Yarım asırlık kapanma: Heybeliada Ruhban Okulu

Heybeliada Ruhban Okulu bundan tam 50 yıl önce eğitime kapatılmıştı. Özellikle son 10 yılda okulun açılmasına yönelik çok sözler verildi, fakat kadim eğitim kurumunun kapısı öğrencilerine açılmadı.

SELÇUK OKTAY *

Türkiye’de azınlık hakları bakımından en kronik sorunlardan biri olan Heybeliada Ruhban Okulu’ndaki kapanma yarım asrı devirdi. Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin ve özel olarak Kıbrıs sorununun adeta kurbanı olan okul 1971’de eğitime kapatıldı. Özellikle 1990’lardan sonra okulun açılması için birçok temas yapılır, birçok söz verilirken okul kapalı kalmaya devam etti. 50 yıllık kapanmanın önemli dönemeçleri şöyle sıralandı.

Özel öğretim düzenlemesiyle kapatıldı
1965 tarihli Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun bazı maddelerinin 12 Ocak 1971’de iptali üzerine, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 12 Ağustos 1971 tarihli yazısıyla okulun yüksek kısmı, 9 Temmuz 1971’den geçerli olmak üzere kapatıldı.
Kasım 1971’de Danıştay’a bu kararın iptali talebiyle dava açıldı. Danıştay’a açılan dava Patrikhane’nin tüzel kişiliği olmadığı, yargıya başvurma ve okul açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle reddedildi. 

Cemaat okulu dönemi
Okul, teoloji kısmının kapatılmasının ardından 1971-1972 öğretim yılından itibaren ‘Özel Heybeliada Rum Erkek Lisesi’ olarak cemaat okulu statüsünü aldı. 
Cemaatin erimesi sonucu okul için yeterli öğrenci olmaması dolayısıyla dönemin İstanbul Rum Patriği Dimitrios, 4 Ağustos 1984 tarihli yazısıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na okulun artan bürokratik ve mali yükler dolayısıyla kapatılması talebinde bulundu. Bu talep kabul görmeyince Patrikhane 1984’te okulu fiili olarak kapattı. 

Patrik Bartholomeos ile başlayan açılma girişimleri
Okul, kapatıldıktan sonra 1990’lı yıllara kadar ‘uyku’ dönemine geçti. 1991’de Bartholomeos’un patrik olmasıyla okulun açılması girişimleri canlandı. Patriğin bu yönündeki ilk ciddi girişimlerinden bir tanesi dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’a Nisan 1996’da gönderdiği mektup oldu.  
Patrik o dönemde ABD ve AB nezdinde de birçok girişimde bulundu. Avrupa Parlamentosu Ekim 1996’da okulun derhal açılması çağrısı yaptı. Bir yıl sonra Patrik, ABD Başkanı Bill Clinton tarafından kabul edildi ve okul ile ilgili taleplerini iletti. 

Üniversite bünyesinde açılma teklifi
Patriğin girişimleri Türkiye’de hükümetin değişmesi ile devam etti. 1997’de dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’ın göreve gelmesinin ardından Patrik okulun açılması yönünde umutlu olduğunu belirtti. Fakat 28 Şubat postmodern darbesi ile son bulan bu dönemde de çabaları karşılıksız kaldı. 
1999’da, okulun bir üniversite bünyesinde faaliyete geçmesi gündeme geldi. Fakat cemaat bu formülü uygun görmedi. 

AKP dönemi ve Atina’da cami şartı
2002’de Türkiye’de siyasi iktidarın tek partiye geçmesi ile Patriğin girişimleri de arttı. Patrik Bartholomeos, AKP döneminde birçok yetkili ile bir araya geldi. 
Bu temasların sonucunda “Farklı dinlerin eğitiminin özgürce yapılabilmesi Türkiye’nin demokratik yapısının gereğidir” denildi, okulun açılmasının kolay olduğu yönünde açıklamalar yapıldı. Fakat bu döneme yıllardır okulun karşısına çıkarılan Yunanistan’dan karşılık meselesi damga vurdu. 
Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, okulun açılması için Atina’da bir cami açılması istediğini sürekli belirtti. 

Çipras’tan tarihi ziyaret
2019’da dönemin Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Patrik Bartholomeos ile birlikte okulu ziyaret etti. Böylelikle ilk kez bir Yunanistan başbakanı okula ziyaret gerçekleştirmiş oldu. İki ülke arasındaki ilişkilerin ivme kazandığını belirten Çipras, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte okulu açma temennisinde bulundu. Fakat Çipras’ın görevden ayrılmasını takip eden dönemde Doğu Akdeniz gerginliği dolayısıyla iki ülke ilişkilerinde tansiyon yine yükseldi. 
50. yılına giren sorun hâlâ çözüm beklerken, Türkiye’de demokrasinin ve insan haklarının temel sınavlarından biri olma özelliğini koruyor. 

(*Dr., Gazeteci)

Kategoriler

Toplum