Şirinoğlu: Ateşyan'dan özür diliyorum

Türkiye Ermenileri Patriği Maşalyan ile Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı ve Ermeni Vakıflar Birliği Başkanı Bedros Şirinoğlu arasında iki gündür sert bir polemik yürüyor. Şirinoğlu son olarak, patrik seçimleri sırasında Maşalyan'ın rakibi olan Başepiskopos Ateşyan'dan, geçmişteki tutumu için özür diledi.

Geride bıraktığımız günlerde gazetelerde Patrikhane Komisyonları Koordinatörü Hosrof Köletavitoğlu'nun bir açıklaması yayınlanmıştı. Maddi açıdan zor durumda olan Ermeni okulları için Patrikhane bünyesinde çalışmalar yürütüldüğünü belirten Köletavitoglu, varlıklı ve okulu olmayan vakıflara da bu çalışmalara katılma çağrısında bulunmuştu. Açıklama Patrikhane adına yapılmıştı. 

Bu gelişmenin ardından Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı ve Ermeni Vakıflar Birliği Başkanı Şirinoğlu Jamanak gazetesinde çıkan uzun bir makalesinde Patrik Maşalyan'ı eleştirmiş, Patrik Maşalyan da kendi facebook sayfasından Şirinoğlu'na yanıt vermişti. 

Şirinoğlu'nun dünkü açıklaması

Şirinoğlu söz konusu açıklamasında "Özel koşullardan bağımsız olarak, geçen süre zarfında rahatsızlık yaratan temel sorun Patrikhane’nin önemli konularda sergilediği pasiflik olmuştur. Saygınlığı büyük önem arz eden bu Makam’dan görülen edilgenlik herkeste burukluk yaratmaktadır. Seçim öncesinin bölünmelerini aşma gayreti bir yana, bugün adeta o üzücü kutuplaşmaların kini güdülmektedir" demiş, şu ifadelere yer vermişti:

"Herkesin takdir ve eleştirisine açık olan faaliyetlerimde zaafiyet izlenimi yaratarak belli ki sivil yönetim alanına kendinizce dalmaya zemin hazırlamaktasınız. Bunun için de, seçiminizden önce Müteşebbis Heyet başkanı olan, muhtemelen iktidarınızı sayesinde kazandığınızı hissettiğiniz Sayın Köletavitoğlu'nu öne sürmektesiniz. Sivil yöneticileri karalamak için, göreve geldiğinizden beri Patrikhane'den ısrarla uzak tuttuğunuz Sayın Başepiskopos Aram Ateşyan'ı dahi aklamışsınız"

Şirinoğlu okullarla ilgili olarak ise "Anlatmak istediğim tek bir şey var: Bugünün gerçekleri bizi yönetsel açıdan sorumluluk üstlenmeye ve bazı radikal kararlar almaya zorluyor. Eğitim kurumlarımızın sembolize ettiği anlamın bizi tarihinize bağladığının tabii ki bilincindeyiz. Ama onların misyonunu geleceğe taşımak için gereken iradeyi sergileyemezsek, bağlı kalmaya çalıştığımız o tarihe ihanet etmiş olmayacak mıyız? Eğitim yaşamımız için elzem reformlar bağlamında, ezber bozucu adımlar atmaya kendimizi alıştırmalıyız" demişti. 

Maşalyan'ın facebook paylaşımı

Patrik Maşalyan Şirinoğlu'nun bu açıklamasını kişisel facebook sayfasından eleştirdi. Maşalyan paylaşımında Ermeni Vakıflar Birliği'ne (ERVAB)  gönderdiği bir mesajı da paylaştı. Maşalyan'ın paylaştığı mesajdan bir bölüm şöyle:

"Cemaatimizin sivil liderliğini sürdüren yöneticilerimiz onlarca yıldır okullar için ne projeler geliştirdiler? Bu konuda nasıl örgütlendiler? Niye örgütlenmediler? Kim bu işlere ön ayak olacak, plan ve projeler geliştirecek? Elbette Ervab! Onu çalıştıracak kişi de kusura bakmayın, patrik değil, onun başkanıdır. On yıllardır Vadip ya da Ervab bunu denedi de Aram Srpazan ya da Patrik mi engel oldu? Belli ki cemaatin sivil ayağının örgütlenme becerileri oldukça hantallaşmış. Bu bir vakıa. Bu boşluk ve atalet gözleri ister istemez yeni seçilmiş Patriğe ve merkezi kurum olan Patrikhaneye çeviriyor. Geçen haziran ayında dört ihtiyacı olan okul yöneticisi bize başvurduğunda Sayın Bedros Şirinoğlu’nu hep bu işin içine çekmeye çalıştık. Saygıda kusur etmedik. Bu Zoom toplantılarına şahsen davet ettim. Gelmediler, temsilci de göndermediler." 

"Bu dört okulun, sonra diğerlerinin, kendisine değil de bize başvurmalarının tek nedeni, bu okulların kapanmasından ya da birleşmesinden başka bir önerisi olmayan Bedros başkandan bekledikleri umut ışığının azalmış olmasıdır. Nitekim bu en zor yılda Azkayin (Yedikule ) Hastanemizin Azkayin (Ulusal) okullarımıza yaptığı yardım 600 bin liradır. Ortaköy Kilisesinin diğer okullara yardımı bir buçuk milyona yaklaşıyor. Bütçeler kıyaslandığında elbette Ortaköy takdir toplayacak."

"Bedros Başkan’ın finansal anlamda çok değerli önerileri olduğunu biliyorum. Ancak onunla anlaşamadığımız nokta şudur: konumu itibariyle bu işleri başkasına havale edemez. Sivil cemaat lideri olarak kendisi bu önerilerini örgütlemeli ve önderlik etmelidir. Oysa kendisi bu önderlik sorumluluğunu üstlenmek istememektedir. Sihirli bir el çıksın okulları kapatsın, birleştirsin ve artık Hastaneye yük olmasınlar istiyor. O sihirli el, sivil cemaat başkanının örgütleme becerisidir. Hep gıpta ettiğimiz Yahudi cemaatinde durum böyledir. Patriğin ve Patrikhanenin din alanına sıkıştırılmış yetkileri, günün sonunda daha ziyade manevi bir önderliğe izin vermektedir." 

"Ama hayat boşluk tanımaz. Eğer Bedros Başkan sorumluluğunu üstlenmezse ya Patrik sivil alana soyunur ya da bu cemaat bölünerek, kısır çekişmeler içinde kendini tüketir.
Sevgili Bedros Başkan,
Pandemi dönemi herkesin zannettiğinden çok daha çetin geçiyor. Yöneticiler arasında kırgınlığa, çekişmeye, rekabete değil birlik, esenlik ve kardeşliğe ihtiyacımız var. Bunca yıl görevinizi başarıyla sürdürdünüz. Hastanede gösterdiğiniz başarıyı cemaatin yeniden yapılanmasında da göstereceğinizden eminim. Bu cemaatin size ihtiyacı var. Artık gelecek seçimlerde görev almayacağınızı söylüyorsunuz. Parlak hizmet kariyerinizi, kendi zamanında okullar kapanan değil, okulları kurtaran başkan olarak tamamlamanız ve hatırlanmanız hepimizin arzusudur. Tarihe bırakacağınız miras bu olmalıdır."

Şirinoğlu: Ateşyan'dan özür diliyorum

Bedros Şirinoğlu ise tüm bu gelişmelerin ardından bugün yazılı bir açıklama yaparak patrik seçiminde Episkopos Maşalyan'ın rakibi olan Başepiskopos Ateşyan'dan özür dilediğini, Ateşyan'ın ruhaniler tarafından dışlandığını açıkladı. Şirinoğlu'nun açıklaması şöyle: 

"Toplumsal yaşamımızda Sayın Başepiskopos Aram Ateşyan’a karşı uzun zamandan beri dışlayıcı bir tutum sergilenmektedir. Buna ne yazık ki Patrikhanemiz de dahildir. Olağanüstü koşullarda yaklaşık on yıl Patriklik Makamı’nın sorumluluğunu üstlenen, zor ortam ve koşullarda görev yaparken işi kesinlikle kolaylaştırılmayan Sayın Sırpazan’ın şu an muhatap olduğu durum, cemaatimizdeki sevgi ve saygı eksikliğinin üzücü bir tezahürüdür. Patrikhane bütün ruhanilerimizin çatısıdır.

Bu toplum Sayın Başepiskopos Ateşyan ile uzun bir yol geçmiştir. Halihazırda en kıdemli ruhanimizdir. Hepimiz zaman zaman hoşnutsuzluk ifadesinde, eleştirilerde bulunmuşuzdur. Bunlar cemaatin menfaatleri için yapılmış ve kesinlikle kişisel nitelik taşımamıştır. Oysa ki kendi bildiği yöntemlerle de yapmış olsa, Sayın Sıroazan’ın yönetsel kapasitesi, ilişkilerdeki maharetleri, sorunlara odaklanma becerisi, toplumsal menfaatleri gözetme kararlılığı zaten bilinmektedir ve bugün geçmişe göz atıldığında tüm bunlar çok daha net gözükmektedir. Patrikhane’nin böylesi bir birikimden feragat etme lüksü var mıdır?

Seçim döneminde ve sonrasında yaşananları, yapılanları anımsayalım. Bunları söylemekten kaçınmayan bendeniz dahil, herkesin kendilerine karşı yanlışları, eksikleri olmuştur. Bazen hatalı ifadeyle, bazen söylediklerime farklı anlam yükleyerek yaratılan krizlerle, Sayın Başepiskopos Ateşyan hiç de layık olmadığı durumlarla karşı karşıya kalmıştır. Tüm bunlara neredeyse hiçbir tepki göstermeden takındığı soğukkanlılık da toplumumuza karşı olan sorumluluk anlayışının, olgunluğunun övgüye layık bir ürünüdür. Bugünkü ortamda tüm bunlar için üzülmemek, pişmanlık duymamak elde midir?

Özellikle ruhban sınıfımızın ve kurumlarımızın yöneticileri olarak bizlerin kendisine bir özür borcu olduğunu aşikardır. Ben bu aşamada içtenlikle bu borcumu ödemek ve kendilerine olan saygımı yenilemek arzusundayım. Kendisine yönelik hatalı sözlerimden dolayı Sayın Sırpazan'dan özür diliyorum ve bunun kamuoyu tarafından bilinmesinin gerekli ve yararlı olduğunu addetmekteyim. Umarım önümüzdeki dönemde her şey bu açıdan çok daha farklı olur ve Sayın Başepiskopos Ateşyan Patrikhane tarafından gereğince sahiplenilir.
Cemaatimize saygıyla arz ederim."

Kategoriler

Toplum