Hürriyet ve Posta gazetesi, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerini hedef gösteren konuşmalarıyla ilgili bir yazı yayımladı.
Eski Mısır Başkanı Mohammed Mursi'nin idam kararını Hürriyet gazetesi internet sitesinde “Dünya şokta! Yüzde 52 oy alan Cumhurbaşkanı'na idam” başlığıyla vermiş, bu başlık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun tepkisini çekmişti. Her iki lider de Doğan Medyası'nı eleştirmişti.
Cumhurbaşkanı son olarak dün düzenlediği Samsun mitinginde Doğan medya’yı hedef göstermiş, “Menderes’in akıbetini, Mursi’nin durumunu örnek göstererek alacağınız cevap umduğunuz yerden değil, milletin sinesinden geliyor. Ne diyoruz onlara, hadi oradan diyoruz. Yeter, söz milletin diyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
Hürriyet ve Posta gazetesi bugün ilk sayfadan yayınladığı "Cumhurbaşkanı'na sesleniyoruz" başlıklı yazıda "Bizden ne istiyorsunuz?’ diye sorduç
Yazının tamamı şöyle:
“Dünya şokta! Yüzde 52 oy alan Cumhurbaşkanı’na idam” diyerek Mısır’ın bir önceki seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi için verilen idam kararını, dünyayı şoke edecek bir karar olarak ifade ettik.
Bizim bu başlığı atmamızdan iki saat sonra siz İstanbul’da kürsüye çıktınız ve bizim attığımız başlığın birebir aynısını söylediniz, “Mısır’da halkının yüzde 52 oyuyla seçilen Mursi ile ilgili idam kararı verildi” dediniz.
Ancak ertesi gün Kayseri Meydanı’nda şöyle dediniz: “Türkiye’de bu haberi Doğan Medya Grubu nasıl verdi? Yüzde 52 ile idam”.
* * *
Sayın Cumhurbaşkanı...
“Yüzde 52 ile idam” diyerek, sizi kastettiğimizi ima ediyorsunuz. Yüzde 52 ya da yüzde bilmem kaç; hiç fark etmez... Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’nın idam edileceğini ima etmek bir şerefsizliktir.
Bu çerçevede bize yönelik sözleriniz çok haksız ve mesnetsiz bir ithamdır.
Kanıtınız nedir Sayın Cumhurbaşkanı? Kendi ifadeniz olan bir cümleyi, bizim başlık yapmamız mıdır kanıtınız? Böyle bir kanıt olabilir mi? Bu kadar da çarpıtma olabilir mi?
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bize “Neyi kastettiniz, ne demek istiyorsunuz” dedi. Hiçbir şeyi kastetmediğimizi mertçe açıkladık. Buna rağmen neden ancak şerefsizlik olarak nitelendirebileceğimiz bir ima ile bizi suçluyorsunuz? Amacınız nedir?
* * *
Sayın Cumhurbaşkanı..
Bizi “Paralel’le işbirliği yapmakla” da suçluyorsunuz.
“Paralel” dediğiniz yapı, sizinle işbirliği içinde olduğu dönemde, dünyanın en haksız, en hukuksuz, en zalim vergi kumpasının üzerimize salınmasında büyük rol oynamış bir yapıdır. Bizim Paralel’le ne işimiz olur?
* * *
Sayın Cumhurbaşkanı...
Bizden ne istiyorsunuz? Apaçık haksızlıklarla, apaçık çarpıtmalarla, apaçık zorlamalarla, niyet okumalarla neden bize saldırıyorsunuz? Bizi neden hedef gösteriyorsunuz?
Ne istiyorsunuz bizden?
Sürgün mü edeceksiniz bizi? Zorunlu ikamete mi mecbur edeceksiniz? Ne yapacaksınız? Üstat Necip Fazıl’ın dediği gibi bizi “Öz yurdumuzda garip, öz vatanımızda parya” mı yapmak istiyorsunuz?
* * *
Sayın Cumhurbaşkanı...
Bize “Hayatınızı korku ile geçiriyorsunuz” diyorsunuz.
Neden korkmalıyız ki? Demokratik bir ülkenin Cumhurbaşkanı, vatandaşlarına neden korku ile yaşamalarından söz etsin ki?
Korku ve demokrasi yan yana gelebilecek kavramlar mıdır
* * *
Sayın Cumhurbaşkanı...
Eğer kastınız, Anayasa’nın güvencesi altında olan basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, eleştiri özgürlüğü gibi haklarımızı kullanmaktan korkmak ise...
Bu özgürlükleri hiç korkmadan savunacağımızı bilmelisiniz.