2019 Uluslararası Hrant Dink Ödülü'nün yurtdışından sahibi, Hindistan’da zor şartlarda hak mücadelesi veren Agnes Kharshiing oldu. Kharshiing'e ödül "Hindistan’da kadınların uğradığı hak ihlallerini ortaya çıkaran, devletin tarım ve yoksullukla mücadele politikalarındaki yolsuzluklara ve yıllardır süren yasa dışı madencilik faaliyetlerini duyurmak için hayati tehlikeleri göze alan, çevre koruma mücadelesini tüm engellere rağmen devam ettiren" bir insan hakları savunucusu olduğu gerekçesiyle verildi. Kharshiing tören sonrası Agos’un sorularını yanıtladı.
Bütün zorluklara rağmen, 2018’de uğradığınız saldırıda ağır yaralanmanıza rağmen mücadelenize devam ediyorsunuz. Size bu yolda ilham veren ayakta tutan nedir? Kendim de buna net cevap veremeyeceğim. Nedenini bilmiyorum ama geri dönüş yolu yokmuş gibi hissediyorum. Misyonum var, baskı altında olan, baskıya uğrayan herkese destek çıkmamız gerekiyor. İlerlemeliyiz, insanlara destek olmalıyız. Tek bildiğim şey bu, sanırım beni bu yolda ayakta tutan da bu bilinç.
Kimse aktivist olarak doğmuyor. Siyaset birimi okuduktan sonra çalışmalarınıza, insan hakları savunuculuğuna nasıl yöneldiniz?
Siyaset bilimi okumak soru sormamı sağladı. Sorgulamaya başladım. Önemli işler yapmak, önemli birisi olmak için okumadık. Ama bazı insanların bu kadarına bile fırsatı olmuyor. Adaletsizlik ve baskı gördüğümüzde, müdahale etmeli, mağdurların yanında durmalıyız ki kimse sömürülmesin. Şiddeti, adaletsizliği durdurmamız lazım. Budur beni harekete geçiren duygu.
Günümüzde kadın haklarını savunan bir sivil toplum kuruluşunun direktörlüğünü yapıyorsunuz. Bu konuda hak arayışınızı anlatır mısınız?
Genelde yazarak desteğimi sunuyorum. Bize başvuran kadınları güçlendirmeye çalışıyorum. Takip edilecek doğru, yasal yolları bulmaya ve bu kadınlarla paylaşmaya çalışıyoruz. Şimdi daha büyük bir ağımız var. Kadınlar bir derdi olduğunda en azından nereye başvurmaları gerektiğini biliyorlar. Şeytanı bastıramayız. Fakat işler yolunda gitmiyorsa sesimizi çıkarmalı ve birleşmeliyiz. Elbette çok şey yapamıyor olabiliriz, zorluklarla karşılaşabiliyoruz ama örgütlenerek mücadelemize devam etmemiz lazım. Bir gün kadın hakları için mücadele edeceğimi düşünmüyordum. Adım adım oluyor her şey. Şu an yapabileceğim en ufak bir şey varsa yapmaya çalışıyorum. Kadınları ve çocukları güçlendirmeye, onları korumaya çalışıyoruz. Madde bağımlısı birçok çocuk var. Barışçıl bir yer, dünya yaratmak istiyorsak el ele bunlarla mücadele etmemiz gerekli.
Uluslararası Hrant Dink Ödülü’nü kazandığınızı öğrendiğinizde neler hissettiniz?
Hrant Dink’le aynı yolu paylaştığımızı hissettim. Ve bu bağ beni buraya getirdi. Bizim gibi insanlara yardım etmeyi, adalet arayışını dert edinmiş ve bunlar uğruna çalışan insanlar var. Bunu bilmek çok önemli. Bu bağ yüzünden buradayım. Zira sadece bu şekilde amaçlarımız uğruna mücadelemizi büyütebiliriz.
Yardımcı olmaya çalıştığınız insanların tepkisi nasıl oluyor? Bazen insanlar tereddüt eder. Derneğiniz, kadınlara, çocuklara yardımcı olmaya çalıştığında onlar bu desteğe hep açık mı oluyor mu?
Bize gelenlerin zaten desteğe, umuda ihtiyaçları var. Biz de elimizden geleni yapıyoruz. Çok kaynağımız yok ama en azından bilgimizi paylaşıyoruz, yol göstermeye çalışıyoruz. Bu kolay değil. Hükümette değiliz, ama hükümetin belli şeyleri sağlaması gerektiğini biliyoruz. Bazen bu zaman alır ama sabırlı olmamız gerekiyor. Sistemde yolsuzluk çok arttı. Yolsuzluk ise insan hakları ihlaline yol açar. Bu nedenle bu iki konuda çalışıyorum. Bu konularda bilgi sahibi insanların bu bilgiyi paylaşması ve insanları bilgilendirmesi gerekir.
İnsan haklarını savunmak, aktivist olmak bazen tehlikeli bir iş. Hükümete karşı çıkıyorsunuz. İnsanlığa inancınız mı sizin güçlü kalmanızı sağlıyor, sizi koruyor?
Ben değişime inanıyorum. İktidarda olanlar bile insanlara yaptıkları kötülüklerin kendilerine döneceğini anlayacaklar. Kısır döngü gibi, bu onları da yok edecek. O nedenle ayaklanmalıyız ve hatalı olan, yolunda gitmeyen her şeyi durdurmalıyız. Ben uzman değilim. Herkes azar azar biliyor, bunu bir araya getirdiğimizde harekete geçebilir ve başarabiliriz.
Kendinizi koruyabileceğinizden nasıl emin olabiliyorsunuz?
İktidar biziz. Orada seçilmiş insanlar değil sadece. Hükümet, iktidar biziz. Ben birilerini seçtim. Ben seçtiysem beni temsil etmesi gerekiyor. Temsil edemiyorsa kendimi temsil etmek zorundayım. Onların maaşlarını ödeyen halk. Her kaynağı halk sağlıyor. Anayasamız da var, ve anayasayı çiğneyen herkes hapse atılmalı. Çok araştırma yapıyorum, ‘neden, nasıl, ne zaman’ı öğrenmek için. Ve olanları iyice görmüş oluyorsun.
Türkiye’de de insan hakları savunucuları baskıya uğruyor. Onlara bir mesajınız var mı?
Ülkelerimizde yaşanan sorunlarla baş etmeliyiz. Sabırlı ve güçlü olmamız gerekiyor, her şey yoluna girecek. Paylaşmalıyız, bulunduğumuz durumla ilgili birbirimizden haberdar olmamız lazım. Ortak neler yapabilirizi konuşmamız ve bunları insanlarla paylaşmamız gerek ki insanlar yanlış yönlendirilmesin. Şu an zor durumda olanlar için baskı uygulanmalı ki iktidarda olanlar ellerindeki gücü kötüye kullanamasın. Aynı dünyadayız. Hep beraber barışı getirelim ve nefreti yok edelim. Sonrasında dünya daha yaşanır bir yer olur.