Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde yaşayan 76 yaşındaki Saniye Ekti’nin özel harekat polisleri tarafından “Ermenisin sen” diye taciz edildiği iddia edildi.
Saniye Ekti, Diyarbakır Hazro’nun bir köyünde yaşıyor. 1990’lı yıllarda devlet tarafından boşaltılan köyüne 2000’li yıllarda geri döndü. Ekti, uzun yıllardır Kürt siyasetinin aktivistlerinden. Defalarca gözaltına alındı, işkence gördü, cezaevinde yattı. Türkiye kamuoyu kendisini Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yle öldürülmesinden kısa süre önce yaptığı sohbetle tanıyor. Elçi, Diyarbakır’ın kültürel mirasına dönük saldırıları ve Sur ilçesinde devam eden çatışmalara tepki göstermek için Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yapmış ve açıklamanın hemen arkasından katledilmişti. Basın açıklamasından hemen önce Saniye Ekti’yle yaptığı sohbet kameralara yansımıştı.
Torunu anlattı
Ekti, şimdilerde köyünde, özel harekat polislerinin baskısı altında. Ekti’nin torunu Ceylan Akça, anneannesine yönelik tacizleri Agos’a anlattı.
“Hazro ilçesinde geçtiğimiz aylarda operasyonlar başlatıldı. Anneannemin yaşadığı köy de operasyon bölgesinde yer alıyor. Özel harekat polisleri birkaç kez eve gelip anneannemi taciz etmiş. Özellikle dayım sınır ötesinde hayatını kaybettikten sonra tacizler artmaya başladı. Dayımın taziyesi kurulduğu zaman evin içinden dışarı ampül takmak için kullanılan elektirik kablosunu alarak anneannem hakkında ‘kablonun bomba düzeneğinde kullanıldığı’ iddiasıyla dava açtılar. Mahkeme, 76 yaşındaki anneannem hakkında 5 bin 500 TL para cezası verdi. Tacizler durmadan devam etti. Evimiz, köyün biraz çıkışında. Özel harekat polisleri gelip, evi karargah olarak kullanacaklarını söylemişler ve evin çatı katına silahlar yerleştirilmiş. Bu sırada sık sık evi de gözetlemeye başlamışlar. Anneannem dinine bağlı, Kuran-ı Kerim okuyan bir kadındır. Ama İncil de okur. Evin kütüphanesinde İncil de vardır. Polisler evde İncil olduğunu fark etmişler. Bunun ardından ‘Ermeni misin sen’, ‘Ermeniysen saklamana gerek yok, bize söyleyebilirsin’ diye taciz etmeye başlamışlar. Tacizler, sıklaşmaya başlamış. Yaşadıkları köy, Sünni ve dinine bağlı bir köydür. Polisler köyde ‘Bu kadın Ermeni’, ‘Gizli Ermeni, kendisini saklıyor’ diye dedikodu yayıyorlar. Buarada eve gelip Ermenice konuşan sivil polisler de olmuş.”
