Beykoz Surp Nigoğayos Kilisesi Vakfı’nın, gasp edimli olan, Boğaz kıyısındaki arazisinin geri alınmasının ardından yaşanan sorunlar, uzun süren müzakereler sonucunda nihayet çözüldü. Arazinin üst kullanım hakkı, daha önce bir protokolle kararlaştırıldığı gibi Surp Pırgiç Hastanesi’nde kaldı. Yakın zamanda bu duruma karşı çıkan Başepiskopos Aram Ateşyan geri adım atmak zorunda kaldı.
ROBER KOPTAŞ
rober.koptas@agos.com.tr
Beykoz Surp Nigoğayos Kilisesi Vakfı, birkaç yıl önce, geçmişte el konulan ve bugünün piyasa şartlarında çok değerli olan bir arazisini geri kazanmıştı. Hükümetin son dönemlerde gayrimüslim vakıflarının gasp edilen mülklerinin iadesi yönündeki adımları kapsamında kazanılan arazi, Boğaz kıyısında yer alması itibariyle, yüz milyonlarca dolarlık bir değere sahip. Beykoz Kilisesi’nin mülkiyetinde olan bu arazi, uygun koşullarda değerlendirildiği takdirde pek çok Ermeni kurumunun maddi sorununu ortadan kaldıracak bir potansiyel taşıyor.
Ancak şüphesiz, arazinin kullanım hakkıyla ilgili uzun bir hukuki süreç söz konusu. Bölgede işgalci konumunda yer alanlar olduğu gibi, bölgenin imar durumu da, bundan sonra atılacak hukuki adımlar konusunda dikkatli olunmasını gerektiriyor. Cemaati kalmayan bir kilise olan ve kendi yağıyla kavrulmaya çalışan Beykoz Surp Nigoğayos Kilisesi yönetimi, bu zorlu sürecin daha güçlü bir şekilde sürdürülmesi için, Patriklik Emlak Komisyonu’nun da yönlendirmesiyle, Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı yönetimi ile bir protokol imzalayarak, arazinin kullanım hakkını bu vakfa devretmişti.
Tek taraflı feshedilmişti
Hastane Vakfı yönetimi ise çeşitli davalar açtı ve arazinin en iyi şartlarda değerlendirilmesi için çalışmalara koyuldu. Açılan davaların harçları dahi önemli bir meblağ tutuyordu. Ancak bir süre sonra Başepiskopos Aram Ateşyan araya girerek, Patrikliğin paraya ihtiyacı olması gerekçesiyle, Beykoz yönetiminin, Surp Pırgiç’le imzaladığı protokolü tek taraflı olarak feshetmesini sağladı. Fesihten, Surp Pırgiç Hastanesi yönetimi sonradan haberdar oldu.
Konu 20 Ocak’taki son VADİP toplantısında gündeme geldi. Toplantıda, Hastane Vakfı Yönetim Kurulu üyelerinden Krikor Döşemeciyan, Beykoz Vakfı’na güvendiklerini, ancak vakfın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedip Patrikhane’yle anlaştığını ve hastaneyi yüzüstü bıraktığını söyledi. Gedikpaşa Surp Hovhannes Kilisesi Vakfı Başkanı Harutyun Şanlı da, Patrikhane’nin tüzel kişiliğinin olmadığını hatırlatarak “Patrik Genel Vekilimiz hukuki açıdan hangi sıfatla kullanım hakkını alacak?” diye sordu.
Toplantının ardından, çözüm için arayışlar hızlandı. Özellikle önceki protokole önayak olan Patrikhane Emlak Komisyonu, kurumlar arasında görüşmeler yaparak bir ortak zeminde buluşulması için çaba harcadı. Yapılan müzakereler sonucunda, Beykoz yönetimi, arazinin yeniden Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı yönetiminin kullanımına verilmesine karar verdi.
Okulu olan vakıflar sevinecek
Varılan anlaşmaya göre, araziden elde edilecek gelirin %70’i okulu olan vakıflara, %15’i Patrikliğe, %5’i Beykoz Surp Nigoğayos Kilisesi Vakfı’na, %10’u ise Surp Pırgiç Hastanesi’ne tashih edilecek. Ayrıca, Getronagan, Samatya ve Kadıköy vakıfları yönetimleri de bu anlaşmaya uygun davranılıp davranılmadığı konusunda kurumsal denetçilik yapacaklar.
Böylece, Başepiskopos Aram Ateşyan’ın girişimleriyle çıkmaza giren bir sorun, yoğun çabalar sonucunda tatlıya bağlanmış oldu. Tüzel kişiliğinin tanınmaması nedeniyle mülk edinmesi önünde hukuki sorunlar çıkarılan ancak maddi sorunları olan Patriklik makamı için de bir pay ayrılmış oldu. Varılan bu konsensüs sonrasında Başepiskopos Aram Ateşyan geri adım atmak zorunda kaldı. Dileriz, anlaşmaya taraf olan kurumlar söz konusu taahhütlerine uyar ve Ermeni toplumunun bu önemli kazanımı şeffaf bir şekilde değerlendirilir.