Geçtiğimiz günlerde Mardin, Batman, Diyarbakır ve Şengal’den Bulgaristan sınırına doğru yola çıkan ve sınırdan geri döndürülen Ezidileri huzursuz eden söylentinin kaynağı aydınlanıyor.
7 Haziran’da yapılan seçimler öncesinde Ezidileri huzursuz eden kendilerine yönelecek şiddet dalgası söylentisiyle başlayan huzursuzluk gerçeğe dönmüş ve yaklaşık 3 bin 500 Ezidi, Mardin, Batman, Diyarbakır ve Şengal’den Bulgaristan sınırına doğru yola çıkmak istemiş, ancak sivil toplum kuruluşları, valilikler ve jandarmanın araya girmesiyle 30 Haziran’da bölgedeki kamplarına geri gönderildiler.Ciddi bir merak konusu olan Ezidileri huzursuz eden bu söylentinin nereden çıktığı konusu ise giderek aydınlanıyor.
200 dolar iddiası
Bölgeyi bilen uzmanlar, Ezidilerin PKK’yla yakın ilişkileri olan PYK ile Irak Kürdistanı’nı yöneten Mesud Barzani’nin Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) bölgedeki iktidar savaşının kurbanı olduklarını söylüyorlar. Ezidilerin Irak’ta IŞİD’e karşı PYK’yle birlikte savaşması ve Türkiye’de HDP ve DBP belediyelerine ait kamplarda kalıyor olması, KDP’nin bölgedeki gücünü ve Ezidiler üzerindeki tahakkümünü etkiliyor. PYK tarafından hayata geçirilmek istenen devrim programı Ezidiler için ağır bir yük olarak görülse de KDP’nin İslami yoğunluklu ve otoriter söylemi, IŞİD’in saldırıları sonrasında Ezidilerde bu harekete karşı güvensizliğe yol açtı. Ezidi Kültür Vakfı Başkanı Azad Barış, KDP’nin aleyhine yükselişe geçen bu durumu tersine çevirmek için KDP’ye yakın isimlerin Türkiye’deki Ezidilere yaklaşabilecek isimler göndererek onları huzursuz edecek söylentiler yaydığının ortaya çıktığını söylüyor. Hatta Barış’a göre, Iraklı ünlü bir Ezidi mirinin oğlu, Türkiye’ye gelerek birçok Ezidi’ye Türkiye’yi terk etmeleri karşılığın 200 dolar vermiş.
Ezidileri huzursuz eden bir diğer durum ise kendilerine yönelecek bir şiddet dalgasından çok korkmaları. 20 Temmuz’daki Suruç Katliamı’ndan önce 15 Temmuz’da başlayan Cudi Dağı’ndaki yangın, Ezidilerin daha da tedirgin olmalarına yol açtı. Barış’ın aktardığına göre, Ezidiler arasında coğrafyanın artık ateşe verildiği ve bu ateşin onları da yakacağı kanısı çok hâkim.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin heyetleri bölgeyi defalarca kez ziyaret ettiler. Buna rağmen Ezidilere BM’den henüz bir yardım ulaşmış değil.
Kamp sorunu
Huzursuzluğun yanı sıra, Ezidilerin yaşadığı bir diğer sorun ise kamp hayatının zorluğu. AFAD ve bölge belediyelerin kamplarında kalan Ezidiler, sınırları belirli bir alanda kalmanın yanında, gıda maddelerine ulaşım da bir hayli zorlaşmış durumda. Yaklaşık bir yıldır bu durumda olan Ezidilerin henüz uluslararası toplumdan yardım görmemeleri ise kafalarda soru işaretleri yaratıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNCHR) heyetleri bölgeyi defalarca kez ziyaret etmelerine rağmen, Ezidilere BM’den henüz bir yardım ulaşmış değil. Barış, bu durumu şöyle yorumluyor: “ Birleşmiş Milletler Türkiye Masası’nın tutumu Türk hükümetinin tutumuyla birebir örtüşüyor. Ve biz bu tutumun danışıklı dövüş olduğunu düşünüyoruz. Halbuki Birleşmiş Milletler, Şengal Soykırımı’nı kınadı ve Şengal’de yaşananları bir etnik temizlik olarak da tanımladı. Uluslararası arenada bunlar yaşanırken, Türkiye’deki Birleşmiş Milletler birimlerinin Ezidi kamplarına yönelik bu tavırlarında iyi niyet aramamak gerektiğini düşünüyorum.”