Radikal'de yayımlanan 'Kim Şehit?' başlıklı yazısında Eyüp Can, 'Bahçeli bir yandan 'şehitlik dini bir kavramdır' diyor diğer yandan millilik' adına din, hukuk ve vicdanla açıklanması zor bir yola giriyor' diyor. Can, 'Sayın Bahçeli eğer tek kıstasınız dinse (...) geçen yıl askerde öldürülen er Sevag Bıçakçı’nın durumu ne olacak' diye soruyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün grup toplantısında hükümetin ' üzerinde çalıştığı 'sivil şehit' tasarısını eleştirdi. Doğrusu bu tasarıya özellikle de tanımlamaya benim de itirazım var...
Fakat Bahçeli'yi dinlerken şaşırdım...
Çünkü Bahçeli bir yandan 'Başbakan şehitlik, gazilik ve malullük kapsamının genişletileceğini iddia etmektedir. Biz bu kapsamda atılacak her adımdan memnuniyet duyarız' diye destek veriyor diğer yandan 'Başbakanın şehit tanımıyla oynaması büyük bir gaflet ve basiretsizliktir' diye itiraz ediyor.
İtirazını da Hrant Dink ve Uludere de öldürülenler üzerinden yapıyor.
***
'Bu işe şehitliği karıştırmayın terör ya da şiddet mağdurlarına devlet sahip çıksın' dese anlarım ama yok...
Sayın Bahçeli bir yandan 'şehitlik dini bir kavramdır' diyor diğer yandan 'millilik' adına din, hukuk ve vicdanla açıklanması zor bir yola giriyor. Daha vahimi milliyetçi bir parti lideri olarak üzerine titremesi gereken 'milli birlik ve bütünlük' kavramına kıyıyor.
Nasıl mı? Buyurun... '
“Şehitlik hukuki bir terim değil, milli bir kıymet hükmüdür. Kimlerin şehit sayılacağını hukuki gerekçelerle tayin etme yetkisi kimsede yoktur. Vefat eden birisinin şehit olabilmesi için Müslüman olması mutlak anlamda gereklidir. AKP hükümetinin savurganca şehit tanımım genişletme çabası abesle iştigaldir. Kahramanların ruhlarına haksızlıktır. Şehitliği sulandırmak, ayağa düşürmek kimsenin haddine değildir. Hrant Dink' e nasıl ve hangi yetkiyle şehitlik mertebesi verilecektir? Uludere'de kaçakçılık yaptıkları sabit kişileri şehit olarak görmek hangi akim ürünü olarak değerlendirilecektir? Şehitlik rüşvet değildir.' .
***
Tam bir kavram kargaşası...
Ne demek 'sivil şehit?'
Daha 'asker şehit' tanımı bile vuzuha kavuşmuş değil.
Askerliğin 'zorunlu' olduğu laik bir ülkede hangi askere kim dini bir mertebe verebilir?
Bırakalım hangi askerin hangi koşullarda şehit sayılıp sayılmayacağını söyleyin bana kimdir şehit?
Var mı hukuki bir tanım?
Dahası olabilir mi?
Bahçeli'nin haklı olduğu yer şurası evet şehitlik bir makam, 'dini bir mertebe.'
Sadece İslamiyet'e özgü değil her dinin kutsal gördüğü bir mertebe.
'Şehit, şahadet, şahit' hepsi aynı kökten geliyor.
'Bir dava ya da inanç uğruna ölene' şehit deniyor.
Hatta İslam dini şehitliği ‘şehidi hakiki ve şehidi mecazi' diye ikiye ayırıyor.
Yani biri sembolik diğeri hakiki.
Hakiki şehit sayılmanın İslam'a göre o kadar çok şartı var ki...
***
Her din ya da inanç 'şartlan' kendisine göre tanımlıyor.
Zaten kafa karışıklığı da burada başlıyor...
Çünkü dini bir kavram önce içi boşaltılarak millileştiriliyor sonra da dini/milli yorumlarla ‘ayrımcı siyasetin' malzemesi haline getiriliyor…
Sayın Bahçeli eğer tek kıstasınız dinse kurtuluş savaşına katılan gayrı Müslimler, ya da geçen yıl askerde öldürülen er Sevag Bıçakçı’nın durumu ne olacak?
Hrant ve Uludere'de öldürülenlerin şehitlik kapsamına sokulmasına itiraz ediyorsunuz...
Peki, Genelkurmay Bıçakçı ailesine 'şehit maaşı' bağlıyor buna da mı karşınız?
Lütfen kafa karışıklığını giderin ben tüm samimiyetimle anlamaya hazırım...
Eyüp Can
28.03.2012