İdris Naim Şahin, mizah dergileri için zengin bir konu. Her hatfa onudan aldıkları ilhamla kapaklar yapıyorlar. Mizah dünyamız belli ki kendisinden çok memnun. Orada kalsa iyi. İdris Bey şu anda İçişleri Bakanımız ve güvenliğimiz ona emanet. Sorun buradan çıkıyor.
Kendisinin ismini Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Genel Sekreter olarak öğrendik. AK Parti kurulunca burada da kendisi uzun yıllar Genel Sekreterlik yaptı. Sessiz sakin bir duruşu olduğunu hatırlıyorum.
İçişleri Bakanlığı ona fazla mı geldi, yoksa o zaten bu anlayışıyla bir tercih nedeni mi oldu, bunu tam olarak bilmemiz kolay değil. Bu soruyu Başbakana sormak gerekir: “Bilerek mi kendisini İçişleri Bakanı yaptınız?”
Bana bilerek yapılmış gibi geliyor. Çünkü Naim “Şahin” artık bir konseptin sembolü haline dönüştü. Bu konsept, “yazılarınızı ağzınıza tıkarım” diyerek en veciz halini almış bulunuyor.
İşin içinden çıkamayan siyasetçinin, ilk sinirlendiği, en sinirlendiği, hemen susturmak istediği kişi gazetecidir. İdris Bey'in de öyle. Durup durup gazetecilere kızıyor, atıyor, tutuyor... Hergün bir vecizeyle kamuouyu önüne çıkıyor.
Bahçeli memnun
Bazı AK Partililer memnun olmasa da MHP lideri Devlet Bahçeli'nin uzun süreden beri ilk kez memnun olduğu bir AK Partili bakandan söz ediyoruz. Kürt sorununda bugüne kadar, AK Parti'yi yerden yere vuran, “bölücüler” diye hançeresini yırtıncaya kadar bağıran Bahçeli, duyduk ki İdris Bey'den çok memnunmuş.
Bu da bir şey tabii. Demek ki, bir ittifak zemini oluşmuş. Şiddet sorunu çözülsün istiyoruz ya. Kürtlerin hakkı hukuku meselesine bir formül bulunsun diyoruz ya. Bunun için partiler aralarında bir uzlaşma sağlasın beklentilerimizi dile getiriyoruz ya...
İşte size dört dörtlük formül: Bahçeli, İdris Bey ittifakı...
Ne dersiniz, çözüm olmaz mı. Bahçeli, “Girelim Kandil'e dümdüz edelim, işi bitirelim” diyor. İdris Bey bu işi yapmaya uygun bir siyasetçi olarak öne çıkıyor. Versinler elele, Kandil'e mi çıkarlar, Suriye Kürdistanı'nı mı işgal ederler, Barzani'yi mi tepelerler...
Ne istiyorlarsa yapsınlar..
Yaparlar mı, yaparlar...
Tayyip Bey'in desteğiyle
Ben bu “Şahin konsepti”ni beğenmeye başladım. Herhalde Başbakanımız da çok beğeniyor ki, İdris Bey'e toz kondurmuyor.
Sedat Selim Ay geçenlerde İstanbul'da Terörle Mücadele'nin başına geçirildi, bizzat İdris Bey tarafından. Karada ölüm yok artık. Deneyimli bir polisle işler yoluna girecek. Adam işkenceden yargılanmış doğru...Peki mahkum mu olmuş? Birazcık ceza almış o da zaman aşımına uğramış. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye'yi mahkum mu etmiş... Etmişse etmiş. Biz yerel hakimlerimizin kararlarına güvenir, onu bilir, onu anlarız...Polis yargı ittifakının çok mutluluğunu yaşadık. İşkencenin ne kadar faydalı olduğunu yazan mahkeme kararlarımız bile bulunuyor.
Ben bu konsepti çok beğendim. Tayyip Bey de beğeniyor.
Bu anlayışla giderse Türkiye Kürt sorununu kökünden halleder. Evet ortalık biraz karışabilir. İç ve dış dengelerin bozulması nedeniyle, şiddet daha da fazla tırmanışa geçebilir. Güneydoğu'da daha da büyük zayiatlar olabilir.
Bunun sonunda elde edilecek en büyük sonuç Türk milliyetçiliğinin tırmanışa geçmesi ve şahlanmasıdır. Türklerin titreyip kendilerine dönmeleridir.
İdris Beyle Bahçeli arasında oluşan bu yeni yakınlaşmanın değerini bilelim derim...
Bu olanak her zaman ele geçmez...