Uluslararası Af Örgütü, İsrail’in Gazze’de Filistinlilerin fiziksel varlığını ortadan kaldırmaya yönelik özel niyetini tespit etmek için bir rapor hazırladı. Raporun başlığı, “İnsan Değilmiş Gibi Hissediyorsun': İsrail’in Gazze’de Filistinlilere Yönelik Soykırımı". Kuruma göre rapor, soykırımı kanıtlarla göstermesi açısından önemli olmakla birlikte, uluslararası arenada açılacak dava ve yargılamalar için kanıtlar sunan önemli bir kaynak niteliği de taşıyor.
kurumdan yapılan açıklamaya göre Uluslararası Af Örgütü’nün raporu, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten Temmuz 2024 başına kadar geçen dokuz aydan uzun sürede Gazze’de işlediği ihlalleri ele aldı.
Rapor için saldırılardan zarar gören Filistinlilerin ve tanıkların, Gazze’deki yerel yetkililerin ve sağlık çalışanlarının da aralarında bulunduğu 212 kişiyle görüşüldü.
Saha çalışması yürütüldü ve uydu görüntüleri dahil geniş kapsamlı görsel ve dijital kanıtlar incelendi.
Gazze'de faaliyet gösteren BM kuruluşları ve insani yardım örgütlerinin yanı sıra Filistinli ve İsrailli insan hakları gruplarının medya raporları, açıklamalar ve verilerden oluşan kapsamlı bir derleme araştırıldı.
İsrail Yüksek Mahkemesi'ne yapılan başvurular ve alınan kararlar, Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhine açtığı davaya ilişkin kamuya açık materyaller incelendi.
Ayrıca 7 Ekim 2023 ile 30 Haziran 2024 arasında İsrail hükümeti ve ordu yetkilileri ile diğerleri tarafından yayımlanan, Filistinlilere karşı soykırım eylemlerini veya diğer suçları talep eden ya da bunları haklı gösteren 102 açıklama analiz edildi.
Yeterli kanıt var
İsrail'in Gazze'de işlediği uluslararası hukuk ihlalleri ve suçlarına ilişkin iddiaları uluslararası hukuk kapsamında soykırım çerçevesinde değerlendiren rapor, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten sonra Gazze'de gerçekleştirdiği eylemlerin soykırım olduğuna inanmak için yeterli kanıt bulunduğu sonucuna vardı.
Uluslararası Af Örgütü, soykırıma ilişkin bir tespitte bulunmak için öncelikle Gazze'deki Filistinlilerin; 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi (Soykırım Sözleşmesi) kapsamında korunan bir grubun, yani ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubun parçası olup olmadığını inceledi.
Ardından Soykırım Sözleşmesi uyarınca yasaklanmış beş eylemden üçüne odaklandı: Bunlar, “grup üyelerinin öldürülmesi,” “grup üyelerine ciddi bedensel veya ruhsal hasar verilmesi” ve “grubun fiziksel varlığını tamamen veya kısmen ortadan kaldıracak şekilde hesaplanmış yaşam koşullarına kasten maruz bırakılması”dır. Son olarak, İsrail'in bu eylemleri “grubun fiziksel varlığını tamamen veya kısmen ortadan kaldırma niyeti” ile gerçekleştirip gerçekleştirmediğini inceledi.
Kurumun yaptığı açıklamaya göre Uluslararası Af Örgütü pek çok kez bulgularını İsrail yetkilileriyle paylaştı ancak raporun yayımlandığı tarihe kadar kayda değer bir yanıt almadı.
Uluslararası Af Örgütü’nün dünyanın dört bir yanındaki şubeleri, bulundukları ülkelerdeki yetkililere yolladıkları bir mektupla, soykırım eylemlerini önleme ve cezalandırma yükümlülüklerini hatırlatarak, “İsrail'in Gazze'de soykırım anlamına gelen tüm eylemlerine son vermek üzere acil adımlar atma ve İsrail'e tüm silah ve diğer askeri teçhizat veya yardımların doğrudan veya dolaylı tedarikini, satışını, transferini derhal askıya alma” çağrısında bulunacak.
Rapordan bazı tespitler şöyle:
-"İsrail’in, Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki ölümcül saldırılarından sonraki eylemleri, Gazze’nin nüfusunu çöküşün eşiğine getirdi. Acımasız askeri saldırıda, 7 Ekim 2024 itibariyle, çoğu doğrudan veya kasten gelişigüzel saldırılarda olmak üzere 13 bin 300’den fazlası çocuk 42 binden fazla Filistinli öldürüldü, 97 binden fazlası yaralandı. Çocuklar, gazeteciler, sağlık ve insani yardım çalışanları arasında bilinen en yüksek ölü sayılarına ulaşıldı"
"-Saldırılar, genellikle birden fazla kuşaktan insanların oluşturduğu aileleri tamamen yok etti ve emsalsiz bir tahribat yarattı"
"-Sadece ilk iki ayda İsrail hava kuvvetleri, Gazze'de yaklaşık 10 bin hava saldırısı gerçekleştirdi. Bunların çoğunda, hastaneler ve diğer önemli altyapı tesisleri de dahil olmak üzere yoğun nüfuslu yerleşim bölgelerine yönelik geniş alan etkili büyük patlayıcı silahlar kullanıldı. Kilometrekare başına yaklaşık 6.300 kişinin düştüğü, dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden birinde bu saldırıların etkisi yıkıcı oldu"
"-Tüm kanıtlar, ölenlerin tamamının çatışmalarda doğrudan yer almayan siviller olduğunu gösterdi. 20 Nisan 2024’teki emsal niteliğindeki bir vakada, İsrail’in Refah’ın doğusundaki El Cuneyne mahallesindeki hava saldırısı, Abdelal ailesini yok etti. 16 çocuk dahil üç kuşaktan Filistinliler uykularında öldürüldü. Saldırılar, sivil nüfus içinde en yüksek sayıda ölüm ve yaralanmaya sebep olacak şekilde gerçekleştirildi"
"- Uzmanlar, bu tahribatın 21. yüzyıldaki diğer herhangi bir çatışmada görülmemiş boyutlarda ve hızda meydana geldiğini, şehirleri topyekûn yıkıma uğrattığını ve kritik altyapıyı, tarım arazilerini, kültürel ve dini mekânları ortadan kaldırdığını belirtti. Gazze’nin geniş bölgeleri yaşanmaz hale getirildi."