İstanbul Valiliği’nin 5 Şubat tarihinde Patrikhane’ye gönderdiği mektup herhalde Ermeni toplumu-devlet ilişkileri açısından tarihe geçecektir. AKP Hükümeti burada açıkça kilise hukukuna, geleneklerine doğrudan müdahale etmiş ve “Patriğinizi seçemezsiniz, Patrik Genel Vekili ile yola devam edin” demiştir. Açıkçası mektupta öne sürülen gerekçeler hukuken tartışmalı olduğu gibi, sanki başka bir niyeti örtme amacı taşıyor gibidir. Öyle görünüyor ki Hükümet’in beğendiği (ya da ona telkin edilen) birileri var ve o beğendiği birilerinin önü açılmadan seçime izin vermeyecek.
Mektup bu niyetleri taşıyor gibi görünmesinin yanısıra seçilmiş Patrik Kaymakamı’na ‘sözde’ diyerek toplunun ve ruhanilerin iradesine zerre saygı duymadığını da belli etmiştir. Ancak öte yandan Ermeni toplumu içinde devletin bu tutumunu emir telakki edenlerin varlığını da üzülerek görüyoruz.
Geçmişimiz derslerle doludur. Çok uzağa değil, 1998 seçimlerine bile gitsek yeter. O vakit Hükümet seçime doğru Mutafyan’ın yerine başka bir ismi Patrik Vekili olarak görmek istemiş ancak hem toplum hem de Ruhaniler Kurulu iradesinin arkasında durmuştu. 98’lerin atmosferinde bu yapılabilmişti. Dolayısıyla altını çizelim: Çaresiz değiliz.