Başepiskopos Bekçiyan Türkiye'den ayrılmadan önce bir veda mesajı yayınladı. Bekçiyan mesajında kendisi hakkında üzüntü verici, acıtıcı, ibretlik entrikalar çevrildiğini söyledi.
Patrik seçimi sürecini yönetmek üzere Değabah (Patrik Kaymakamı) olarak seçilen ancak İstanbul Valiliği'nin yazısıyla Patrik Kaymakamlığı tanınmayan Başepiskopos Karekin Bekçiyan Türkiye'den ayrılmasının hemen öncesinde bir veda mesajı yayınladı. Bekçiyan mesajında "Son yaşananlar bir günde ortaya çıkmadı. Ne yazık ki, beni hedef almış gibi görünen bu sonuç aslında 85. Patrik Seçimini sabote etmek amaçlıdır ve oldukça uzun ve planlı bir kampanyanın ürünüdür" ifadesini kullandı. Bekçiyan'ın mektubu şöyle:
"Sevgili din kardeşlerim,
Hastane raporlarına istinaden mahkemenin verdiği Patrik Mesrop Mutafyan Hazretleri’nin iş göremez durumda olduğuna dair kararı üzerine 25 Ekim 2016 tarihinde toplanan Ruhaniler Genel Meclisi’nin “Patriklik makamının münhal” olduğu kararıyla Türkiye Ermenilerinin 85. Patriklerini seçmeleri yeniden gündeme geldi.
Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan Srpazanın daveti ile Değabah (Patrik Kaymakamı) seçimine katılmak üzere İstanbul’a geldim. Ateşyan Srpazanın da aday olarak katıldığı, usulüne ve geleneklerimize uygun bir biçimde cereyan eden 15 Mart 2017 tarihli seçimde Ruhaniler Genel Meclisi teveccüh göstererek 11 oya karşı 23 oy ile beni Değabah görevine getirdi.
50 yılı aşan bir süre yurt dışında görevde iken Türkiye’ye geliş nedenim, 9 yıldır devam eden bir geçiş dönemini sona erdirilmesine, Patrikhanemizin ananevi ve meşru bir idareye kavuşmasına hulus-u kalple katkıda bulunmak arzusuydu.
Bu konuda dini ve vicdani inançla davranmanın yeterli olacağına, kilisemizin ve halkımızın Patrik seçimini akl-ı selim ile başarabileceğine kani idim. Şu anda ne kadar yanıldığımı anlamış bulunuyorum.
Göreve geldiğimde şaşırtıcı gerçeklerle yüz yüze kaldım. Bunlardan en önemlisi, daha ilk günden seçim sürecinin şeffaf, dürüst, adaletli seçim kurallarıyla yürüyemeyeceğinin ortaya çıkması idi. Bunun pek çok tezahürünü, örneğini sayıp dökmeye gerek görmüyorum. O üzücü, yaralayıcı örnekleri hatırlamak da hatırlatmak da istemem.
Karşılaştığım ve beni üzen bir diğer husus da, güçlü iradeye sahip, tarihimizin ve cemaatimizin değerlerini yakından bilen dini ve sivil kişilerin, İstanbul’da yaşadığım geçmiş dönemlere kıyasla, hayli eksilmiş olmasıydı.
Değerli kardeşlerim, son yaşananlar bir günde ortaya çıkmadı. Ne yazık ki, beni hedef almış gibi görünen bu sonuç aslında 85. Patrik Seçimini sabote etmek amaçlıdır ve oldukça uzun ve planlı bir kampanyanın ürünüdür. Bu kampanya Değabah olarak benim seçilmem üzerine daha ilk günden başladı. Yine üzüntü verici, acıtıcı ve ibretlik entrikalar çevrildi. Karanlık kampanyalar çok çirkin boyutlara ulaştı. Bu tutumun toplumumuzu daha da yıpratmasından ve hatta yozlaştırmasından korkuyorum.
Öte yandan yaşadığımız sürecin toplumumuz için eğitici ve öğretici olduğnu umuyor ve diliyorum. Zannediyor ve umut ediyorum ki toplum, yaşananlar sayesinde, hem kendisini bundan böyle daha iyi yönlendirecek değerlendirmeler yapmaya, hem de toplumu yönetenlerin niteliklerini daha yakından görerek onları daha yakından, daha iyi tanımaya imkan bulmuştur.
Sonuçta müşahedelerimin bana telkin ettiği nokta, kısa zamanda istemeyerek de olsa sizlerden ve içinde yaşamaktan mutlu olduğum İstanbul’dan ayrılmaktır. Bilindiği gibi Bakanlığımızdan gelen yazı üzerine böyle bir karar almak zorunluluk oldu. Zira çatışma benim tabiatımda yoktur.
Dinimiz tevazu ve tahammül dini olduğu kadar sevgi ve barış dinidir. Benim mevcudiyetim zaten çok mutazarrır olmuş Ermeni toplumunda herhangi bir nedenle ve herhangi bir biçimde yeni olumsuzluklara meydan vermemelidir. Yönetimler ve cemaat geleceğe ilişkin adımlar atarken benim mevcudiyetimi bir mazeret, bir pürüz olarak görmeden o adımları atabilmelidir. Bu tür bir mazerete yer vermemek de benim anlayışım ve mükellefiyetim içindedir.
Şimdilik ülkemden ayrılarak bundan sonraki dönemi yeni bir görevde, uzun zamandır hasta bulunan Arkyebiskobos Mesrop Mutafyan biraderim için, onun kederli annesi Mari Mutafyan için ve siz sevgili din kardeşlerim için duayla geçirmek kararını verdim.
Biz daha vaftiz esnasında, vaftiz olmanın yanısıra iman ve umut niyaz ederiz. İnancımızı ve umudumuzu asla kaybetmeyelim.
Tanrı hepimizin yardımcısı olsun.
Arkyebiskobos Karekin Bekçiyan"