Ermenistan seçimlerinde Başbakan Paşinyan liderliğindeki Sivil Sözleşme Partisi en yakın rakibi Koçaryan'a büyük fark attı. Koçaryan liderliğindeki Ermenistan İttifakı seçim sonuçlarını kabul etmiyor ve şüpheli buluyor. İttifak bu amaçla Anayasa Mahkemesi'ne başvuracak. Paşinyan'ın galibiyetini yorumlayan uzmanlar ise seçmenlerin eski rejimini dönüşünü daha kötü bir senaryo olarak gördüğünü söylüyor.
Ermenistan'daki seçim sonuçları Paşinyan'ın galibiyetiyle sonuçlandı. Araştırmacı Diana Yayloyan Agos için yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
"Geçen seneki ikinci Dağlık Karabağ savaşı sonrasındaki ülkedeki derin siyasi kriz ve Başbakan Paşinyan’ın durmadan düşen destek oranlarına rağmen Sivil Sözleşme Partisi parlamento çoğunluğunu koruyup %53.92 oranında oy aldı. En beklenmedik sonuç savaş sonrası siyasi gelişmeler neticesinde ikamet edenlerin güvenlik kaygısının en yüksek olduğu Syunik bölgesinden Paşinyan’ın çoğunluğu alması oldu."
"Seçmenlerin yarısının oy vermeye gitmediğini de ayrıca belirtmemiz gerekiyor. Katılımın bu derece düşük olması bize seçim sonuçları olarak sunulan oranların partilere ve liderlere verilen popüler desteği yansıtmaktan çok uzak olduğunu ve aslında her liderin daha düşük desteği olduğunu gösteriyor. Seçimlere katılmamanın çeşitli sebepleri olabilir ancak seçmenlerin önemli bir kesiminin var olan partilere ve liderlere oy vermeye isteksiz olduğu ve herhangi bir tatmin edici siyasi alternatiften yoksun olduğu gözüküyor."
"Bu yüzden Paşinyan’ın yüksek oy oranlarını arzulanabilir alternatiflerin yokluğu bağlamında anlamamız gerekir. Paşinyan’ın sorunlu siyasi seçimleri karşısında büyük hayal kırıklığı yaşamış olmalarına rağmen bazı seçmenler için eski rejimin tekrar iktidara gelmesi daha kötü bir senaryo. Eski Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’ın liderlik ettiği “Ermenistan İttifakı” bloğu oyların %21,04'ünü aldı ve Koçaryan diğer adaylarla birlikte Anayasa Mahkemesi’ne toplu başvuruda bulunmanın yollarını aradıklarını ilan ederek seçim sonuçlarını tanımayı reddediyor. Derin siyasi kutuplaşma içindeki Ermenistan için üstesinden gelinmesi gereken ciddi siyasi zorluklar var. Paşinyan’ın bloğu parlamento çoğunluğuna sahip olacak ve muhalefet ise eski rejim tarafından temsil edilecek."
Kafkasya'yı yakından takip eden gazeteci Thomas de Waal de sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
"Her şeyden önce, Ermenistan, adil geçtiği ve iyi yönetildiği anlaşılan bu seçim için tebrik edilmeli. Başbakan Paşinyan, seçim sonuçlarıyla gerçek bir meşruiyet kazandı."
"Paşinyan parlamentoda büyük bir çoğunluk elde etti. 2020’deki savaşın iyi idare edilememesi feci sonuçlar doğurmuştu, ancak uzmanlara göre, ülkenin eski yönetici seçkinlerinin yeniden başa geçmesinden duyulan korku ve Paşinyan’ın hem kampanya yürütüme konusundaki becerisi, hem de günlük ekonomik sorunlara, geçim sıkıntısına odaklanması, seçmenlerin ikna olmasını sağladı".
"Koçaryan’ın güvenlik/tecrübe vurgusu yeterli sayıda seçmeni ikna edemedi; seçmen, 2000’lerin ilk on yılına dönülmesini, Karabağ klanının tahakkümünü istemiyor. Eski yönetici seçkinlerin verdiği mesaj büyük ölçüde kibir olarak görüldü. (Ki bunu bazıları hâlâ anlamıyor, Facebook’ta biri “seçkinler sürüyü kaybetti” demiş.)"
"Gürcistan’daki 2016 seçimleri de, Saakaşvili’nin tekrar iktidara gelmesine dair bir referanduma dönüşmüş, halk –iktidardaki partinin net bir programı olmamasına karşın– kesin bir şekilde “hayır” demişti."
"Birçok küçük parti yüzde 1 civarında oy aldı. Bunlar ittifak yapmış olsalardı parlamentoya girebilirlerdi. Şahsi siyaset nedeniyle silindiler."
"Seçimin sevinçle karşılanan bir sonucu, şaibeli oligark Gagik Tsarukyan'ın (‘Dodi Gago’) 2007’den beri ilk kez parlamento dışında kalmış olması."
"Moskova Paşinyan’ı kutladı. Rusya belki Koçaryan’ı tercih ederdi ama Paşinyan’ın önünde çok fazla seçenek olmadığını, Kasım 2020’deki ateşkese ve Rusya’nın bölgedeki gündeminin gereklerine uymaya devam etmek zorunda olduğunu bildiğinden, akıllıca davranıp, “seçimlerin dışında kaldı”.
"Yeniden iktidara gelen Paşinyan’ın, ülkenin egemen çevreleri ona ve ziyadesiyle kişisel, fevri liderlik tarzına hâlâ mesafeli dururken, nasıl yönetmeyi planladığına dair pek bir işaret yok."