CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında, “Türkiye’nin nasıl soyulduğunun artık bu milletin öğrenmesi lazım. Hırsızın kimliğini bu milletin öğrenmesi lazım. Başbakanlık koltuğunda oturan kişinin ihale dağıtan bir kişi olduğunu bu milletin artık öğrenmesi lazım. Niye ‘başçalan’ diyoruz? İşte bunun için diyoruz” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında özetle şunları söyledi:
KEŞKE DAVA AÇSALAR
Parlamentoda arkadaşlarımız hırsız var diyorlar, Ak Partili vekiller dava açacağız diyorlar. Keşke açsalar. Hırsızın kimliğini mahkemede tespit etmiş oluruz. Kimse bunların eline su dökemez ahlaksızlık konusunda. Deniz Feneri. Ne diyordu Alman yargıç? Yüzyılın soygunu. Asıl failler nerede? Türkiye’de diyordu. Savcı harekete geçti, iki savcı daha verdiler. Tam olay aydınlığa kavuşacak, üç savcıyı birden görevden aldılar. Almanya ile bizim farkımızı görün. Ben Merkel’in yerinde olsaydım Recep Tayyip Erdoğan’a şu soruyu sorarım. “Siz failleri bıraktınız, savcıların peşine düştünüz. Bunun gerekçesi neydi?” Sorar mı? Sormasını isterim. Hırsızlığı soruşturan savcıların soruşturulduğu düzene harami düzeni denir.
UTANMA DUYGUSUNU İMAN OLUŞTURUR
Utanma duygusunun kaynağını iman oluşturur. Bir insanda ahlak varsa, inanç varsa utanma duygusu vardır. Bunların tümünü kaybedene ar damarı çatlamış der bizim vatandaşımız. Size şimdi Hazreti Muhammed’in bir cümlesini okuyacağım, hadisini okuyacağım. Diyor ki peygamberimiz, “Utanmadıktan sonra istediğini yap. Çünkü en büyük kayıp utanma duygusunun kaybıdır. Onu kaybettikten sonra geriye koruyabileceğin bir değerin kalmamış demektir. Artık neyi istersen onu rahatça yapabilirsin.”
MARDİN AHLAKSIZLIĞA PRİM VERMEZ
Şunun için söylüyorum, iki bakan birden bire piyasaya çıktılar. Yurt gezilerine çıktılar. Biri gitmiş Mardin’e. Diyor ki verilmeyecek hesabım yok. Bunu söyleyeceğine Adalet Bakanı’na de ki, fezlekeleri getirin Meclis’e, ben aklanmak istiyorum, ben Yüce Divan’a gitmek istiyorum de. Bir grup vatandaş da dik dur eğilme, Mardinli seninle diyor. Mardin’in ilk çimento fabrikası yapıldığında ben Mardin’deydim. Bütün inançların barış içinde yaşadığı kent Mardin’dir. Mardin ahlaksızlığa prim vermez. Mardinli de ahlaksızlığa prim vermez. Senin önünde de diklenen adam, haramilerin önünde iki büklüm oluyor. Başçalanın önünde iki kat iki büklüm oluyor.
ANKETLERE BAK: VATANDAŞ YOLSUZLUĞA İNANIYOR
Sen fezlekelerin gelmesini engelliyorsun. Rüşvet yolsuzluk olaylarını engelliyorsun. Çıkmışsın millete hava atıyorsun. En son anketler yayımlandı. Yurttaşların büyük bir kesimi bir yolsuzluk olduğuna inanıyor. Sen sokakta normal bir yurttaşın yürüdüğü gibi alnı açık yürüyemezsin. Sen önüne bakmak zorundasın. Etrafındaki şakşakçılar seni aldatmasın. Artık hırsız var dendiğinde göreceksin bütün gözler senin üzerine çevriliyor? Neden? Gerekçesi budur.
Hatırlar mısınız bunlardan biri de Trakya Birliğin Mali Genel Kurulu’nda “Asrın yolsuzluğu dediklerinin bir belgesi var mı?” demiş. Yürekli bir kadın da çıkmış demiş ki “Kutu kutu” demiş. Daha ne belgesi istiyorsun sen yahu?
BELİNDE BİR HASAR OLMAMIŞTIR
Tabii bir bakan var, eski bakan. Önüne istifa dilekçesi konduğunda Erdoğan Bayraktar dedi ki, ben istifa etmem, bütün talimatı başçalan verdi, ben de altına bastım imzayı. İstifa edecekse onun istifa etmesi lazım. Ayrıca önüme bir metin koymuşlar, Erdoğan’ı koruyan deklarasyona imza atacağım. Ciddi bir U dönüşü. Herhalde belinde bir hasar olmamıştır. Bana sorduklarında dedim ki, Karadenizliler yiğit adamlardır. Bir şey söyledi mi arkasında dururlar. Bu Karadeniz’in yüz karasıdır. Karadenizlileri tenzih ediyorum. Çark etmiş şimdi. Benim en büyük efendim Recep Tayyip Erdoğan diyor. Kesin şu olmuştur. Başçalan çağırmıştır, daha düne kadar malı beraber götürüyorduk, bak savcıyı aldık, emniyet müdürünü aldım. Benim istediğim savcılar oraya gittiler. Bak kafamı kızdırma, seni hapse de attırabilirim, beraat de ettirebilirim. Ne yapmam lazım? U dönüşü yapman lazım. Belimde hafif bir ağrım var, seni doktora gönderirim diyor.
HAYATINDA NE DEĞİŞTİ?
O nedenle kişiliği olmayan, oturmayan insanların böyle bir yapısı vardır. Bunu 10 dakikadan uzun sürdü ama, gerçekten samimi söylüyorum çok üzüldüm. Ne değişti arkadaş senin hayatında? Neler vaat edildi sana? Üstelik başçalan, kendi milletvekillerini ne diye tanımlıyor? Tuzluk diye tanımlıyor.
AKP milletvekillerini bu Başbakan tuzluk diye tanımlıyor. Bir yürekli adam herhalde çıkar, ‘Biz tuzluk değiliz, bu kadar da hakaret edemezsiniz’ demesini bekledim. İstifa edenlerden biri, çıktı gerekli eleştiriyi yaptı, onu yürekten kutluyorum. Şimdi AKP saflarında tuzluk olarak tanımlanan milletvekili arkadaşlarıma sesleniyorum. İtiraz etmezseniz, sizin adınız vatandaşın gözünde, AKP’den bir tuzluk geldi diyecekler. İtiraz etmiyorsunuz.
HARAM ORTAKLARI
Haram ortağı bunlar, harama ortaklar. Fezlekeler geldi, bir türlü Meclis’e gelmiyor. Bakınız İzmir’den fezleke geldi. Fezleke Adalet Bakanlığı’na geliyor, kendisiyle ilgili. Adalet Bakanlığı doğrudan Meclis’e gönderin diyor. O da alıyor savcı, Meclis’e gönderiyor. Meclis, bize gelmeyecek adalet bakanlığına gidecek diyor. Kime gidecek arkadaşlar bu fezleke? Adalet Bakanlığı’nda bekleyen fezlekelerin üzerinde çalışıldığını, bazı bölümlerin bürokrasiye dağıtıldığını, ek savunmaların alındığını biliyoruz. O fezlekelerin içinde ne var, her bir satırını biliyoruz. Oynarsanız ne olacağını göreceksiniz.
MİLLET BUNU AFFETMEZ
İstiyorlar ki AKP, bu fezlekeleri çöp sepetine atalım. Biz o fezlekeler, artık milletin vicdanındadır diyoruz. Millet bunu affetmez. Kul hakkı yiyeni bu millet affetmez. Elli kez Recep Tayyip Erdoğan’a söyledim. Çık televizyonlara, ben kul hakkı yemedim de. Diyemiyor, diyemez. Yırtık ayakkabıyla girdin. Servete bakın. Ne yapacaksın sen bu kadar villayı? Çocuk sayısı belli. Millet başını sokacak yer bulamıyor, beyefendi ‘Villa villa villa’ deyip duruyor.
MİLLİ İRADE HIRSIZLIĞI
Bir de milli irade hırsızlığından bahsediyorlar. Kenan Evren’in çıkardığı siyasi partiler yasası var. Bunun değişmesini istiyor. Kim istiyor? CHP istiyor. Darbe yasalarıyla bu ülke yönetilmesin istiyor. Vatandaşın önüne siyasi parti liderleri milletvekili listesi koymasın istiyor. Vatandaş gidiyor, A partisine oy veriyor, bir bakıyor milletvekili B partisi çıkarmış. Bu milli irade hırsızlığı değil mi? Diyor ki vatandaş, ben A Partisine oy verdim, ama hiç milletvekili çıkaramadı neden? Yüzde 10 barajı var. Bizim son seçimlerde çıkarmamız gereken 33 milletvekili AKP saflarında çıktı. Milli irade hırsızlığı işte budur. Sadece bu mu? Hayır. Yargı Türk milleti adına karar verir. Açın anayasa öyledir. Peki sen yargıya savcıya hakime müdahale ediyor musun? Ediyorsun.
DÜNYANIN EN BÜYÜK HIRSIZLIKLARI
Bütün milletimin bunu bilmesini isterim. Arkadaşlara dedim ki, bu dünyada büyük yolsuzluklar olmuştur. Bunların tablosunu bir çıkarın öğrenmiş olalım. Kimin hırsızı birinci onu bir görelim. Çıkardılar, 2003’te Saddam 1 milyar dolar götürmüş, bunun 650 milyon doları sarayında bulunmuş Boston Müzesi’ni soymuşlar 1990’da, tabloları çalmışlar, değeri 300 milyon dolar. İngiltere’de güvenlik kasalarını soymuşlar 1987’de, 110 milyon dolar. Brezilya’da merkez bankası, 78 metrelik tünel kazmışlar 69 milyon dolar kazanmışlar. Halbuki bizimkiler gibi devleti soysalardı hiç başları ağrımayacaktı. Biz de sadece birinci operasyonda, tartışılan rakam götürüldüğü iddia edilen rakam 85 milyar Euro. Guinness rekorlar kitabına girecek bir soygun. Onun için diyorum zaten, dünya tarihinde böylesi görülmedi diye. Ne dedi onların sözcüsü? Efendim bu rakam doğru değil. Çalan sizsiniz rakamı açıklayın hep beraber öğrenelim.
BÜYÜK DÜŞÜN BÜYÜK GÖTÜR
Ne diyorlardı? Büyük düşün, büyük götürüyorlar. O villaları alacaklar, yedi göbeklerini güvence altına alacaklar. Tütün üreticisi hakkını alamıyormuş, varsın hakkını alamasın diyor. Bu mu sadece? Sadece bu olsa, yolsuzluk var üzerine gidelim. Başka bir şey daha var. gerçekten film yapılması gereken bir şey.
BAŞBAKAN ARIYOR
21 Temmuz 2013. Recep Tayyip Erdoğan, müteahhidi arıyor. Diyor ki, “Ondan sonra bizim evde bir görüşme yapalım. Sen Faruk’a da söyle o da gelsin” Cemal Kalyoncu “Tamam Faruk’u alır gelirim diyor.”
Ve gidiyorlar. Görüşmenin konusunu öğreniyorlar. Sabah-ATV işini halledecekler. Sahibi kim? Çalık. Ama Çalık yok, kâğıt üzerinde Çalık. Gazetelerin patronu o. Çağırıyor bunları, Çalık zor durumda bizim bir şey yapmamız lazım. Oturuyorlar, nasıl biz bu işi çözeriz, buraya parayı nasıl aktarırız. Ve karar veriyorlar, bir grup müteahhide salma salacağız. Para alacağız, parayı aktaracağız, yeni şirkete koyacağız. Böylece bu işi çözeceğiz diyorlar.
BİNALİ DEĞİL MİLYONALİ
Binali Yıldırım, rakamlar büyük. Binali dersek yanlış olur, MilyonAli dememiz lazım. Milyonali devreye giriyor, herkesten 10 bin 20 bin değil, milyonlar istiyor. Bakın fezleke bu. Bazı devletten iş alanların ismini vereceğim. Mehmet Cengiz, 100 milyon dolar veririm diyor. Celal Koloğlu 100 milyon dolar veririm diyor. Nihat Özdemir 100 milyon dolar, İbrahim Çeçen 100 milyon dolar. Ama üçüncü havaalanına dahil ederseniz 150 milyon dolara çıkarırım diyor. Sekiz iş adamından toplanan para, 630 milyon dolar. Niye MilyonAli diyoruz? İşte bunun için.
BEYEFENDİ DİYE GEÇİYOR
Kimin talimatıyla, beyefendinin talimatıyla. Tabii kod adı orada başçalan değil, beyefendi olarak geçiyor. Savcı tabii başçalan yazamıyor.
Diyor ki beyefendiyle görüşecek diyor. Nasıl bir plan yapılacaksa ben de size söylerim. Kim? Celal Koloğlu? Kim bu? İntes’in yönetim kurulu başkanı. Bütün yürekli düzgün çalışan, gerçekten uluslararası piyasalarda düzgün iş yapan bütün müteahhit kardeşlerime sesleniyorum. Celal Koloğlu İntes’te yönetim kurulu başkanlığı yapamaz. Sizi satamaz. O görevden ayrılması lazım. Bakanlar gibi yapmasın. Ben müteahhitlerin ne kadar zor koşullarda görev yaptıklarını biliyorum. Ama Başbakan ve Binali’nin korumalığında, onun sözcülüğünü yapan birisi İntes’in başında olamaz.
HÜKÜMET ZORLA İSTİYOR
Binali tabii topluyor bunlar, PTT’nin sosyal tesislerinde. Salmayı yapıyor, herkes bunu ödeyecek diyor. 8 iş adamından iki ay içinde diyor 630 milyon dolar para vereceksiniz diyor. Bunlardan biri 30 milyon dolar ödüyor ve öbürü telefonda konuşurken söylüyor. Adnan’ı görmedin mi simsiyah olmuştu diyor. Hükümet istiyor. Zorla istiyor, hükümet. Versin mi vermesin mi? Birisi atlatmış ama. Çarşamba’ya veririm Cuma’ya veririm derken işi atlatmış.”
SES KAYITLARINI DİNLETTİRECEĞİM
20 milyon dolar veren de “Dün gece uyuyamadım iki hap aldım” diyor. Ama işi toparlıyorlar, Mehmet Cengiz diyor ki “Ama hakikaten iyi bir şey oldu. Binali kalırsa yaşadık” diyor. Sen neymişsin be MilyonAli. Haberimiz bile yokmuş senden. Şimdi kalkmış bu, İzmir Büyükşehir Başkan adayı. MilyonAli sen İzmir’in sokaklarında hangi yüzle gezeceksin. MilyonAli kalacak, başçalan talimat verecek, ihaleler dağıtılacak. Önümüzdeki grup toplantısında, bu konuşmaların ses kayıtlarını size dinleteceğim.
NE KOMPLOSU KARDEŞİM?
Bazılarının canı sıkılıyor, “Kardeşim sen verdin ama sen ihale aldın. Ben ihale de almadım ben niye veriyorum bu parayı” diyor. Cümle aynen şöyle “Biz alıştık, bir hafta sonra gayet normal karşılarsın sen de” diyor. Biri de şunu söylüyor “Biz de o kadar keriz değiliz. Verilmesi gerekiyor da veriyoruz. O parayı da yol da bulmuyoruz ya” diyor.
Bunlardan birisi de, söylediği şu “Ben eve geldim var ya, hanımın falan kimsenin yüzüne bakamadım. Soyundum yatağa girdim. Sabaha uyandım. Dün bana işkenceydi” diyor. Yine bu kişi “Türkiye duyarsa yer yerinden oynar” diyor. Türkiye duydu, dünya duydu. Ama başçalan ne diyor? Bize komplo kurdular diyor. Ne komplosu kardeşim? Malı götürüyorsun. 630 milyon dolar, Binali Yıldırım’ın koordinatörlüğünde para toplanıyor Sabah – ATV için.
BU GAZETELER NİYE İDDİALARI YAYIMLIYOR?
Bu gazeteler niye sabah akşam komplo iddialarını yayımlıyorlar? Sabah eski Sabah mı? ATV eski ATV’mi? Takvim eski Takvim mi? Başçalan’ın hizmetindeler. Artık sizin maskeniz inmiştir. Ar damarınız çatlamadıysa gazeteleri kapatın.
Şunu da çıkardık. Bunlar 630 milyon verdiler güzel. Bunlara devlet ne kadar ihale verdi acaba? Bu firmalara 87 milyar 832 milyon liralık ihale verilmiş, 87 katrilyonluk ihale. Bunlardan birisi ‘O kadar nakitim yok diyor’, ‘Merak etme Ziraat Bankası’ndan ayarlarız’ diyor. Birisi söylüyor, ‘Bu parayı nasıl muhasebe de nasıl göstereceğim?’ diyor.
Türkiye’nin nasıl soyulduğunun artık bu milletin öğrenmesi lazım. Hırsızın kimliğini bu milletin öğrenmesi lazım. Başbakanlık koltuğunda oturan kişinin ihale dağıtan bir kişi olduğunu bu milletin artık öğrenmesi lazım. Niye ‘başçalan’ diyoruz? İşte bunun için diyoruz. İhale mevzuatı ne? Kamu ihale kurumu var değil mi? Hepsi hikâye. İhaleleri dağıtan bir başbakan. Bugün Sözcü’nün manşetinde var, ihaleyi almak için yüzde 10 verdim diyor.”
HÜRRİYET