Ekathimerini Gazetesi'nden Nick Malkoutzis, Yunanistan'daki referandum sonuçlarını ve bundan sonra ne olacağını yorumladı.
Bu noktaya nasıl vardık? Bir yanda, son 6 ayda, gerçeklerin defalarca çürüttüğü o temiz kalpli öykülere kendini inandırmış Yunan hükümetiyle… Ve diğer yanda, Yunanistan’ın siyasi sistemini yok eden bir politikadan sapmak istemeyen ve toplumu uçurumun kenarında sendeler halde bırakan Avrupalı kreditörlerle…
Her iki taraftaki bu devasa başarısızlık, Yunanlıların oy vermeye daha önce yaşamadıkları olumsuz duygularla gittiği anlamına geliyor. ‘Evet’ cephesi işlerin daha da sarpa saracağı korkusuyla bu yola girerken, ‘Hayır’ diyenler gittikçe kötüleşen gidişata duydukları öfkeyle kamçılanmışlardı. Bu iki grubun birçok ortak noktası var: Tükenmişlik, korku, belirsizlik ve güvensizlik… Ama hiçbir şey onları bir araya getirmiyor. ‘Evet’ diyenler, ‘Hayır’ destekçilerinin riske attığı şeyin ülkelerinin yıkılışı olduğuna inanırken, ‘Hayır’ cephesi ‘Evet’çileri kreditörlere karşı dik durmaya cesaret edememekle suçluyorlar. Bu ayrım, Yunan toplumunu bölen yeni bir çizgi… Bu çizgi, Yunan hükümetinin ülkeyi Euro Bölgesi’nde tutma çabaları başarısızlıkla sonuçlanırsa, bir doğru-yanlış çizgisine dönüşecek. Şu an sorumluluk Yunanistan’daki liderlerin ve olumsuzluğu ortadan kaldırıp sebep oldukları bölünmeyi iyileştirme konusunda Euro Bölgesi ülkelerinin omuzlarında.
