Uluslararası Hrant Dink Ödülleri internetten canlı yayınlanan törenle sahiplerini buldu. Bu yıl ödülün Türkiye'den sahibi 1000 günü aşkın bir süredir cezaevinde tutulan sivil toplum çalışanı Osman Kavala oldu. Ödülün Türkiye dışından sahibi ise Mısırlı kadın hakları aktivisti Mozn Hassan oldu.
Uluslararası Hrant Dink Ödülü her yıl olduğu gibi, bu yıl da Hrant Dink’in doğum günü olan 15 Eylül’de sahiplerini buldu. 12. kez düzenlenen tören bu yıl pandemi nedeniyle izleyici katılımı olmaksızın gerçekleştirildi ve Hrant Dink Vakfı'nın sosyal medya hesaplarından çanlı yayınlandı.. Ödüller her yıl, ayrımcılıktan, ırkçılıktan, şiddetten arınmış, daha özgür ve adil bir dünya için çalışan, bu idealler uğruna bireysel risk alan, ezber bozan, barışın dilini kullanan ve bunları yaparken de insanlara mücadeleye devam etme yolunda ilham ve umut veren; Türkiye ve Türkiye dışından olmak üzere iki kişi, kurum ya da organizasyona veriliyor.
Şebnem Bozoklu ve Alican Yücesoy’un Türkçe, Ece Dizdar’ın İngilizce dillerinde sunuculuğunu üstlendikleri ödül töreni, geçtiğimiz yıl ziyaretçilere kapılarını açan 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı’ndan sunuldu.Geceye özel performanslarıyla Can Bonomo, Dialog Project, Kalben, Kudsi Erguner, O.F.F. ve Arto Tunçboyacıyan katıldı.
Ödülün Türkiye'den sahibi 1000 günü aşkın süredir cezaevinde tutulan sivil toplum çalışanı Osman Kavala oldu. Kavala Silivri Cezaevi'nden gönderdiği mektupta "Farklı toplum kesimleri, farklı ülkelerde yaşayanlar arasında oluşmuş önyargıların, aklı kullanarak, konuşarak ve dinleyerek aşılabileceğine inanıyorum." dedi. Kavala mesajında Selahattin Demirtaş'ı, Ahmet Altan'ı, hapisteki gazetecileri ve ölüm orucunda hayatını kaybeden avukat Ebru Timtik'i de hatırlattı.
Kavala mesajında şunları söyledi: "Selahattin Demirtaş AİHM'in ihlal kararı vermesinin ardından tahliye tahliye edildiği dosyasındaki zaten kullanılmış olan delillerle yeni bir suçlamayla tutuklandı. Ahmet Altan yine ağır bir ceza aldı. Selçuk Mızraklı bir itirafçı tanık ifadesiyle tutuklandı ve 9 yıl 4 ay ceza aldı. En acı veren cezaevindeyken kendilerini hayattan kopararak hukuksuzluğu protesto edenlerin ölmesini izlemek, avukat Ebru Tİmtik ve Aytaç Ünsal'ın adil yargılanma talepleriyle ilgili uzun bir süre adım atılmaması insan hayatına verilen değerin erozyona uğradığını gösteriyor."
Ödülün Türkiye dışından sahibi ise Mısır'da kadına yönelik cinsel şiddetin ve kadın hakları ihlallerinin görünür kılınması için mücadele eden, Ortadoğu ve Kuzey Afrika genelinde feminist hareketin öncülerinden Mozn Hassan oldu.. Hassan geceye gönderdiği mesajında "Böylesine saygın bir ödülü almak, yaşadığım tüm bu zorlukları değerli kılıyor ve bana, olası tüm sonuçlara rağmen umudu yitirmeden mücadeleye devam etmenin önemini hatırlatıyor." dedi. Hassan "Kadınlara ve diğer savunmasız gruplara yönelik her türden ayrımcılığa karşı verdikleri mücadeleler vesilesiyle bu ödülü alan, dünyanın çeşitli yerlerinden feministlerin arasına katılmış olmaktan onur duyuyorum" diye konuştu.
Gecede Rakel Dink de Hrant Dink'in sevdiği bir şarkıyı "Yes pulpul yem"i söyledi. Rakel Dink şarkıyı Tekirdağ Malkara Surp Kevork Ermeni Kilisesi bahçesinde çekilen bir video ile seslendirdi.
Rakel Dink mesajında ise "Yıkım üstüne yıkım, elem üstüne elem, keder üstüne keder, hep dert hep zulüm nereye kadar? Ölüm, acı, gözyaşı ve yas... Hep kin, hep nefret, şiddet nereye kadar, ne zamana kadar? Bu yazgı değişmeli, karanlık yerine ışığı seçmeli... Adaleti, dürüstlüğü, merhameti isteyelim, sevgiyi saygıyı giyinelim, hep birlikte yaşayalım, yaşatalım." dedi.
Ödül töreni yayını her yıl olduğu gibi Hrant Dink'in 2006 yılında Henri Nannen Ödülü'nü aldığı sırada yaptığı konuşma ile sona erdi.