Çatışma süreci yoğunlaşırken, ‘teröre tepki’ yürüyüş ve etkinliklerinde, Ermeniler de nefret söyleminden payını aldı. Bu kez, Ermenilere yönelik nefret söyleminde güvenlik güçlerinin de rol aldığı görüldü. Cizre ablukası sırasında, güvenlik güçlerince yapılan anonslarda “Ermeniler sizi seviyor, hepiniz Ermeni’siniz” sözleri duyuldu. Görüntülerin medyada paylaşılmasının ardından, hiçbir resmî makamdan bir açıklama yapılmadı.
Suruç Katliamı sonrasında başlayan çatışmalar yoğunlaşırken, “teröre tepki” adı altında düzenlenen yürüyüş ve reaksiyonlarda, Ermeniler de hedef haline getirildi. Bu süreçte, Ermenilerin hedef gösterilmesinde güvenlik güçlerinin de rol aldığı görüldü. Cizre ablukası sırasında, güvenlik güçlerince yapılan anonslarda “Ermeniler sizi seviyor, hepiniz Ermeni’siniz” sözleri duyuldu. Görüntülerin medyada paylaşılmasının ardından, yetkililerce tatmin edici bir açıklama yapılmadı. Iğdır’da şehit cenazesine katılan bir kişi “Bu PKK’lıların hepsi Ermeni!” diye bağırdı. Kalabalık bir Ermeni nüfusuna ev sahipliği yapan Kurtuluş semtinde, bayraklarla yürüyüş yapan bir grubun attığı “Cizre Kürtlere, Kurtuluş Ermenilere mezar olacak” sloganı dikkat çekti.
Bu yürüyüşten birkaç gün sonra, Kurtuluş ve Kınalıada’da eş zamanlı bir yürüyüş daha düzenlendi. Bu yürüyüşlerin bir başka özelliği ise, her iki yerde de böylesi bir organizasyonun ilk defa yapılıyor oluşuydu.
Birkaç gün öncesinden apartmanların duvarlarına afişler asılarak duyurusu yapılan bu yürüyüşler, 13 Eylül Pazar günü düzenlendi. Saat 13.00’te, Kurtuluş Son Durak’ta bir araya gelen ve kendilerine ‘Kurtuluş Gençleri’ ismini veren yaklaşık 100 kişilik bir grup, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez”, “Kurtuluş uyuma şehidine sahip çık” gibi sloganlarla caddeyi geçerek Osmanbey’de başka bir grupla bir araya geldi ve yürüyüş orada son buldu. Aynı zamanda, yine özellikle yazın oldukça kalabalık bir Ermeni nüfusuna sahip olan Kınalıada’da da daha önce benzeri görülmemiş bir yürüyüş düzenlendi. Kınalıada’daki yürüyüş de tıpkı Kurtuluş’ta olduğu gibi, bu kez ‘Kınalıada Gençleri’ isimli bir grup tarafından düzenlendi. Kınalıada’daki yürüyüşe katılanların sayısı 20’yi geçmedi. Kınalıada Gençleri yürüyüşünde, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez; ezan dinmez, bayrak inmez” yazılı bir pankart vardı.
Paylan soru önergesi sunacak
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, Cizre’de polisin “Hepiniz Ermeni’siniz” anonsu hakkında, Meclis’e soru önergesi sunmaya hazırlanıyor. Anonsun halk tarafından karşılık bulmadığını belirten Paylan, konuyu Agos’a değerlendirdi: “Bu anons, belli zamanlarda iktidarlar tarafından halkı kışkırtmak için yapılıyor. Eğer 80 veya 90’larda olsaydık bu anons işe yarayabilirdi, ancak halk şu anda her şeyin bilincinde ve Ermeniliğin bir hakaret olmadığının farkında. Elbette geçmişte o bölgelerde Ermenilik küfür veya hakaret olarak da kullanıldı, ancak bugün özellikle Kürt özgürlük hareketinin içinde olanlar, halk da dahil, Ermeniliği bir hakaret olarak değil, gurur olarak görüyorlar. Cizre, 1915’te yoğun Ermeni nüfusunun olduğu bir bölge. Bugün Cizre’de yaşayanlar da her şeyin bilincindeler, ‘100 yıl önce Ermenilere yapılan Büyük Felaket’e yol vermeseydik, bugün bunlar yaşanmazdı, aynı zihniyet şimdi bizim peşimizde’ diyorlar.”
Sosyal medyadan tepki
Cizre’deki “Hepiniz Ermeni’siniz” anonsu, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Burhan Kuzu’nun “PKK’lılar sünnetsiz” açıklaması ve Kurtuluş’taki ilk defa tanık olunan yürüyüşte atılan sloganlar sonrasında oluşan atmosfer, Ermeni toplumunda tedirginlik ve tepki yarattı. Facebook’a yansıyan bazı ifadeler şöyle:
Bimen Zartar
Sen bilemezsin, istemediğin halde Ermeni olduğunu hatırlamak zorunda kalmak ne demek? Bilme kardeşim, kalabalıklar içinde yalnız kalmayı, sırf kabullenilmek için inkârlarla yaşamayı, kendini sürekli kandırmak zorunda kalmayı, hep korkmayı, güvercin tedirginliği ile yaşamayı. Bilme benim güzel kardeşim, sakın bilme. Canım, yüreğim, içimin parçası, sevgili kardeşim, sen beni hain belle; ama ne olur benim yaşadığımı sen yaşama, uzak olsun sana bu duygular... Çünkü sen de bu acıyı yaşarsan, sen de bu acıyı bilirsen, benim bu yükü taşımamın anlamı kalmaz. Eğer mutlu olacaksan, akan bu kanı durduracaksa, sen beni hain belle, önemli değil; çünkü sen bensin, ben de sen sevgili kardeşim.
Maral Balımoğlu
Yahu ibre Güneydoğu’da saldıran PKK’dan İstanbul’daki bir avuç Ermeni’ye nasıl, ne ara döndü? Bu ne cehalet, bu ne pisliktir! Ne biçim varlıklarsınız siz ki, en ilgisiz konuyu bile Ermenilere saldırı unsuruna çevirdiniz! Cesaretiniz varsa, gidin Güneydoğu’da PKK’ya karşı yürüyün, Kurtuluş sokaklarında değil!
Rafael Ateşli
Hadi bakalım, gün doğdu hepinize, saklamayın içinizdeki faşisti, dökün bütün kininizi, zorla tuttuğunuz içinizdeki o muhteşem Madımak ruhunu. En kolayı, HDP yaygarası koparmak değil mi zaten? Şerefsiz yazın, hain yazın, yakın, talan edin binalarını. Zaten zorla tutmuyor musunuz 6-7 Eylül ruhunu bir yerlerinizde? Bence bitirin artık bu işi, yağmalayın, talan edin, ne Kürt bırakın ortalıkta -ki Ermeni dölü zaten bunlar-, ne Rum, ne Yahudi, ondan sonra bitecek zaten bu yaygara; huzur, barış dostluk içinde kardeş kardeş yaşarsınız. Zaten terör dediğiniz nedir ki, şurada başlayalı 1-2 ay oldu, daha önce terörle olan ilgimiz bir Ankaralının denizle olan ilgisi kadardı. Yapıştırın her yere, HDP’ye oy veren şerefsizdir deyin, ama bakmayın hiç yakınlık duyduğunuz siyasal görüşün geçmişine, sonra canınız yanar vicdanınız sızlar, kaldıysa tabii. Karşıdakini suçlayalım, benim gibi düşünmeyen benden değildir diyip başkasında rezalet duran, ama bize mükemmel oturan bu fikri benimseyelim. 1915’i unutalım bence, Varlık Vergisi’ni hatırlamaya gerek yok, 6-7 Eylül mü, o da neymiş, sonbahar habercisi mi? Ha aklıma geldi, yıllarca kumarhaneler, arazi mafyaları, çek senet tahsilatları, adam yaralama, tehdit, hangi partinin olmazsa olmazıydı? Ama durun, doğru, asker polis öldürmek başka, sivilleri temizlemek başka. Silah, resmî üniformaya sıkıldı mı silahtır, garibana sıkıldı mı sorunu yok. Silahla sağlanan barış, ne enteresandır değil mi dostlar? Yazık oluyor, sevgilisinden mesaj gelmedi diye gece gözüne uyku girmemesi gereken gencecik canlar, uyanmamak üzere yatıyorlar. Ağaçlardan ormanı mı göremiyoruz acaba, bilemedim!