Kafkas dağlarında üç bin kilometre, üç ülke ve bu ülkelerden geçen upuzun bir yol.. Washington kökenli bir inisiyatif, Trans Kafkasya Yolu Derneği (TCTA), dünyanın en uzun doğa yürüyüşü parkurlarından birini hayata geçirmek için kolları sıvadı. Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’dan geçecek olan bu yürüyüş yolu için yerel partnerlerle çalışan dernek, bölgede hem eko turizmi geliştirmeyi, hem yürüyüşçülere heyecan verici bir parkur kurmayı hem de sınır çatışmaları nedeniyle bir araya gelemez görünen Kafkasya ülkelerine bambaşka bir gözle bakmayı amaçlıyor. Ekibin Ermenistan’daki üyelerinden Vahakn Vardumyan’la projeyi konuştuk.
Kafkasya bölgesinde bir yol açma projesi nasıl doğdu?
Ekibin bir kısmı önceden tanışıyordu ve beraber doğa yürüyüşü yapıyordu, turizm altyapısı geliştirmek için birlikte çalışabileceklerini düşündüler. Bazıları da projenin hazırlanma aşamasında ekibe dahil oldu. Sanırım bir araya gelmemizi şöyle özetleyebiliriz: dağlar kavuşmak istedi ve bunu gerçekleştirebilecek insanları sonunda buldular. Neden bu yolu seçtiğimiz sorusuna gelirsek: Kafkasya pek çok anlamda çok çeşitli bir bölge. Daha fazla izole kalamazdı bizce, dünyaya açılmasının vakti gelmişti. Ayrıca dünyanın pek çok yerinde doğa yürüyüşü yapanlar, iyi bir altyapı talep ediyor. Ortak vizyon ve bu tür bir yolu yaratmak için gereken deneyime sahip insanlar bir araya geldiğinde proje ortaya çıktı.
Proje şu an ne aşamada?
Şu anda, Büyük ve Küçük Kafkasya Dağları’nı dolaşan iki bölümden ulaşan parkurun keşfedilmesi, işaretlenmesi ve haritalandırılması yapılıyor. Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’da halihazırda işaretlenmiş yollar da var, bağımsız doğa yürüyüşçülerinın keşfettiği yeni yollar da. Ermenistan ve Gürcistan yürüyüş yollarını birleştiren Küçük Kafkasya yolu yaklaşık bin 500 km uzunluğunda. Bu yolu tamamını keşfettik. Yolun yürüyüşçüler için inşa edilmesi için önümüzdeki yaz Ermenistan’da bir yürüyüş yolu inşa kampı düzenleyeceğiz, bunun sağlamak için de kaynak toplama aşamasındayız. Tahminlerimize göre, Ermenistan ve Gürcistan’da 120’şer kilometre olan ilk bölümleri 2017 sonbaharında açabileceğiz. Bu biraz da başlattığımız fon toplama kampanyasında ne kadar başarılı olacağımıza bağlı.
Ayrıca şu anda üç ülkede çalışmalara devam etsek de önümüzdeki yıllarda yolu Rusya ve İran’a doğru genişletmek istiyoruz. Çünkü coğrafi olarak Kafkasya dağları bu iki ülkeyi de kapsıyor. Ayrıca yolun çok kültürlü yapısı ve barış inşasında oynamak istediği rol düşünüldüğünde, uluslararası ekibimizin amaçlarına da uygun bir çaba olacak bu.
Doğa yürüyüşü yolu açmak ne demek? Nelere dikkat etmek gerekiyor?
Yol tasarımı yerel toplulukların ve yürüyüşçülerin pek çok ihtiyacını göz önünde bulundurmanız gereken epey karmaşık bir süreç. Örneğin yolun yürüyüş için ilgi çekici olması lazım, çok yüksek ya da çok alçak olmamalı, maceralara açık olmalı ama tehlikeli olmamalı, güvenli olmalı ama çok fazla ‘inşa edilmiş’ gibi görünmemeli vs. Bu yüzden yolları açarken nerelerde kamp kurulabileceğini, nerelerde su kaynağı olabileceğini göz önüne almak gerekiyor. Bunların hepsi yürüyüşçünün ihtiyacı olan önemli faktörler. Ayrıca yolun büyük şehirlere hatta köylere çıkmamasına özen göstermek gerek, çünkü yürüyüşçülerin istediği bu değil. Bir yandan da alt yolların ana yollara, böylece de bazı yerel hazinelere de çıkmasına da özen göstermek gerekiyor; çiftlikler, parklar, bahçeler, yerel pansiyonlara ya da köy evlerine örneğin. Böylece yürüyüşçüler için maksimum seçenek ve olabildiğince konfor sunmak mümkün oluyor.
Doğa yürüyüşü açısından, ne kadar zor bir yoldan bahsediyoruz? Yolun tamamen yürünmesi ne kadar sürer?
Çok zor bir yol olmayacak, ama bazı zorluklarla, dağlık bir arazide yürüyüş yapmanın tüm ilginçliklerini barındıran bir yol olacak. Yani buraya yürüyüşe gelenler düz bir arazide yürüyeceklerini beklemiyor elbette, bir takım zorluklar yaşayabilecekleri bir yol beklentisiyle geliyorlar. Yolun Ermenistan ayağı 800 km uzunluğunda. Günde 15-20 kilometre yüründüğü takdirde yolun tamamlanması 4 haftayı bulur. Gürcistan’dan Ermenistan’a, oradan da İran sınırına uzanan bin 500 kilometrelik yolu tamamlamak yaklaşık 2 ay sürer. Ama bu sayılar şimdilik çok afaki, daha yolun yarısından fazlası keşfedilmeyi bekliyor.
Projenizin amaçlarından biri de yerel halk için ekonomik imkanlar sağlamak. Bu nasıl mümkün olacak?
Yolları açmanın ve korumanın tek yolunun yerli toplulukların katılımı olduğunu düşünüyoruz. Bu kadar devasa ölçekte bir şeyi yaratmak sadece parayla ilgili değil, maddi destek bulsanız bile örgütsel çaba ve fiziksel olarak işgücü gerekiyor. Yolların geçtiği yerlerde yaşayan halklar bu yolların asıl sahipleri. Çünkü bu yolda yürüyeceklere kapılarını açacak, kamp alanlarında onlarla iletişime geçecek olanlar onlar. Bunu başarabilmek için öncelikle bölge halklarına projemizi anlatıp ne kadar önemli olduklarını ve ne tür roller alabileceklerini anlatmamız gerekiyor. Bu yol sayesinde kendileri için farklı iş alanları yaratabilir, kendi topluluklarını terk etmek zorunda kalmadan hayatlarını kazanabilirler. Bölgede göç çok büyük bir sorun. Sovyet sonrası ülkelerin ekonomik ve sosyal sorunlarıyla ilgili yapılması gereken pek çok şey var. Örneğin önümüzdeki sonbaharda açacağımız ‘yol inşa kampı’nda yerel halkın da katılımını sağlayarak, onlara ‘yürüyüş yolu açıcısı’ diyebileceğimiz yeni bir meslek imkanı teklif edeceğiz. Eğer herhangi bir Kafkasya ülkesine gidip köylülerle konuşmuşsanız çeşitli pek çok konuda işinin ehli ne kadar usta olduğunu, köylerin aslında nasıl büyük bir potansiyel barındırdığını görmüşsünüzdür. Potansiyelin yönetilip işletilmesi gerekiyor. Deneyimlerimize dayanarak söyleyebilirim ki bu çoğu zaman gerçekleşmiyor. Belki projemiz bunu sağlayabilir.
Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’da eko turizm çalışmaları var mı? Yerel partnerle ilişkileriniz ne durumda?
Ermenistan ve Gürcistan’da pek çok yerel partnerimiz var. Azerbaycan’da yerel partner bulmak için çalışmalara başladık, henüz somut bir sonuç alamadık ama en azından bir başlangıç oldu. Eko turizm genel olarak insanları ıssız ve riske açık alanlara çağırmak demek. Riskten kaçınabilmek için düzgün bir yürüyüş yolunun açılması çok önemli. Gürcistan eko turizm konusunda Ermenistan ve Azerbaycan’dan birkaç adım ileride, bunun nedeni de Gürcistan Hükümeti’nin turizm alanında kurumsal destek vermeye başlaması. Bu destek sayesinde uluslararası standartlarda pek çok turizm projesi ortaya çıkıyor, bu da Gürcistan’a her sene daha fazla turist gelmesine neden oluyor. Ermenistan’daysa eko turizm yapısal olarak pek gelişmiş değil, çoğunlukla yerel ve küçük ölçekli işletmeler inisiyatif alıp riske girerek bu işe atılıyorlar, devletten de destek alamıyorlar maalesef. Fakat bu durum yavaş yavaş değişeceğe benziyor, çünkü uluslararası organizasyonlar gün geçtikçe daha çok Ermenistan’da iş yapmaya başladı.
Bu yolların bir kısmının yüzyıllar öncesine uzandığını tahmin ediyorum. Ulaştığınız böyle yollar var mı?
Bölgede hayvanlar ve insanlar tarafından yıllar içinde oluşturulmuş binlerce yürüyüş yolu var, bir kısmı Soyvetler Birliği’nde kalma görece yeni yollar. Kafkas ülkelerinden geçen İpek Yolu’nu hepimiz duymuşuzdur; fakat maalesef çoğu zaman gerçekte gördüğünüz yürüyecek bir yolun kalmadığı, herhangi bir yön tabelası olmayan alanlar oluyor. Yerel rehberlerin yardımıyla bazı kadim yürüyüş yollarını tekrar keşfetmeyi başardık. Bu yollardan bazıları çok ilginç, sadece insanların yürüyebileceği kadar dar olmayan, atların ve at arabalarının geçtiğini bize gösteren, epey geniş yollar.
Kafkasya aynı zamanda sınır çatışmalarının yaşandığı bir bölge. Bu durumunda planlarını etkileyeceğini düşünüyor musunuz?
Çatışmalar yalnızca aptalca politikalar ve talihsiz tarihi olaylar yüzünden değil, ayrıca insanların bilgisizliğinden ve birbirlerinin kültür ve değerlerini takdir etmemesinden de doğuyor. İnsanlar profesyonel olarak idare edilen çatışma tahriklerine karşı da pek dirençli değiller ki bu tahrikler de aynı beladan, yani cehaletten güç alıyor. ‘Düşman’ fikri komşu veya uzak kültürler arasındaki uçurumu genişletiyor. Sınır ötesi yürüyüş yolları gibi projeler son derece iyi barışma araçları, çünkü böyle projeler sayesinde birçok yabancı kültür gerçekten evinize, avlunuza veya bahçenize kadar geliyor ve bu da çatışmaları daha başlamadan durdurmak veya mevcut çatışmaları çözmek bakımından siyasi yöntemlerden çok daha etkili. Bu yürüyüş yolunun açıldıktan sonra Kafkasya bölgesinde barış ve huzura büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz ki yol yapımının ilk aşamalarında bile getirebileceği barışın potansiyelini hissetmeye başladık. Eninde sonunda, vahşi doğanın ortasında bir ateşin başında akşam yemeği hazırladığında, günbatımında o muazzam dağlara vuran iç ısıtıcı güneş ışıklarını gördüğünde insan şunu fark ediyor: GPS cihazı önündeki manzaranın çeşitli Kafkasya ülkeleri olduğunu söylese de ilginç bir şekilde ülkelerin nerede bitip nerede başladığını artık göremiyorsun. İşte bu dağlarla etkileşim içinde olmanın gerçekliği; her zaman hissettiğimiz ve inandığımız şey bu.