Konferansta ‘Araplaşmış Ermeniler Sorunu’ isimli bir sunum yapan Gayane Çobanyan, Yerevan Devlet Üniversitesi Türkoloji bölümünde doktora yapıyor. ‘Azerbaycan’da Siyasal İslam’ konusu üzerine çalışan Çobanyan, aynı üniversitede Azerice dersleri de veriyor. Çobanyan, Müslümanlaşmış Ermenilere karşı son yıllarda gelişen ilginin sadece Türkleşen ve Kürtleşen Ermeniler üzerine yoğunlaştığını, oysa Araplaşan Ermeniler üzerine çalışma yapılmadığını söylüyor.
EMRE CAN DAĞLIOĞLU
misakmanusyan@gmail.com
Konferansta ‘Araplaşmış Ermeniler Sorunu’ isimli bir sunum yapan Gayane Çobanyan, Yerevan Devlet Üniversitesi Türkoloji bölümünde doktora yapıyor. ‘Azerbaycan’da Siyasal İslam’ konusu üzerine çalışan Çobanyan, aynı üniversitede Azerice dersleri de veriyor. Çobanyan, Müslümanlaşmış Ermenilere karşı son yıllarda gelişen ilginin sadece Türkleşen ve Kürtleşen Ermeniler üzerine yoğunlaştığını, oysa Araplaşan Ermeniler üzerine çalışma yapılmadığını söylüyor.
Ortadoğu’da önemli bir nüfusu oluşturan Araplaşan Ermeniler hakkında da konuşulması gerektiğini belirten Çobanyan, Osmanlı döneminde bir üst kimlik olarak görülen Müslümanlığın Cumhuriyet’le birlikte Türklükle eşitlendiğini, bu nedenle Ermenilerin Türkleşmesinin ve Kürtleşmesinin Hamidiye Alayları katliamlarının ve soykırımın temel politikalarından birisi olduğunu belirtiyor. Çobanyan’a göre, Ermenilerin Araplaşması ise bu katliamların çok da istenilir olmayan bir sonucu.
Dört kategori
Bu süreçte de asimilasyonun önemli bir yeri olduğunu belirten Çobanyan, Araplaşan Ermenileri dört kategoriye ayırmak gerektiğini belirtiyor: Araplaşan Müslüman Ermeniler, Araplaşan Rum Ortodoks Kilisesi’ne bağlı Ermeniler, Araplaşan Latin Katolik Kilisesi’ne bağlı Ermeniler ve Araplaşan Ermeni Apostolik Kilisesi’ne bağlı Ermeniler.
Araplaşan Müslüman Ermeniler, Türkiye’de Sason, Maraş, Muş, Hatay ve Antep’te, Suriye’de özellikle Türkiye ve Irak sınırına yakın bölgelerde, Lübnan, Ürdün ve Irak’ta yaşıyorlar. Türkiye’de yaşayanlar için tam bir sayı veremeyen Çobanyan, Suriye’de ise yaklaşık yüz bin Araplaşan Ermeni yaşadığını söylüyor. Çobanyan, Lübnan’da küçük bir grubun yaşadığını, bu insanların Lübnan’daki büyük Hıristiyan nüfusun varlığı nedeniyle Hıristiyan kalabildiklerini belirtiyor.
Çobanyan’ın Araplaşan Ermenilerden kastı Arapça konuşmaları ve Arap kültürüne sahip olmaları. Bu bağlamda, Ermeni Apostolik Kilisesi’ne bağlı grup dışındakilerin ciddi bir asimilasyona tâbi tutulduklarını söylüyor. Çobanyan’ın bu noktadaki kıstası, sadece dini kimlik değil, çünkü Hıristiyan Ermenilerin de dilsel ve kültürel olarak Ermenilikten uzak olduğunu düşünüyor. Bu gruplardaki Ermenilerin kendilerini ifade ederken önemli olanın dini kimlik olduğunu söyleyen Çobanyan, bunun Ermenilikle bağ kurmak için yeterli olmadığını belirtiyor.
Özellikle Müslüman Ermenileri, bir kimlik sorunu olarak gören Çobanyan’a göre bu durum, Diaspora ve Ermenistan tarafından da halledilemez bir sorun olarak görülüyor. Çobanyan, Ermeni kültürüne ve diline olan uzaklık sebebiyle özellikle Ermenistan’ın Araplaşan Ermenilerle ilişki kurmaktan geri durduğunu belirtiyor.
Suriye’de ‘İslami Ermeni Aşireti’
Yeranuhi Kekliyan ve oğlu Aram, nam-ı diğer Salman el Dırbo |
Araplaşan Müslüman Ermenilerin en bilinen örneği Suriye’deki ‘Ashirat Arman al Muslima’ (İslami Ermeni Aşireti). 1998’de Şeyh Eli Hovagimyan tarafından kurulan aşiret, ağırlıklı olarak Resulayn bölgesi merkez olmak üzere Suriye’nin Türkiye ve Irak sınırına yakın bölgelerinde yaşıyorlar. Yaklaşık 25 bin mensubu olan aşiretin ismi daha sonra Ashirat Arman al Shadat (Ermeni Diaspora Aşireti) olarak değiştirildi.
Ermenistan bayrağını ve renklerini yoğun olarak kullanan aşiretin önemli ölçüde Ermeni milliyetçisi olduğunu söyleniyor. Ermenistan’la siyasi ve ekonomik ilişki kurmak isteyen aşirete karşı, Ermenistan’ın kuşku ve korkuyla baktığı biliniyor. Gayane Çobanyan, bu aşiretin kendi kimliklerine dönmeyi arzuladığını, fakat Müslüman kalmak istediklerini belirtiyor. Kevork Apelyan’ın verdiği bilgilerle tanınan aşiret mensupları, genelde Arapça ve Kürtçe konuşuyor. Bu aşiretin mensupları, çoğunlukla aşiret içi evlilik yapıyorlar.
Aşiretin dışından biriyle evlenmek isteyen aşiret mensubunun Şeyh’ten izin alması gerekiyor. Ayrıca aşiret üyelerinin aşirette kalmak için düzenli olarak para ödemeleri gerekiyor. Bu ödemeler bir havuzda toplanarak, aşiretin ihtiyaçları için kullanılıyor. Çobanyan’a göre Hafız ve Beşar Esad yönetimleri tarafından bölgedeki Kürt toplumuna karşı desteklenen aşiret, halen Suriye’de süren savaşta Esad destekçisi olarak tanınıyor. Çobanyan, Suriye’deki tüm Müslüman Ermenilerin bu aşiretin üyesi olmadığını da özellikle vurguluyor.