Suriye’de üç yıldır devam eden iç savaşın 21 Mart’ta şehre sıçramasıyla hayalet kente dönüşen Kesab’ı terk etmek zorunda kalan Ermeniler, memleketlerine dönüyor. Kesab artık aynı Kesab olmasa da, halk, her şeye sıfırdan başlamaya hazır.
LORA BAYTAR ÇAPAR
lorabaytar@gmail.com
Suriye’de üç yıldır devam eden iç savaşın 21 Mart’ta şehre sıçramasıyla hayalet kente dönüşen Kesab’ı terk etmek zorunda kalan Ermeniler, memleketlerine dönüyor. Çoğunlukla Lazkiye’ye sığınan Kesab halkı, Esed’e bağlı güçlerin şehrin kontrolünü ele geçirmesinin ardından, yaşamlarına kaldıkları yerden devam edebilmek için evlerine dönüp temizlik yapmaya başladı. Kesab artık aynı Kesab olmasa da, halk, her şeye sıfırdan başlamaya hazır.
Vakıflı Köyü’nde ‘Musadağ’da 40 Gün’e nazire edercesine, 40 gün boyunca misafir edilen Kesablı Ermenilerden köyde kalan altı kişi, 4 Temmuz Cuma günü açılan Yayladağ sınırından geçerek evlerine döndü. Vakıflı Köyü’nde misafir edilen 18 Kesablı Ermeni, 15 Mayıs’ta Beyrut’a gitmiş, bir kısmı akrabalarının yanına yerleşmiş, orada yakını olmayanlar ise huzurevine yerleştirilmişti. Huzurevinde kalanlardan Zaven Hovsepyan, yaşadığı travmaya daha fazla direnemedi ve hayata gözlerini yumdu. Hovsepyan’ın cenazesi Ancar’da, Musadağlıların mezarlığına gömüldü. Kesablı misafirlerden Luder Tırtıryan, 24 Nisan’da Vakıflı Köyü’nde toprağa verilmişti. 94 yaşındaki Karun der Sahagyan ise, bu yaşta bu kadar çileye dayanamadı ve Lazkiye’de vefat etti.
‘Yine yıksalar yine yaparım’
Evrakları yetişmediği için köyde kalmaya devam eden altı misafir, bir buçuk aylık bekleyişin ardından 4 Temmuz Cuma günü vatanına kavuştu. Vakıflı’ya 40 dakika mesafede bulunan Yayladağ sınır kapısında yakınlarına kavuşanlar arasında, dört kişilik Ayntablıyan Ailesi ile Hovsanna ve Movses kardeşler vardı.
Yesayi Ayntablıyan, kız kardeşi, eşi ve kızıyla birlikte üç aydır Vakıflı Köyü’nde kalıyordu. 300 koyunu olan bir aileyken evsiz kalmanın travmasını yaşayan Yesayi Ayntablıyan, “Kesab’dan gelenlerin çoğu gitti. Evimize doğrudan gittiğimiz için şanslıyız. Beyrut’a gitmek, sınır kapalıyken çok uzun yoldur” diyor. Evleri bombalanarak yıkılan Ayntablıyan, “Hayata iki koyunla başladım. Şimdi gittiğimde yine iki koyunla başlayacağım. Yine yıkacaklarını bilsem de, evimi tekrar yapacağım. Biz keyiften çıkmadık evimizden. Buraya geleceğimiz aklımızdan bile geçmezdi. Bir buçuk gün içinde sakallılar gelip koyunlarımızı aldılar, ardından da bizi esir aldılar.”
Küçük bir taş parçası olarak sınır
Ayntablıyanların kızı Ani ise, Vakıflı’daki borazan çiçeğinden bir kök koparmış. Çiçeği, burada yaşadığı güzel günleri hatırlamak için, Kesab’da evinin bahçesine dikeceğini söylüyor. Vakıflı’dan Suriye sınırına doğru 40 dakikalık yolculuğun ardından, Suriye’yle Türkiye’yi ayıran, küçük bir taş parçasını fark etmeyen minibüs şoförü sürmeye devam edince, Suriyeli askerlerin dur ihtarıyla karşılaştı. Bu sayede Vakıflıköylüler misafirlerine veda vaktinin geldiğini idrak ederken kucaklaşmaların ardından, Kesablılar birkaç adımda memleketlerine, akrabalarının yanına ulaştı. Bir daha mutlu ve huzurlu günlerde görüşebilmek dileğiyle sınırın öteki tarafındaki dostlara veda eden Vakıflılılar, hayatlarına kaldıkları yerden devam etmek üzere köylerinin yolunu tuttu. Suriye tarafında bekleyen Kesablılarla, Türkiye sınırını henüz geçenlerin kucaklaşmaları ise devam ediyordu.