Başbakan Davutoğlu’nun çatışmalar nedeniyle yerle bir olan Sur’u Tolede yapacaklarını söylemesine tepkiler artıyor. Diyarbakır'ın simgesi olan Sur ilçesinin korunması için UNESCO'ya çağrılar yapılıyor. Çevreciler “Suriçi’nde kentsel dönüşümün telaffuz edilmesi bile suç olmalıdır” diyor.
Sokağa çıkma yasağının ve çatışmaların 64. gününe giren Sur’da bir taraftan da Sur’un aldığı ağır tahribat nedeniyle restore edilmesi tartışmaları devam ediyor. Sur’da çatışmalar ve ölümler devam ederken Başbakan Davutoğlu’nun “Diyarbakır Sur’u öyle inşa edeceğiz ki aynen Toledo gibi mimari dokusuyla herkesin görmek istediği bir yer haline gelecek” açıklamasından sonra HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da “Orayı cehenneme çevirdiniz, ne Toledo’su” diye cevap vermişti.
Siyaset alanından sonra Sur’un ‘Toledo yapılmasıyla ilgili hukukçular, yerel yöneticiler ve uzmanlar böylesi bir dönüşümün Sur’un çok kültürlü kimliğini yok edeceğini, göç ve asimilasyona neden olacağını belirterek, kentsel dönüşümün en kanlı biçimde gerçekleştirilmek istendiğini vurguladı.
Cumhuriyet gazetesinden Mahmut Oral’ın haberine göre, Diyarbakır Sur’da 5. kez ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve operasyonlar 64. gününe girerken tarihi ilçe operasyonlarda yerle bir oldu, en az 20 bin kişi evlerini terk etti. Yaşananlara karşın Başbakan Davutoğlu’nun “Sur’u Toledo yapacağız” açıklaması büyük tepki çekti. Hukukçular, yerel yöneticiler ve uzmanlar böylesi bir dönüşümün Sur’un çok kültürlü kimliğini yok edeceğini, göç ve asimilasyona neden olacağını belirterek, kentsel dönüşümün en kanlı biçimde gerçekleştirilmek istendiğini vurguladı. Abdullah Demirbaş, Sezgin Tanrıkulu, Turan Kapan, Fatma Esmer ve Raci Bilici, “kentsel dönüşümün kanlı bir şekilde gerçekleştirilmek” istendiğini söyledi.
'Sosyal miras'
Abdullah Demirbaş (Eski Sur Belediye Başkanı): Hükümetin yapmak istediği rant politikası ve bunun da ötesinde Sur’daki mevcut çok kimlikli, çok kültürlü yapıyı tekleştirmektir. Yapılması gereken Sur’u, özellikle insani dokusu korunarak, açık hava müze kent haline getirmek olmalıdır. Kültürel miras korunurken sosyal miras da korunmalıdır. Bu demografik yapıyı yerinden söküp, yerine yeni bir yapı koymakla dönüşüm yapılmaz. Sulukule örneğinde gördük.
'5 bin yıldır duruyordu, 6 ayda yıkıldı!’
Sezgin Tanrıkulu (CHP İstanbul milletvekili): Toledo binlerce yıllık tarihi geçmişinde onca savaş ve çatışmaya rağmen hiç zarar görmeden günümüze gelmiş bir kültür mirasıdır. Sur ise onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış bir kültür mirası olarak, 5 bin yıldır çatışma ve savaşlardan hiç zarar görmediği halde, son 6 ayda hiç görmediği kadar zarar görmüş, tanklar ve toplarla yıkılmıştır.
‘Başbakan istedi diye’
Turan Kapan (İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı): Sur’a Toledo demek, Milano demek akıl tutulmasıdır. Başbakan istedi diye Sur, Toledo olmaz. Yapmak istedikleri modernist bir yaklaşımdır. TOKİ’nin bu çerçevede yaptıkları ortadadır.
'Kabul edilemez’
Fatma Esmer (Amed Göç Der Eşbaşkanı): Sur’da böylesi bir girişim kentte yeni bir göç dalgası, yeni imar alanları, kent merkezine yeni bir yığılma demektir. Ama ondan önemlisi söylenen şey, insanların istekleri dışında.
‘Kabul edilemez'
Raci Bilici (İHD Diyarbakır Şube Başkanı): 1990’lı yıllarda birçok köy, şehir yerle bir edildi ama hiçbiri yapılmadı. Kimse Toledo peşinde değil, kimse lüks peşinde değil, insanlar kendi hayatını kurtarma ve onuruyla yaşama peşindedir.
Toledo
Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi kültürlerini harmanlayan 2 bin yıllık tarihiyle UNESCO korumasındaki Toledo, mimarisi kadar işgal ve direnişlerle dolu geçmişiyle de dikkat çekiyor. Sırasıyla Roma belediyesi, Vizigotların başkenti, Kordoba emirliğinin kalesi, Mağribilerle savaşan Hıristiyan kralların üssü ve ardından başkenti olan Toledo, en büyük darbeyi 1936’da faşist General Franco’dan aldı. Franco, Cumhuriyetçi direnişçilerin sığındığı tarihi kaleyi iki ay bombalattı. Alcazar de Toledo savunmasıyla tarihe geçen 84 bin nüfuslu kent, Kastilya-La Mancha özerk bölgesinin de başkenti.