İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası, İstanbul Film Festivali’nin bu yıl “Nerdesin Aşkım?” bölümünü programdan çıkarmasına tepki göstererek boykot çağrısı yaptı. İKSV ise Agos'a "Bölümlerde yapılan değişiklik, festivaldeki film seçkisinin içeriğini etkilemiyor" açıklaması yaptı.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV)’nin düzenlediği İstanbul Film Festivali, bu sene 44. edisyonuyla sinemaseverlerle buluşacak. İKSV, 11-22 Nisan arasında Türkiye’den ve dünyadan bir seçki sunacak festivalin bu seneki duyurusunu “yenilikleri” öne çıkarak yapmıştı.
“Nerdesin Aşkım?” Bölümü NEREDE? @iksv_istanbul @ist_filmfest #SansüreKarşıBoykot #NerdesinAşkım pic.twitter.com/YDcG3zquom
— İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası (@istanbulpride) March 26, 2025
Ancak bu seneki değişikliklerden biri, İstanbul Film Festivali'nin 2014 yılından bu yana kuir filmlerden oluşan ‘Nerdesin Aşkım?’ bölümünü bu yılki programından çıkarılması oldu. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası, İKSV’nin her yıl düzenlediği İstanbul Film Festivali'nde, bu yıl kuir filmlerden oluşan “Nerdesin Aşkım?” bölümünün yer almamasına dair bir açıklama yaptı. “Bu kararın, devletin ‘Aile Yılı’ kapsamında başlattığı kriminalize etme çabasından geldiğini biliyor, mevcut politik baskı ortamında LGBTİ+lar için yalnızlaştırma politikasına da hizmet ettiğini görüyoruz ve bunu kabul etmiyoruz” diyen LGBTİ+ Onur Haftası, festivale botkot çağrısı yaptı. Açıklamanın tamamı şu şekilde:
"İKSV’nin her yıl düzenlediği İstanbul Film Festivali’nde bu yıl bir eksiklik var! İstanbul Film Festivali'nin 2014 yılından bu yana queer filmlerden oluşan ‘Nerdesin Aşkım?’ bölümünü bu yılki programından çıkarması, kültürel alandaki görünmezleştirme ve sansür politikalarının yeni bir aşamasıdır. Bu tavır, yalnızca bir program değişikliği değil, queer sinemanın sistematik olarak dışlanmasının da bir göstergesidir. Devlet ile yakın ilişkide kalmayı tercih eden İstanbul Film Festivali’nin, biliyoruz ki, bu uyguladığı ilk sansür de değildir.
"Sansür sessizlikle de işler"
Festival, geçtiğimiz yıl Ulusal Yarışma ve Ulusal Belgesel Yarışması’nı iptal ederek hem yerel sinemanın üretim ve gösterim alanlarını daraltmış hem de Kürt Sineması’na karşı kullanılan sansür mekanizmalarının işleyebilmesine yol açmıştır. Şimdi ise queer varoluşları görünür kılan bir bölümü yok ederek sansürün kültürel alandaki etkisini derinleştirmeyi tercih ediyor. Bu kararın, devletin ‘Aile Yılı’ kapsamında başlattığı kriminalize etme çabasından geldiğini biliyor, mevcut politik baskı ortamında LGBTİ+lar için yalnızlaştırma politikasına da hizmet ettiğini görüyoruz ve bunu kabul etmiyoruz.
Sansür, yalnızca filmleri programdan çıkarmakla değil, sessizlikle de işler. İstanbul Film Festivali’ni, sinemanın en temel gücü olan ifade özgürlüğüne sahip çıkmaya davet ediyoruz çünkü bu ayrımcılık ve sansür yalnızca LGBTİ+lar için değildir. Sanat üretiminde yapılan sansür ve ayrımcılık diğer hak ve özgürlükler için yürütülen mücadeleyi sekteye uğratır. Sansüre karşı durana dek festivali boykot edeceğimizi söylüyor, Lale Kart üyeliklerimizi iptal edip festivalden bilet satın almıyoruz. Herkesi de bu boykota dahil olmaya davet ediyoruz. Queer varoluşları yok sayan bu kararın karşısında dayanışmanın gücüyle durmaya devam edeceğiz!” #SansüreKarşıBoykot #NerdesinAşkım”