yapıp edip 1 Kasım’a dönüştürme planının adımları olmasın?
Çünkü bu memleket sakinleştiği zaman AKP kaybediyor, kutuplaştığı zaman iktidara geliyor. Yani, Erdoğan kutuplaştırdığı zaman.