HDP milletvekili Tuma Çelik 1915 yılında ve sonrasında yaşanan soykırımda hayatını kaybeden Süryanileri andı. TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Çelik, “Sürekli 1915’ten, Seyfo’dan bahsediyoruz ve biz diyoruz ki bugün ortak, eşit bir yaşama kurabilmemizin temeli geçmişle yüzleşmemize dayanır” dedi.
Çelik TBMM’de düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“15 Haziran Süryanilerin ‘Seyfo’ olarak adlandırdığı 1915’de yaşananların yıl dönümüdür. Süryanileri 1915 öncesinde Türkiye’nin bugünkü sınırları içerisinde yaklaşık 700.000 civarında bir nüfusu vardı ancak 1915 ve sonrasında yaşananlar ile Süryanilerin Türkiye sınırları içerisindeki nüfusu 25.000 civarına düştü. Yani, geçmişte 700.000 olan Süryani nüfusu bugün 23.000 ve bunun çok ciddi bir tarihi var. 1915’te yaklaşık 300.000 insan katledildi. 200.000’e yakın insan asimile edildi ya da bir kısmı göç etmek zorunda bırakıldı. 1915’ten bugüne kadar sürdürülen değişik politikalarla soykırım devam etti . 1924’te 80.000’e yakın Doğu Süryani ya da Nasturi Hakkari’den sürgün edildi. 1928’de Süryanilerin Diyarbakır ve Mardin'de var olan son iki okulu kapatıldı. Yine aynı dönemde 600 yıla yakın Mardin Deyrulzafaran Manastırında ikamet eden Süryani Ortodoks kilisesinin patrikliği Türkiye’den çıkarıldı. Bugüne kadar aralıksız devam eden bu baskılardan sonra en son 1980'de cunta döneminde ve 90’larda yaşanan faili meçhullerle Süryanilerin nüfusunu 23.000’e kadar düştü.”
Çelik “1915’te başlatılan soykırım mantığı sadece Süryanilere yönelik değil Türkiye’de yaşayan bütün farklılıklara, diğer kimliklere karşı devam ediyor” dedi.
Lozan vurgusu
Çelik sözlerine şöyle devam etti: “Bugün ortak, eşit bir yaşam kurabilmemizin temeli geçmişte yüzleşmektir. Sürekli 1915’ten Seyfo’dan bahsediyoruz ve biz diyoruz ki bugün ortak, eşit bir yaşama kurabilmemizin temeli geçmişle yüzleşmemize dayanır. Peki gelecekte nasıl bir yaşam istiyoruz sorusu geliyor aklımıza. İstediğimiz şey; Türkiye’de bütün halkların, bütün kimliklerin, bütün inançların eşit, barış içinde ortak bir yaşam sürmesini istiyoruz. Son olarak şunu söylemek istiyorum: Süryaniler maalesef uluslararası sözleşmelere rağmen Türkiye‘de hiçbir iktidar tarafından dikkate alınmadı. Sorunlarıyla ilgilenilmedi, talepleri hiçbir şekilde dinlenmedi. 1923’de imzalanan Lozan Antlaşması’na rağmen Süryanilerin hiçbir zaman haklarını kullanılmasına izin verilmemiştir. Okul açmalarına izin verilmedi, ruhban yetiştirmesine izin verilmedi, dil ve dinlerinin varlıklarını sürdürmesine izin verilmedi. Sadece Süryanilerin değil Lozan Antlaşması kapsamında bulunan bütün azınlıkların yasal bir statüsü yoktur. Aynı şekilde 2013 yılına kadar dayandıkları yasal çerçeve, seçim yapabilme koşulları ortadan kaldırıldı ve şu anda Süryaniler de Ermeniler de Rumlar da Türkiye’deki bütün azınlıklar vakıflarına yönetici seçemiyorlar. Bütün bu sorunların çözülmesinin iki temel koşulu vardır; birincisi geçmişle yüzleşmek, ikincisi Türkiye’de eşit vatandaşlık, eşit yurttaşlık konusunda bir birimiz kabul etmektir.”
Genel Kurul'da konuşma
Çelik ayrıca TBMM Genel Kurulu'nda da bir konuşma yaptı. Çelik "1915 yılında bu topraklarda 700 bine yakın Süryani'nin 500 bini yok oldu, yok edildi. Süryanilerin “Seyfo” diye adlandırdıkları bu dönem 1915’de başladı ve hâlâ devam ediyor. 1915’te hayatını kaybedenleri saygıyla anıyoruz." dedi.
Çelik TBMM Genel Kurulu'na seslendiği konuşmasını şöyle bitirdi:
"Değerli arkadaşlar, yaşanan olumsuzlukların yok sayıldığı bir ortamda insanlar için güvenli bir gelecek kurabilmenin imkânı yoktur. Bu yüzden hepimiz için, güvenli bir gelecek için, geçmişin mahkûm edilmesi gerekiyor. Bu, aynı zamanda ülkemizde toplumsal barışın ve ortak bir gelecek umudunun sağlanması için de önemli ve gerekli bir durumdur. Bu anlamda talebimiz "Ortak bir ülkede eşit yurttaşlık temelinde, herkesin kendi kimliğini hiçbir kısıtlamaya maruz kalmadan yaşayabilmesidir." diyor, 1915'te hayatını kaybedenleri saygıyla anıyorum."