Avustralyalı bir Agos okuyucusu, geçen hafta, Avustralya’daki bir halı koleksiyonunda yer alan iki dokuma halıyla ilgili olarak, yazarımız Baskın Oran’a bir e-posta yolladı. Halılardan birine Krikor Zohrab’ın resmi dokunmuştu; diğerinde ise, çeşitli sembollerle, bir trajedi tasvir edilmişti. Halıların sahibi Bob Cardy’nin izniyle 1990’da Avustralya’da yayımlanan bir katalogda yer alan fotoğraflarını ve bilgileri paylaşıyoruz.
Krikor Zohrab’ın Portresi: Bir Modern Zaman Kahramanı
ince pamuk, Kayseri halısı
1,34 m x 0,94 m
Halının üzerinde, nerede ve ne zaman dokunduğuna dair herhangi bir bilgi yoktur. Amerika Ermeni Kilim Derneği’nin başkanı Mark Keshishian, 1909 yılından önceki bir tarihte, Sivas’ta, portre halılarıyla tanınan Bedukyan ailesi tarafından dokunmuş olduğu görüşündedir. ABD’de, Memphis şehrindeki bir koleksiyonda, üzerinde üretim tarihinin ve Bedukyanların imzasının yer aldığı, buna benzer halılar bulunmaktadır.
Kilime Dokunmuş Bir Trajedi
yün, Ermenistan’dan Kazak halısı
3,03 m x 1,26 m
Muhtemelen 20. yüzyılın başlarında, 1910’lu yıllarda dokunmuştur. Fon rengi canlı bir kırmızıdır; hem kırmızı, mavi ve turuncunun kullanımı, hem de üzerindeki yengeç ve stilize rozet motifleriyle, tipik bir Ermeni halısıdır.
Halıda ilk bakışta, alt alta, her birinde yan yana dört adet küçük ren geyiği figürünün bulunduğu 11 sıra ve aralarda yazıların yer aldığı satırlar görülmektedir. Daha yakından incelendiğinde ise, beşinci sıradakilerin ren geyiği değil at sırtında dört insan olduğu fark edilmektedir.
Dokuma halılarda neredeyse hiç görülmeyen bir yoğunlukta yazı barındırması, özel bir ‘mesaj’ın, belki de bir ızdırap haykırışının işareti olarak değerlendirilebilir. Avustralya ve ABD’de halıyı titizlikle inceleyen uzmanlar, bu yazılara farklı farklı yorumlar getirseler de, metnin bir köy diyalektinde olduğu ve birçok yazım hatası barındırdığı konusunda fikir birliği içindeler.
Bu yorumlardan biri şöyle Metin, Zartarig İsraelyantz adlı bir kadın tarafından yakılmış bir ağıdı temsil eder. ‘-yantz’la biten soyadı, aristokrat bir aileye mensup olduğuna işaret etmektedir. Geçim için halı dokuma işi yalnızca yoksullar tarafından yapılsa da, üst sınıflardan genç kızların da hobi olarak bu işi öğrenmeleri sık rastlanan bir durumdu. Bu halıyı Zartarig dokumuş olabilir, ancak yazım hataları ona ait olamaz; belki de halıyı, yoksul, eğitimsiz bir dokumacıya sipariş etmişti.
İlk satırda bir tarih aralığı verilmekte (muhtemelen 1910-1920) ve bu dönemdeki ‘trajik olaylar’dan söz edilmektedir.
İkinci satırda, dört kadın ismi (Heği, Pam, Arg, Yorke) ve ardından, bu isimleri taşıyan kişiler için yas tutulduğuna işaret eden, ağlama ve kederi temsil eden tasvirler bulunmaktadır.
Üçüncü satırda, Kars’ta, o dönemde Osmanlı sınırları içinde olan ‘Kafkas ülkesi’nde yaşadıkları belirtilmiştir.
Dördüncü satırın üst kısmında dört adet çit vardır. Bunlar barikatları, hapishaneyi, hatta mezarları temsil ediyor olabilir. Buradaki yazıda, Zartarig İsraelyantz’ın adı geçmekte; Zartarig, “Hoşgeldiniz, barışla gelin sevgili canlar” demekte ve muhtemelen, yukarıda adları anılan dört kadına hitap etmektedir.
Beşinci sırada dört atlı tasviri bulunmaktadır. Bunlar da, Zartarig’in artık orada olmayan dört arkadaşını temsil ediyor olabilir.
Zartarig, altıncı ve yedinci satırlarda, “Ülkemizin yıkılışını gördüm, toprakların üzerinde ay ışığı parıldamıyordu” demekte, sekizinci satırda ise, hangi aileye mensup olduğunu ifade etmektedir: “Anne Soğomon ailesinden, Baba İsrael ailesindendir.” Dokuzuncu satırda “Anne, lütfen ağlama” ifadesi yer almaktadır.
Onuncu satırda Zartarig’in adı bir kez daha geçer. Uzmanlar, halıyı kendisi dokumuş olsa da olmasa da, bu kadının bir mesaj verdiği, muhtemelen zaten bilinen bir gerçeği, ‘sevgili arkadaşlar’ının ölmüş ya da hapiste olduğunu tekrar ettiği görüşündedir.
Daha önemlisi, son kısımda, kendi kimliğini belirterek, –belki de hayatta kaldığı için– ağlayan ‘anne’den gözyaşlarına son vermesini istemektedir.
Bu halı hakkındaki araştırmalar sürmektedir. “Zartarig, acaba, arkadaşlarının öldürülüşüne tanık olmuş, akrabalarına bu konuda bilgi vermek isteyen ve –şifreli– mesajını bir halıya dokuması için yoksul bir köylüyü ikna etmiş bir siyasi mahkûm muydu?” sorusu, yanıt beklemektedir.