Kilise vakıfları, Sur'daki acele kamulaştırma kararını yargıya taşıyor. Dicle Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Halifeoğlu ve uzun süre Diyarbakır Sur ilçesinde Belediye Başkanlığı Abdullah Demirbaş Agos’a konuştu.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Bakanlar Kurulu’nun kararıyla acele kamulaştırma kararı alınan yerler arasında Ortadoğu’nun en büyük Ermeni kilisesi olan Surp Giragos Kilisesi de var. Aynı kararla Süryani, Keldani ve Protestan Kiliseleri de kamulaştırıldı. Kamulaştırma kararının ardından başlayan tartışmalar üzerine hükümet cephesinden kiliselerle ilgili kamulaştırmanın uygulanmayacağı açıklaması geldi. Kilise vakıfları, Bakanlar Kurulu kararını yargıya taşıyor. Uzmanlar ise kararın düzeltilmesi gerektiği görüşünde.
Surp Giragos Kilisesi’nin restorasyon çalışmalarını yapan ve restorasyonla Avrupa’nın en prestijli kültürel miras ödülü olan Europa Nostra’nın sahibi Dicle Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Halifeoğlu ve uzun süre Diyarbakır Sur ilçesinde Belediye Başkanlığı Abdullah Demirbaş Agos’a konuştu.
Suriçi böylesini görmedi
Halifeoğlu, Roma döneminden beri canlı bir kent yaşamına sahip olan Suriçi bölgesinin daha önce bu boyutta bir çatışma ve yıkım görmediğini ve de böylesine kapsamlı bir yenileme ve yeniden yapım çalışması da olmadığını söyledi.
Kentsel bir sit alanı olan Suriçi için acele yapılmış kamulaştırma ve kentsel dönüşüm kararlarının, geriye dönüşü imkansız hatalara neden olabileceği uyarısında bulunan Halifeoğlu, “Bu bakımdan plan ve programlı bir biçimde önce tahribat ayrıntılı incelenmeli, durum tespitlerinden sonra genel ve bireysel olarak yapılar ve sokak ölçeğinde projeler üretilmelidir. Tüm çalışmalar 2012 yılında onaylanan Koruma Planı ve Alan Yönetimi İlke Kararları’na uygun biçimde yapılmalıdır” diye konuştu.
Kentin en önemli anıtsal yapılarından olan Kurşunlu Cami ile Ermeni Katolik Kilisesi’nin büyük tahribata uğradığının medyadaki görüntülerden anlaşıldığını söyleyen Halifeoğlu,
“Dört Ayaklı Minare ve bu minarenin cami yapısının avlu duvarlarında da tahribat gözlenebilmektedir. Bu yapıların ayrıntılı durum tespit ve hasarlarının işleneceği rölöve ve restorayon projeleri hazırlanmalı ve kapsamlı bir restorasyon çalışmasına tabi tutulmalıdır. Surp Giragos Kilisesi’nin aldığı tahribata yönelik bir bilgi veya görüntüye ulaşamadık. Kilise avlusunun güneyini sınırlayan dükkanların yapıyı büyük oranda korumuş olabileceğini düşünüyorum. Bu bakımdan büyük bir maddi kaynak gerektirecek hasar olmadığını ümit ediyorum” diye konuştu.
Molozlar ayıklanmalıydı
İlçedeki sokağa çıkma yasakları devam ederken, yıkılan binaların molozlarının ilçeden alınarak boş arazilere götürülmesi de basına yansımıştı. Halifeoğlu, alanda durum tespiti yapılmadan molozların atılmış olmasının önemli veri kayıplarına neden olmuş olabileceğini ifade ederek molozlar için tarihi yapılara ait malzemelerin değerlendirilmesinin sağlanması gerektiğini söyledi.
Alanın korunmasının sadece mimariyle olamayacağını belirten Halifeoğlu, şunları söyledi, “Suriçi bir kentsel sittir. Bölgenin bütünsel korunması esastır. Sadece anıtsal yapıların korunması doğru değildir. Kent, sokağıyla, geleneksel evleri, çeşmeleri, geleneksel ticaret yapısı ve sosyal dokusuyla korunmalıdır. Bir alanın korunması sadece mimarisiyle olmaz. Doğru bir koruma o alanın hem sosyal, hem de mimari yapısıyla sağlanmalıdır.”
Davalar açılıyor
Diyarbakır’da bulunan Ermeni, Süryani, Protestan ve Keldani Vakıflarına ait ibadethaneler ve mülkler de acele kamulaştırma kararından nasibini aldı. Protestan Vakfı’na ait kilise ve kilise içinde bulunan üç arazi, Süryanilere ait Meryem Ana Kilisesi dışında 9 farklı yer, Keldani Kilisesi de acele kamulaştırma kararı kapsamında. Ortadoğu’nun en büyük Ermeni Kiliselerinden olan Surp Giragos Ermeni Kilisesi’de kamulaştırma kapsamında.
Diyarbakır’daki vakfılar, kamulaştırma kararına karşı önümüzdeki hafta içinde dava açacak.
Öte yandan Sur ilçesinin yanı sıra Şırnak’ın Silopi ilçesinde de bazı mahalleler için acele kamulaştırma kararı alınmıştı. Avukatlar Nuray Özdoğan ve Sertaş Ekinci, Silopi’de yaşayan üç müvekkilleri adına kamulaştırma kararının iptali için mahkemeye başvurdu. Dava dilekçesinde acele kamulaştırma kararının mevzuata aykırı olduğu savunuldu.
Başbakan ziyaret etti
Kararın alınmasının ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sur ilçesine giderek yapılacak olan kentsel dönüşüm projesini savundu. Davutoğlu şunları söyledi:
“Sur’un mekanının korunması iki ana temele dayanacak. Birisi UNESCO kültürel mirası ilan edildiği için Dışişleri Bakanlığım döneminde bizzat takip ettiğim bir konudur, Sur ve Hevsel Bahçelerinin UNESCO kültür mirası olması. Oldu, kabul ettirdik. Bu kültürel miras çerçevesi dışında Sur ve Hevsel Bahçeleri ile ilgili tek bir adım atılmayacak. Kültürel miras korunacak. 2012’de uzun çalışmalar sonrasında kabul edilen Koruma Amaçlı İmar Planı esas alınacak.”
Abdullah Demirbaş: İkna yönetimiyle yaptık
Diyarbakır Sur ilçesinde önemli projelerin altında imzası olan Sur Belediyesi eski Başkanı Abdullah Demirbaş, hükümetin sık sık dile getirdiği 2012 Sur ilçesi Koruma Amaçlı İmar Planı’nı anlattı. Agos’a konuşan Demirbaş, “Eğer o plana göre yapacaklarsa neden bu acele kamulaştırma kararını aldılar?” diye sordu.
Suriçi’nin dönüşümü için insanları ikna ederek çalışmalar yaptıklarını hatırlatan Demirbaş, şunları söyledi,
“Bahsedilen Koruma Planları bizim dönemimizde oldu. Orayı açık hava müzesi haline getirdik. Her yeri tarihi dokusuyla uygun bir hale getirdik. Biz çalışmalarımızı katılımcı bir tarzda yaptık. Valilik, Koruma Kurulları, yerel yönetimler ve çevre örgütleri beraber çalıştık. Halkın katılımını esas aldık. Kentsel dönüşüm dediğiniz şey bizim içim ‘Tarihle Buluşma’ projesiydi. Belirli sıkıntılar doğdu. Kamulaştırmalar sıkıntı yarattı. Zoraki kamulaştırmadan yana olmadık. O yüzde biz halkı ikna etme yöntemiyle çalışmaları yürütüyorduk. Temel yaklaşımımız buydu. Geç oluyordu ama sağlam oluyordu. İnsanlar kendi isteğiyle ve katılımıyla yapılmasını istedik. Oradaki insanları mağdur etmedik.”
Rant iddiaları var
Acele kamulaştırma kararıyla, katılımcılık boyutunun eksik kaldığını ve zoraki bir dönüşüm sürecinin başladığını ifade eden Demirbaş,“Bütün bu yıkımlardan sonra zoraki kamulaştırma mağdur edecek. İnsanlara zaten zulüm yaptınız. Bir de bu mağdur edecek. Ayrıca rant iddiaları var. Çeşitli müteahhitlerin toplantılar yaptığı, başka insanların buraya yerleştirileceği gibi ciddi iddialar var” diye konuştu.
Dönüşümü orada yaşayan insanlarla beraber yapılması gerektiğini söyleyen Demirbaş, şunları dile getirdi,
“Bir bütün olarak alelacele çıkartılan bu kararlar sıkıntılara neden oluyor. Eğer Koruma Planlarını esas alacaklarsa, acele kamulaştırma kararlarına gerek yoktu. Zaten, bunun için kurullar oluşturulmuştu. Yerel yönetimler var. Bu tür projeler insan mekan ilişkisiyle yapılmalıdır. Dönüşümü orada yaşayan insanlarla beraber yapmalısınız. Kültürel farklılıkları korumadan yapacağınız restorasyon doğru restorasyon değildir.”