HAZAL BAYAT
Bir cinayet işlenmek istendiğinde, birinin hayatına son vererek üste çöken ağırlıktan kurtulmanın, içi sıkan bir düşünceyi başkasının canı karşılığı unutmanın en mantıklısı olduğuna karar verildiğinde, ilk yapılması gereken güzel bir bahane bulmak. Neyse ki, öldürülmek bir kadın için ne kadar kolaysa bahane bulmak da o kadar kolay erkek için. Bahane bulunduktan sonra ise öldürmeye nereden başlanacağını düşünmek gerek. Hatice Meryem’in İletişim Yayınları’ndan çıkan ve kâbusların içinde yaşamaya, her gün başka bir haberle kahrolmaya alışkın zihinlere yazdığı ‘Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?’ isimli kitabında, bu yerlerin her çeşidini bulmak mümkün. Meryem’in en moderninden en eski kafalısına, en gencinden en yaşlısına erkeklerin -artık ‘erkek cinayetleri’ olarak anılması gereken- cinayetlerini, kadınların canlarını bir bir alışlarını ve bahaneleriyle sıyrılıp gidişlerini anlatan kitabı okunduğunda, kâbusların içinde bir kez daha kayboluyor okuyucu.
Meryem’in ufku
Hatice Meryem, açık ufkunu ve sınırsız yaratıcılığını ‘Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?’da tüm duygularıyla okura aktarmayı başarıyor. İletişim Yayınları’ndan çıkan diğer kitaplarında da dört bir yandan çeşit çeşit kadının hikâyesini yazan Meryem, her zaman okuru yer yer gülümsetmeyi, yer yer içini burkmayı başaran bir yazar. Fakat bu defa, gittikçe artan korkunçluklarıyla zihinleri allak bullak eden kadın cinayetlerinin sayısının artışından olsa gerek, hikâyeleriyle okuru direkt olarak dürtükleyen, rahatsız eden bir tavır takınmayı tercih etmiş; erkek terörünün zihnine girerek, kadınların öldürülüşlerini doğrudan okurun gözüne sokmuş yazar.
Kitapta sadece bir kadını öldürmeye nereden başlanacağı sorusunun cevabı da yok üstelik. Örneğin, ‘Bir kadını öldürmeye nasıl başlamalı?’ da sorular arasında. Âşık olarak mı, arzulayarak mı, yoksa sıkılarak mı? Bir kadını öldürmek için nelere ihtiyaç duyar kişi? Kıskançlık, kaybetme korkusu ve yetersizlik hissi yeterli mi? ‘Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?’ binlerce soru ve tek bir kâbusla dolup taşıyor. Cinayeti işleyenin ardından sadece hayatı elinden alınanın anılmasından yorulan yazar, artık cinayetin asıl failine çeviriyor gözleri, çünkü artık biraz da bu katilleri konuşalım istiyor. Failin zihninin kokuşmuşluğunu, zehrini salıyor okurun üzerine. Boğazı kesilen, boğulan, intihara sürüklenen kadınlardan; onların canını alan, onları intihara sürükleyenlere çeviriyor odağını, onların hikâyesini anlatıyor. ‘Sevginin’, ‘modernliğin’ ya da ‘annelik müessesesinin’ öldürülen kadınları kurtaramayışının örneklerini gösteriyor.
Empati ve terapi
Eğer Meryem’in ‘Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?’ kitabını okurken katillerle empati kurma endişesi varsa okuyanın, kitabı bırakıp derhal terapiye başlamalı. Can sıkıntısından ya da kıskançlıktan birinin canını alan, hem de hiç beklemediği bir anda her şeyine, umutlarına, aşklarına, arzularına son veren katillerle empati kurabileceklerin okuyabileceği hikâyeler değil Meryem’in hikâyeleri. Bu hikâyeler, aksine, erkeklerin işlediği cinayetlerdeki zehri okurun yüzüne vurmayı hedefliyor. Bir cinayetin altında yatan düşüncenin ne kadar aciz olduğunu, karşılığının neler olabileceğini göstererek can yakıyor kitap. Meryem, cinayeti süslemek bir yana cinayeti anlatmıyor bile. Yöntemi ve suç aletini ikinci plana atarak öldürmeye giden yoldaki düşünceyi anlatıyor, şiddetin güçsüzlüğünü her yönüyle gösteriyor.
Tanıdık bahaneler
“Anneme küfretti, benimle oynadı, kıskandırmak için başkalarının elini tuttu, yaptığımız çocuk bana benzemedi...” Çeşit çeşit yalan var bir cinayeti süsleyebilecek; süslü bir cinayetten kaçabilmek ise işten bile değil. Hatice Meryem’in kitabında hiçbir aşırılık yok, hepsini biliyoruz, tüm bu bahaneler tanıdık. Öyle ki, gündelik haberlerden duyulan cinayetlerle kitaptan okunanlar yer yer birbirine karışıyor. Okur, aklına takılan kâbus gerçek mi yoksa Meryem tarafından yazılmış olan mı, ayırt edemiyor. Yazarı harekete geçiren de zaten bu olmuş: Artık tüyler ürperten hikâyelere öylesine alışılmış ki, tüyleri ürpertmek için öldürülen kadınlardan bahsetmek yetmiyor. Meryem, korkunç olanın korkunçluğunu gösterebilmek için cinayetlerin altında yatan basit düşünceleri, arzuları, istekleri göstermeye çalışıyor: Bir kadını öldürmeye nereden başlanması gerektiğini anlatıyor uzun uzun…
Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?
Hatice Meryem
İletişim Yayınları
84 sayfa.