Ağrı’nın Diyadin ilçesinde yaşanan silahlı çatışmanın ardından Selahattin Demirtaş’ın Ağrı’ya heyet gönderme çağrısına CHP’den cevap geldi. Genelkurmay Başkanlığı ise bugün yaptığı açıklamada, yaralı askerleri kurtaran bölge halkına teşekkür etti.
“Sayın Bahçeli’ye, Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum: Gelin beraber Ağrı’ya gidelim” Diyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın çağrısına CHP’den cevap geldi, bölgeye bugün bir heyet gidiyor.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Genel Sekreter Gürsel Tekin aracılığıyla Başdanışmanı ve partisinin Ağrı 1’inci sıra milletvekili adayı Cemil Erhan’ı çatışma bölgesine gitmesi için görevlendirdi. Cemil Erhan başkanlığındaki heyet bugün bölgeye gidiyor.
HDP’nin dün (12 Nisan) Kadıköy’de düzenlediği aday tanıtım etkinliğinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyadin’de çatışma alanında bırakılarak ölüme terk edilen sekiz yaralı askerin, HDP’liler tarafından bölgeden çıkarıldığı iddiasını dile getirmiş, twitter hesabı üzerinden de yaralı askerlerin taşınmasıyla ilgili fotoğraflar yayınlamıştı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın iddiaları konusunda "Çok açık bir şekilde söylüyorum, Sayın Demirtaş yalan söylüyor ve gerçekleri saptırıyor. Tam seçim ortamına Türkiye girmişken ve herkes seçim kampanyasına hazırlanırken, maalesef son derece provokatif ama bu provokasyon tamamıyla bölücü terör örgütünün taraflarından gelmiştir" demişti.
Genelkurmay Başkanlığı ise bu sabah yaptığı resmi açıklama ile, yaralı askerleri kurtaran bölge halkına teşekkür etti. Yapılan yazılı açıklamada, “Bölgeye gelen vatandaşlarımızın, yaralı personelimize yardımı takdire şayan bulunmuş, milletimizin birlik ve beraberliğinin güzel bir örneğini teşkil etmiştir” denildi.
Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü’den gelen ikinci açıklamada ise, yaralı askerlere yardım eden yurttaşların ‘canlı kalkan’ olarak tanımlanmasının kabul edilemeyeceği belirtildi.
İHD provokasyonlara karşı uyardı
İnsan Hakları Derneği (İHD), Ağrı’nın Diyadin ilçesi Yukarı Tütek Köyü kırsalındaki Tendürek Dağı eteklerinde yaşanan silahlı çatışma ile ilgili açıklama yaptı. İHD, Ağrı Valisinin hangi gerekçeye dayalı olarak askerleri operasyona gönderdiğinin açığa çıkarılması bakımından soruşturma açılması gerektiğini belirtti.
Derneğin açıklaması özetle şöyle:
“21 Mart 2013’ten beri fiili bir çatışmasızlık yaşanıyor. Bu süreçte yapılan yasal değişiklikler ile jandarma veya kara kuvvetlerine bağlı silahlı birliklerin kırsal bölgelerde operasyon yapması vali onayına tabi tutuldu.”
“Ağrı Valisinin talebi ve onayı ile Tendürek Dağı eteklerine bir askeri birlik gönderildi. Kamuoyuna yansıyan gerekçe, yapılacak fidan dikme etkinliğine PKK gerillalarının katılacağı ve halka siyasi propaganda yapacağı, bu nedenle de bunun önlenmesi için askeri birlik gönderildiği. Bu gerekçe ile kırsal bölgeye askeri birlik göndermek asker ile gerillanın çatışmasını istemek demektir. Böylesi bir durumda bir valinin askerlerin yaşamlarını tehlikeye atacak bir operasyona göndermesi şüphe ile karşılanmalı.”
Müfettiş ve savcılık soruşturması
“Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre operasyon yapan askeri birlik ile gerilla arasında silahlı çatışma yaşanmış, çatışmayı duyan Diyadin halkı çatışma bölgesine giderek çatışmayı durdurmuş, yaralı halde bulunan askerleri çatışma bölgesinden çıkarmış, çatışmayı durdurmaya çalışan sivil halka askerler tarafından ve özellikle de helikopterlerden ateş açılmış, bu olaylar sonucunda sivil halktan Cezmi Budak ile Serhak Kızılay isimli gerilla yaşamını yitirmiş, dört asker ile bir sivil yaralanmıştır.”
“Öncelikle Ağrı Valisinin hangi gerekçeye dayalı olarak askerleri operasyona gönderdiğinin açığa çıkarılması bakımından İçişleri Bakanlığının görevlendireceği Mülkiye Başmüfettişleri tarafından soruşturulması gerekir.”
“Bununla beraber Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının olay hakkında etkili soruşturma açarak olayın sorumluları hakkında kamu davası açması ve bu olayda cezasızlığa izin vermemesi gerekir.”
“Barış ve çözüm sürecinin geldiği aşamada 28 Şubat 2015 deklarasyonuna ve Abdullah Öcalan’ın 21 Mart 2015 günü okunan mektubuna uygun olarak izleme kurulunun oluşturulması ve diyalogdan müzakereye geçişin sağlanarak bu tip olaylara bir daha meydan verilmemesi gerekir.”
“7 Haziran seçimi öncesi çeşitli provokasyonlarla siyasal süreci etkilemeye dönük girişimlerin barış sürecini olumsuz etkileyeceği ve siyasal taraflara hiçbir fayda getirmeyeceği bilinmeli.”