HDP Mardin Milletvekili, Erol Dora 2017 Bütçe Görüşmelerinde Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde söz alarak azınlıkların yaşadığı sorunları hatırlattı. Dora, 'gavur' ifadesini kullanan Numan Kurtulmuş'un da nefret söylemi yaptığını belirtti.
Milletvekil Dora, azınlıkların el konulan ve henüz iade edilmeyen taşınmazlarını hatırlattı, en acil sorunun vakıf seçim yönetmeliği olduğunu belirtti. Dora ayrıca Ruhban Okulu’nun açılmamasının da sorun yarattığını ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un geçtiğimiz günlerde “gavur” ifadesini kullanmasını eleştiren ve bu ifadenin nefret söylemi içeriğini belirten Dora, “devleti temsil edenlerin bu kelimeyi kullanmasının Müslüman olmayan kimliklerin kendilerini daha da güvencesiz hissetmelerine neden olacağı aşikardır” dedi.
Erol Dora konuşmasında şunları söyledi:
“Halkların Demokratik Partisi eş genel başkanlarıyla birlikte 10 milletvekili adeta siyasi rehin pozisyonunda cezaevinde tutulmaktadır. Ve biz şu anda 78 milyonu ilgilendiren bütçe tasarısını görüşüyoruz. Bu durum, görüşmelerin meşruiyetine büyük ve telafisi zor bir gölge düşürmektedir.”
“Her alanda istikrarsızlığa yol açan bu ceberrut uygulamalardan ve özellikle OHAL uygulamasından derhal vazgeçilmeli ve ülke barışına, güçlü demokrasiye, hukukun üstünlüğüne hizmet edecek çağdaş ve makul düzenlemelerin önü açılmalıdır.”
“İade edilen mülkler sembolik”
"Bildiğiniz gibi, Azınlık vakıflarına yani Ermeni, Süryani, Keldani, Rum ve Musevi vakıflarına ait taşınmazlara el konulması meselesi uzunca bir süredir Türkiye'nin önünde çözüm bekleyen önemli sorunlardan birisidir. El konulmuş taşınmazların sayısı o kadar fazladır ki iade edilen mülklerin sayısı bunların yanında sembolik düzeyde kalmıştır."
“Vakıf seçim yönetmeliği sorunu acil”
Bugün azınlık vakıflarının yaşadığı ve acil çözüm üretilmesi gereken bir sorun vakıfların seçim yönetmeliği meselesidir. Azınlık vakıflarının yönetim kurullarının seçimini düzenleyen yönetmeliğin Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yaklaşık 4 yıldır iptal edilmiş olması nedeniyle, vakıflar birçok idari sıkıntı yaşamaktadırlar. Anayasal bir hak olan seçme ve seçilme özgürlüğünün engelleniyor olması, azınlık cemaatlerinin örgütlenme özgürlüğünü de kısıtlamaktadır.
“Heybeliada Ruhban Okulu açılmalı”
Lozan Antlaşması’na göre, gayrımüslim azınlıkların dini ayinlerini icra etmeleri ve her türlü okul ve benzeri eğitim ve öğretim kurumları açmaları serbesttir. Anayasa’ya göre de temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalar tüm yasal düzenlemelerin üzerindedir. Bu bağlamda, Heybeliada Ruhban okuluna uygulanan bu yaklaşım terk edilmeli ve hukuk devleti olmanın gereği yerine getirilmelidir.
“Gavur” söylemi güvencesiz hissettiriyor
Başbakan yardımcısı Sayın Numan Kurtulmuş tarafından sarf edilen ve kamuoyunu ve özellikle de gayrımüslim yurttaşlarımızı derinden inciten ve açıkça nefret söylemi niteliği taşıyan ifadelere dair de belirtmeliyim ki; Farsça “gabr” yani Müslüman olmayan sözcüğünün zamanla “kafir”e oradan da “gavur”a dönüşen ifade, aslında kendi dini dışında olanla ilgili önyargıların bir dışavurumudur. Özellikle devleti temsil edenlerin bu kelimeyi kullanmasının Müslüman olmayan kimliklerin kendilerini daha da güvencesiz hissetmelerine neden olacağı aşikardır.