İstanbul 16'ncı Ağır Ceza Mahkemesi, Odatv davası kapsamında tutuklu yargılanan Nedim Şener, Ahmet Şık, Şait Çakır ve Coşkun Musluk'un tahliyesine karar verdi. Gazeteciler Şık ve Şener 375 gün sonra özgürlüklerine kavuşacak.
“Ergenekon” soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalar sonrasında gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın'ın da aralarında bulunduğu 10'u tutuklu 13 sanık hakkında açılan davanın 11'inci duruşması yapıldı. Duruşma neticesinde Şener, Şık, Coşkun Musluk ve Sait Çakır'ın tahliyesine karar verildi.
Mütalaasını açıklayan Savcı Ufuk Ermertcan, Odatv yazarı Sait Çakır’ın tahliyesini isterken, diğer dokuz sanığın tutukluluk halinin devamı yönünde karar verilmesini istemişti.
Oda tv davasına 45 günlük aranın ardından bugün devam edildi. Dava kapsamında Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Oda Tv Genel Koordinatörü yazar Doğan Yurdakul, 21 Şubat'ta sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmişti.
Yalçın küçük gelmedi
Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 11 duruşmasına aralarında Nedim Şener, Ahmet Şık ve Hanefi Avcı'nın da bulunduğu tutuklu 9 sanık katılırken ikinci Ergenekon davasının tutuksuz sanığı bu davanın tutuklu sanığı Yalçın Küçük ise duruşmaya katılmadı. Yalçın Küçük'ün ikinci Ergenekon davasında savunmasının alınmasına başlanmıştı. Tutuksuz sanıklar Ahmet Mümtaz İdil ve Doğan Yurdakul ise duruşmaya katılmazken tutuksuz sanık İklim Ayfer Kaleli de duruşmada hazır bulundu.
Tübitak'a dijital deliller gönderildi
Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, dava dosyasıyla ilgili gelişmeleri açıkladı. Başkan Ekinci, TÜBİTAK'a müzekkere yazıldığını daha önce belirlenen bilirkişi listesine yapılan itiraz nedeniyle başka bir bilirkişi listesi istendiğini, gelen 10 kişilik listeden ise 3 kişinin belirlendiğini belirtti. Başkan Ekinci, dosyadaki dijital delillerin imajlarının ve sanık avukatlarının konuyla ilgili verdiği dilekçeler ve mahkemenin hazırladığı sorularla birlikte gönderildiğini ifade etti. Başkan Ekinci ayrıca, kuruma raporun en hızlı şekilde hazırlanmasını istediklerini belirten bir yazıda gönderdiklerini bildirdi.
Emniyet: 'Ergenekon terör örgütüdür
Emniyet Genel Müdürlüğü'nden mahkemeye gönderilen Ergenekon yapılanmasının bir terör örgütü olup olmadığına ilişkin cevap yazısındaki, 'Konu kovuşturmayı yürüten bağımsız mahkemelerin yetkisinde kalmakla beraber 'Ergenekon' yapılanması bir terör örgütüdür' açıklaması Başkan Ekinci tarafından okundu. Davanın tutuklu sanığı Barış Terkoğlu'nun ikametinde ele geçirilen ve MİT'e ait olduğu belirtilen dokümanların 'gizlilik' derecesinde olduğunu açıklayan Başkan Ekinci, bu nedenle söz konusu belgelerin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından muhafaza altına alındığını söyledi. Başkan Ekinci İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nden Hanefi Avcı'nın yargılandığı Devrimci Karargah davası dosyasının bir örneğinin talep üzerine gönderildiğini kaydetti. Duruşmada, Ahmet Şık'ın avukatı Fikret İlkiz'in savunmasında eksik kalan bölümleri anlatması için söz verildi.
Fikret İlkiz iddianamedeki iddiaları tek tek yanıtlarken 'Medya faaliyetlerini iddialarınızın delili olarak sunuyorsunuz' dedi. Hakim Ekinci, İlkiz'i 'Siz diye kast ettiğiniz savcılık makamıdır. Öyle söylerseniz daha doğru olur. Biz daha karar vermedik' diye uyardı.
'Sizin avlunuzda kaç avuç gökyüzü var?'
İlkiz savunmasında şunları söyledi:
- AİHM çerçevesinde ifade ve düşünce özgürlüğünü bu salonda tartışmamamız için hiçbir sebep yok
- Bu davanın iddianamesi yazılırken hukuk ve insan hakları kurallarına uyulmadığını görüyoruz. İddianamenin hukuka aykırı olduğu bizim için kesindir.
- Savcılık iddia makamıdır. Sanığın karşıtı değildir.
- Davaya bakan mahkeme olağan dönemde olağanüstü görevlidir.
- Bu davada savcıların davranış biçimleriyle yargı etiği ihlal edilmiştir.
- Barış, ''Cezaevi avlularında sadece bir avuç gökyüzü var'' demişti. Savcılara soruyoruz; Sizin avlunuzda kaç avuç gökyüzü var?
- Hukuksuzluğun suç ortağı olmak istemiyoruz.
- Kimse gazetecileri topluma düşman olarak göstermesin, bu suçtur
- Başbakan kitaba bomba diyor. Nereden biliyor? Bu adil yargılamayı etkileme değil midir?
- İddianameyi yazanlar gazetecilikten zırnık kadar anlamıyor.
- Telefon tapelerinde benimle yaptığı görüşmeler var. Bana kitabıyla ilgili haberler çıktığında 'Ne yapayım?' diye sordu Ahmet Şık. Ben de ''Bir an önce yayınla da üzerindeki şaibe kalksın'' dedim. İşte o tapelerdeki talimat verdiği iddia edilen Fikret Abi benim
- Gazetecilerin haber kaynakları gizlidir ve korunmalıdır.Ama bu davada haber kaynaklarına el konuldu
- İddianamede 'anlaşılmıştır', 'tespit edilmiştir' deniliyor ama biz ne anlayabildik ne tespit edebildik.
DAVADAN NOTLAR....
- Mahkeme Başkanı Yalçın Küçük'ün gelmediğini görünce 'Yalçın Küçük yoksa duruşmanın yarısı bitmiş demektir' dedi ve güldü.
- Aralarda sanıkların kulağına birşeyler fısıldadığı görülen Emin Aslan salondan çıkartıldı. Hakim, ''İleride tanıklığına başvurulabilir'' dedi.
- Hanefi Avcı kitabının çıktığı yayınevinin redaktör ve editörlerinin duruşmaya getirilmesini bu tarih karmaşasını aydınlatmalarını talep etti
- Hanefi Avcı gelecek duruşmada 1 saat bilgisayarlı sunum yapma sözü aldı hakimden.
- Avukat Celal Ülgen, Doğan Yurdakul'un tahliyesi için 'Yetmez ama teşekkürler' dedi.
- Sait Çakır gazetelerde çıkan 'Tuncay Özkan'ın tecriti bitti' haberleri hakkında 'Özkan tecritten alınmadı. Ben tecrite Tuncay Özkan'ın yanına alındım' dedi.
- Duruşmaya, aralarında Ruşen Çakır ve Haluk Şahin'in de bulunduğu çok sayıda gazeteci de tutuklu gazetecilere destek olmak amacıtyla izleyici olarak katıldı. Yurt dışından bazı basın mensuplarının da duruşmayı izlediği görüldü.
(Hürriyet)