Almanya’da Schondorf şehrindeki Palm Vakfı tarafından iki yılda bir verilen ‘Johann- Philipp-Palm Basın ve Düşünce Özgürlüğü Ödülü’ gazetesinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'e ve Mısırlı yazar Alaa Al-Aswani'ye verildi.
Demokratik haklar ve temel özgürlükler için mücadelede eden kişilere verilen ödül, Baden- Württemberg Sosyal ve Çalışma Bakanı Katrin Altpeter tarafından Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ve Alaa Al- Awani’ye takdim edildi.
Baden- Württemberg Başbakanı Winfried Kretschmann himayesinde gerçekleşen ödül töreninde konuşan Prof. Dr. Ulrich Palm, ödülün Fransız diktatörlüğünü eleştiren yazıları nedeniyle 26 Ağustos 1806’da ölüm cezasına çarptırılan ve infaz edilen Johann Plipp Palm adıyla verildiğini hatırlattı.
Gerçekleri yazdı
‘Johann- Philipp-Palm Basın ve Düşünce Özgürlüğü Ödülü’nün takdim edilmesinin ardından Rakel Dink bir de teşekkür konuşması yaptı. Sözlerine Palm Vakfı’na ve ona gönül bağı ile bağlı olan tüm çalışanlarına teşekkür ederek başlayan Dink konuşmasına şöyle devam etti;
Elbette ödül almak değerlidir, motive edicidir, cesartlendirici, sevindirici ve biraz da teselli edicidir. Fakat bilmenizi isterim ki, vermek bütün bunların üstündedir, çünkü Tanrı’saldır.
Sevgili dostlar, böyle durumlarda eşim ülkesinden bahsederken Türkiye’yi övmek isterdi. Ülkesinden şikayetci olma durumunda olmaktan hiç hoşlanmazdı. Aslında, benim de hoşuma gitmiyor ama söyleyeceklerim biraz öyle, ne yapayım, üzgünüm gerçekler bunlar…. Kimse kusura bakmasın. Tanrı sözünde der ki; ‘Suçluyu aklayandan, suçsuzu mahkûm edenden iğrenirim’. Doğrusu benim de midem bulanıyor.
Sevgili eşim Hrant Dink’in bütün istediği 1915 Ermeni soykırımı konusunda ve bütün halkların uğradığı haksızlıklar konusunda Türk’ün paranoyasından kurtulması, Ermeni’nin de travmasından kurtulmasıydı. Bunun için bütün samimiyeti ve içtenliği ile sadece konuştu, yazdı. Doğruluk ve adalet uğruna hayatı pahasına, Türkiye halkını bilgisizlik batağından ve utancından kurtarmak adına mücadelesini konuşarak ve yazarak sürdürdü. Karşılığında en acımasız nefret dolu tehditler, yargılamalar ve haksızlıklarla dolu mahkûmiyetler, hakaretler ve alaylarla zulmettiler. Bütün bunlar devlet destekli, bilinçli ve planlı bir şekilde yürütüldü. Sonuçta, kalleşçe öldürerek hayat hakkını, yaşamını kendisinden ve bizden aldılar onu. Nefret tepeden, sistemden alışılagelmiş şekilde aşağıya doğru akıyor, öğretiliyor, yetiştiriliyor, destek veriliyor, amaç ediniliyor. Bu şekilde binlerce cinayetler işlenmiştir. Yargı da bu zihniyete hizmet ediyor. Nitekim Hrant Dink cinayetinde rolü olan herkes terfi ettirildi, gördük, yaşadık, yaşıyoruz… Kendisinden sonra da Agos gazetesi, Hrant Dink Vakfı, ailesi, sevgili dostları ve arkadaşları günden güne çoğalarak ayrımcılığa, ırkçılığa zulme, şiddete, diktatörlüğe, gaddarlığa, gaspa köle olup hizmet eden zihniyeti sonuçları ile ifşa ederek yaşam hakkı, vatandaşlık hakkı konusunda farkındalık yaratmaya ve idraki arttırmaya çaba harcıyoruz. Hem zalime, hem de mazluma insanlık adına, Mesih adına yüreğimin acısını da bu vesileyle ifade etmek isterim. Çünkü biz ülkemizi ve ülkemizi insanını seviyoruz, onlara sevgimizi verdik fakat onlar bizden sevgilerini esirgediler. ‘Rab kendisine kurban sunulmasından çok, doğruluğun ve adaletin yerine getirilmesini ister.’ Süleymanın Meselleri 21:3
Tekrar desteğiniz için teşekkür ediyorum. Sağolun, varolun.
