Kanadalı sinema oyuncusu ve yönetmen Arsinée Khanjian, Osman Kavala'nın tutuklanması hakkında Agos okurları için yazdı.
Osman Kavala’nın tutuklanmasının ardından, eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra’nın yaptığı açıklama pek çoğumuz için ürkütücü bir haber ve endişeliyiz. İki hafta önce şok edici bir şekilde Osman Kavala’nın gözaltına alındığını duyduk. Türkiye’nin başka bir şehrindeki Goethe Enstitüsü’nü ziyaretinden dönerken, uçakla geldiği İstanbul’da yerel otoriteler tarafından gözaltına alındı. 31 Ekim’de, nihayet suçlamalar yöneltildi ve Türkiye’nin yüksek güvenlikli hapishanesine, Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
7 yıl önce…
Osman’la yedi sene önce Türkiye’de tanıştım. Türkiye’yi ziyaret etmek için ihtiyacım olan güven duygusunu bana aşılayan insandı o. Altüst olan tarihimizin içinde yoğun gerilimler varken, bugünün Türkiye’siyle ilgili öğrenilmesi gereken çok şey olduğunu anlamamı sağladı. Sonraları kimlik, tarih ve hafıza konularına yoğunlaşan pek çok sanatsal ve kültürel projede, konferansta Osman’la birlikte çalışma ayrıcalığına eriştim. Anadolu Kültür isimli kurumu aracılığıyla ülkenin tüm azınlıklarının yaratıcı seslerinin – ve yurtdışından pek çok başkalarının – duyulmasına ön ayak oldu ve her tür sanatsal formda kendi hikayelerini anlatmaları için onlara ortam sağladı. Pek çok yaratıcı uğraşı arasında, birkaç sene önce Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü kazanan Serge Avedikian’a ait bir kısa filmin ortak yapımcılığını da üstlenmişti.
Osman hakkında uzun süre devam edebilirim. Etmeyeceğim. Sadece şunu eklemek isterim ki şimdi, bir duruşma tarihi dahi olmadan hapiste ve muhtemelen dört ay boyunca ya da daha fazla süre bir mahkeme tarihi de olmayacak. Bir kere daha, Türkiye hükümetinin her seviyede sivil topluma yönelik katı yürekli tasfiye hareketinin talihsiz ve endişe verici bir örneğini görüyoruz. Şunu da ekleyebilirim ki aktivistlerin, yazarların, akademisyenlerin, tarihçilerin tutuklanmalarıyla ilgili öfkemizi sıklıkla dile getiriyoruz ve Türkiye’de sivil hakların böylesine kısılmasıyla ilgili direnişi kamuoyu dikkatine sunmaya çalışıyoruz.
Osman Kavala bir iş insanı, hem de alanında başarılı bir iş insanı olarak tanıtılıyor. Fakat bu durum, belki de hoşnutsuzluklarını daha doğrudan ve daha alenen dile getiren toplumsal figürlere daha fazla ilgi gösterme eğilimimizden dolayı, onun davasını daha az görünür kılıyor. Osman kendi finansal ve sivil desteğini, Türkiye’nin sivil toplumuna sunarak insan hakları, ifade özgürlüğü ve tüm azınlıklarla diyalog girişimlerine aracılık etti. Ülkesinde çeşitlilik ve katılımın sağlanmasına vesile oldu.
Osman Bey, siz Türkiye’de veya dünyanın başka bir yerinde, insanlık ve merhamet için yapılan, hepimizin yapabileceği ve yapması gereken iyi işleri arayanların dostu oldunuz. Bir Ermeni olarak, Türkiye kültürünün hikâyesini daha iyi ve daha fazla öğrendim; o kültürün açıklığını, Türkiye’nin toplumsal iyiliği için geçmişe ve bugüne hitap etme yetisini öğrendim. Dahası, uyum, anlaşma ve sağlıklı işbirliği adına komşu ülkelerle samimi ve dostça değiş tokuşu teşvik etmekten hiçbir zaman imtina etmediniz. Ülkenizin vatandaşlarına onurla, ahlakla ve itidalle hizmet ettiniz. Sizin çalışmalarınız aracılığıyla şunu öğrendim ki her seferinde birer adım atarak, adım adım umut verebilir, birbirimize güvenme ve iletişim kurma imkanını sağlayabiliriz.
Sizi tanıdığım ve hayırsever çalışmanızı kapsamını bildiğim için her zaman minnettar kalacağım, Osman Kavala.