Bu yazı kısa olacak. Çünkü olay çok kısa özetlenebilecek kadar net. “Tarihçe” lazımsa, Y. Kaplan’dan dört gün önceki bir Yeni Akit yazısından başlayalım:
Kamuoyunda “STK’lere kayyım atamakta kullanılacak” diye yankı bulan ama bundan çok daha fazlasını şeddeli ve sürekli olarak getiren “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun” TBMM’den çıktı. Saatler içinde Resmî Gazete’de yayınlanacaktır.
Bikaç gün önce “Hazırlanın: Şeddeli ve sürekli OHAL geliyor” başlığıyla maddelerini tanıttığım bu kanun, demokrasi isteyen muhalif dernek ve vakıflar için çıkarıldı sadece.
Ortadoğu’da ve özellikle de Suriye’de “cihat” için silahlı mücadele yürüten İslamcı örgütlere uygulanmayacak.
***
Kim söylüyor?
AKP’nin önde giden İslamcı gazetesi Yeni Şafak’tan Yusuf Kaplan.
Neye dayanarak söylüyor?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun taahhüdüne dayanarak.
Bu yazı kısa olacak. Çünkü olay çok kısa özetlenebilecek kadar net.
***
“Tarihçe” lazımsa, Y. Kaplan’dan dört gün önceki bir Yeni Akit yazısından başlayalım:
22 Aralık tarihinde siviltoplumsusturulamaz.org sitesinde, önce 520 ve 27 Aralık itibariyle de 679 STK’nin imzaladığı “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi Anayasaya ve Örgütlenme Özgürlüğüne Aykırıdır!” bildirisi yayınlanmıştı.
Buna karşı İslamcı kanattan ilk ses, izleyebildiğim kadarıyla, 25 Aralık’ta Yeni Akit’te Abdurrahman Dilipak’tan “Kitle imha silahlarını mı önleyeceklermiş!” başlığıyla geldi .
Dilipak, AKP’nin yan kuruluşu olan (ve kendisinin de Yüksek İstişare Kurulunda yer aldığı) Adalet Platformu’nun sitesindeki bildirisinden şu alıntıyı yapıyordu:
“‘Dünya 5’ten büyüktür’ diye çıktığımız yolda, BM Güvenlik Konseyi’nin tanımladığı ‘Terörist kişi ve örgütler’e eğer bir operasyon yapılacaksa, o örgüt PKK, FETÖ, PYD, DHKP-C gibi örgütler olmayacaktır. O örgütler yarın Suriye’de ve Filistin’de ya da Libya ve Mısır’da, Afganistan’da işbirliği yaptığımız örgütler olabilir (…) 17/25 Aralık’ın sene-i devriyesinde bu konunun bir an evvel yeniden değerlendirilerek bu tasarının geri çekilmesi gerekir.”
***
26 Aralık saat 16.49’da Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, Twitter hesabından “Uyarı/Yorum” başlığıyla şu mesajı attı:
"STKlar terör bahanesiyle kapatılacak. Kolayca kayyım atanabilecek! Teröre karşı bir adım gibi bu. Ama sonuçları ortam değiştiğinde felaket olabilir! Her İslâmî çalışma irtica/terör yaftasıyla engellenebilir! Çok tehlikeli bu! Bu yasa girişimi derhal durdurulmalı!”
Yine Yusuf Kaplan aynı gün saat 23.56’da şu Twitter mesajını gönderdi:
“İçişleri Bakanımız Sayın @suleymansoylu aradı. Yarım saat konuştuk.
"STK yasasının aslâ sivil toplumu zayıflatmayacağını, STK'ların İslâmî çalışmalarını engellemesinin söz konusu olmayacağını, buna ilk önce kendisinin karşı duracağını söyledi.
“Duyuruyorum.”
***
Kısa demiştim. Yazım bu kadar. Çünkü “Ne söylesen bir fazla” olur.
***
Belki belki, garnitür olarak, AİHM’nin Demirtaş kararıyla ilgili olarak yine Yusuf Kaplan’ın dünkü (27 Aralık) Yeni Şafak yazısı sadece başlık olarak eklenebilir, o kadar:
“Emperyalistlerin mahkemesi, Türkiye’yi yargılayamaz!”