Bu yazı kısa ve net olacak.
Almanya’daki Türkiyeli bazı dostların AKP’liler hakkında ‘Biz bunlara burada miting yaptırtmayız’ diye özetlenebilecek tutumları çok yanlış, fevkalade yanlış.
***
Bir kere, ilke açısından iler-tutar yeri yok. Zalimin hukuk dışı davranışlarını mazlumun da benimsemesi kadar büyük hata yoktur; bumerang etkisi yapar. En azından, zalimin kötülüğünü bir tür dengeleyerek iticiliğini azaltmış durumuna düşer mazlum.
Nitekim derhal her yerde ve her saniye kullanmaya başladılar. Düşünebiliyor musunuz, B. Bozdağ gibi birine “Almanya'daki uygulama tam faşist bir uygulamadır" gibi bir laf üretme fırsatı sağlanmış bulunuyor...
Neyse uzatmayayım, sanırım açıktır.
***
İkincisi ve bu fevkalade sıkışık Referandum takviminde daha bile vahimi:
Almanya’daki bu yasaklama, Erdoğan Rejimi’nin can çekişen Evet oylarına “Allah’ın bir lütfu”dur.
Hayırlar kazanmaya doğru doludizgin giderken “gavur” Alman belediyelerinin bu yasaklamaları, kararsızların büyük oranda olduğu Türkiye’de Evetçilere bir sürü kararsız oyu kazandırmıştır.
Çünkü AKP’nin sevgili silahı MAĞDURİYET’i durup dururken mis gibi harekete geçirmiştir.
İşleri tepetaklak giderken bundan büyük “Allah’ın lütfu” düşünemezdi Erdoğan. Almanya’da bir değil yirmi miting yapsaydı bu kadar kârlı çıkamazdı.
***
Bu yazı biraz geç kalmış olabilir çünkü çok sevdiğim ve güvendiğim Almanya’daki/Avrupa’daki kimi Türkiyeli dostların iletileri elime yeni yeni ulaşmakta ve beni şoka uğratmakta. Bir bakın:
“O Evet’i patlatırmış bu Hayır’ı zayıflatırmış diye ince elekten geçirmenin bu durumda anlamı yok. Laissez faire naifliğinin zamanı geçti artık. Muhalefeti evinde içeri tık, olmadık eziyeti et, sonra öbür tarafta at koştur. AKP Almanya’da zaten % 70.
“Ne Evet’i patlayacak? Bunlar zaten orada TV, djital kutu, uydu internetle her gün o kahvelerinde iskambil kulüplerinde camilerinde reis propagandasını gün gün izliyorlar. Niye izin verilecekmiş? Defolsunlar gitsinler. Devir kapatma davasının açıldığı devir değil. Kimse kusura bakmasın.”
Bu arkadaş bu işten Almanya’daki değil, Türkiye’deki Evet oylarının yararlanacağının farkında değil. Oysa Türkiye’yi en iyi bilenlerdendir. Ama genel kurala mağlup: Öfke Baldan Tatlıdır.
***
Çok sevdiğim bir genç arkadaşımdan:
[Kılıçdaroğlu’nun bu yasaklamalara karşı çıkması hakkında]: “Bu adam saçmalıyor. Biz burada RTE’nin çıkmaması için mücadele ediyoruz, arkamızdan hançerliyor. Alman gazetecileri niye muhalefet Erdoğan’ı bu konuda destekliyor diye soruyor.
”Türk faşizmini artık burada konuşturmak istemiyoruz. Bu bir düşünce değil, insanlık suçu. Faşizme geçit yok, kimse kusura bakmasın.”
Hoş geldin 1970’lerin son yılları…
***
Almanya’da uzun zaman önce yerleşmiş bir dost bilgi iletiyor:
“Hocam burada Yeşiller başta olmak üzere sol muhalefetin son zamanlarda epey faaliyetleri oluyor. Erdoğan'ın miting alanına canlı yayınla bağlanmasına bile izin verilmiyor, Bekir Bozdağ'ın miting yapmasına izin verilmedi, buradaki gurbetçileri fişleten muhbir Evetçi imamlar gözaltına alındı haklarında soruşturma başlatıldı... Bu ve buna benzer girişimler özellikle Cem Özdemir'in öncülüğünde Yeşiller, sol muhalif kesim tarafından gerçekleştiriliyor.
“Cem Özdemir, ‘Erdoğan eğer Almanya'da miting yapıp konuşmak istiyorsa, önce Türkiye'deki muhalifleri hapse atmayı bırakmalı ve muhalefetin miting yapmasına izin vermeli’ diyor.”
İnternetten baktım, Aydan Özoğuz da aynı mealde. Oysa ikisi de bugüne kadar fevkalade sağlıklı şeyler düşünmüş ve yapmışlardır.
***
Olan oldu. Bari bundan sonra devam etmesin.
Almanya’daki Türkiyeli dostlardan bu yazdıklarıma sinirlenenler olacaktır, ama bu beni hiç ilgilendirmez; vatandaşlık görevimi yaptım.