Yönlendirme sistemi olmadığı için metro raylarına düşen engelli AİHM’e başvururken, engellilerin tüm alanlara erişebilmesini sağlayacak yasal düzenleme üç yıl ertelendi. 2005 yılında çıkarılan Özürlüler Yasası’na göre, yedi yıllık hazırlık sürecinin ardından kamu binalarından spor komplekslerine tüm alanlar 7 temmuz itibariyle engellilerin erişimine uygun hale getirilecekti. Ancak düzenleme 2015 yılına ertelendi.
Aysun Keçeci'nin Taraf gazetesinde yer alan haberine göre İstanbul Osmanbey Metro hattına düşerek yaralanan görme engelli Mahmut Keçeci, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş. hakkında yaptığı suç duyurusunun sonuçsuz kalmasının ardından AİHM’e gitmeye hazırlanıyor.
Yaşadıklarını Taraf’a anlatan Keçeci, 13 Ağustos 2011’de metro hattına düşmesi sonucu ayağı kırıldığı için uzun süre hastanede tedavi gördüğünü, istasyonda “Görme engelliler için yönlendirme olmadığı” gerekçesiyle İBB Ulaşım A.Ş. hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ancak kolluk takmadığı ve elindeki bastonu doğru kullanmadığı gerekçesiyle belediye müfettişlerince olayın soruşturulmadığını söyledi.
'Şükret kömür olmamışsın'
Keçeci sözlerini şöyle sürdürdü: “Suçlu bulunduğum raporda asansörü kullanmadığım yazıyor. Fakat ben sedyedeyken bile asansöre sedyeyle sığmadığım için dikey olarak yukarıya çıkartıldım. Yürümeye başladığımdan beri metro kullanamıyorum. Hastaneye kaldırıldıktan sonra belediye yetkilileri geldi ve alay eder gibi ‘Şükret kömür olmamışsın’ dedi.”
Doğuştan görme engelli olan, 41 yaşındaki Keçeci’nin yaralanmasından bir yıl sonra ise, metro hattına kabartmalı sarı çizgiler eklendi.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan ve halen santral operatörü olarak çalışan Keçeci, daha önceki yıllarda da rögar kapağı açık unutulduğu için kanalizasyona düşmekten kilolu olması nedeniyle kurtulmuş. İşe giderken, açık bırakılan rögar kapağından içeri düştüğünü fakat kilolu olduğu için kapağa takılı kaldığını söyleyen Keçeci, “Sıkıştığım yerden çıktıktan sonra üstüm başım yırtılmış ve yara almıştım. Daha sonra suç duyurusunda bulunmayı düşündüğümden, çevremdeki insanlardan beni ve kapağı fotoğraflamalarını istedim ama kimse yardımcı olmadı. Fotoğraf çekmek için birkaç saat sonra olay yerine geldiğimde ise kapağı kapatmışlardı” şeklinde konuştu. Görme engelli vatandaşların standart yükseklikte olmayan kaldırımlardan düşmekten ve yol kenarlarındaki mantarlara çarpmaktan dizlerinin yara bere içinde olduğunu söyleyen Keçeci, engellilerin bu tür sorunları her gün yaşadığını belirtti.
Hissiyatım anlaşılsın
Yaşadıklarından sonra adalete güveninin kalmadığını anlatan Keçeci, “Bu ülkede insan odaklı bir yaklaşım yok. AİHM’e başvuruyorum ama amacım AHİM’de ülkemi mahkûm ettirmek değil, sadece hissiyatımı anlayan bir yaklaşım bulmak” dedi.
Her iki aileden birinde engelli var
Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın araştırmasına göre, Türkiye’deki 8.5 milyon engelli, toplam nüfusun 12.3’üne denk düşüyor. Bu da ortalama her iki aileden birinde engelli olması anlamına geliyor. Engellilerin 6.6 milyonunu kas hastalığı gibi süreğen hastalığa sahip olanlar oluştururken, geri kalanını ortopedik, görme, işitme, konuşma ve zihinsel engelliler oluşturuyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ise engelli bireylerin yüzde 66’sı oturdukları binanın engelli bireyin kullanımına uygun olmadığını belirtirken “Kaldırımlar, yaya yolları kullanımımıza uygun değil” diyenlerin oranı yüzde 67’ye ulaşıyor. Engellilerin yalnızca yüzde 38’i sosyal yardımlardan düzenli olarak yararlanabiliyor.
'Ev hapsi' AKP önerisiyle üç yıl uzadı
2005 yılında çıkarılan Özürlüler Yasası’na göre yedi yıllık hazırlık sürecinin ardından kamu binalarından spor komplekslerine tüm alanlar 7 temmuz itibariyle engellilerin erişimine uygun hale getirilecekti. Ancak, yedi yılın dolmasına günler kala AKP’li vekillerin önerisiyle geçiş süreci üç yıl uzatıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayına sunulacak olan yasa değişikliğine engelliler sert tepki gösteriyor. Önceki gün İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde bir protesto gösterisi düzenleyen engelliler, sürenin uzatılmasının kendilerinin evlere hapsedilme süresinin uzaması anlamına geldiğini söyleyip, Cumhurbaşkanı’nı yasayı imzalamamaya çağırdı. Belediyelerin geride kalan dönemde düzenlemenin hayata geçirilmesi için neredeyse hiçbir çalışma yapmadıklarını belirten Türkiye Sakatlar Derneği’nden avukat Turan Hançerli, yedi yılın bazı engellilerin hayatının yarısı olduğunu söyledi. Hançerli, “Toplumumuzda, engelliler yaşamıyor algısı oluşturuluyor. Yasa değişikliği ile engellilerin erişim hakkı üç yıl daha ertelendi. Bununla da kalınmadı. Yasaya yeni bir bölüm eklenerek, sorumluların görev ihmalinden yargılanması da önlenmeye çalışıldı” dedi.