CAN ULUSOY
Faşistler kalabalıkları cezbetmek , izleyici kitlesini konsolide etmek ya da yandaş seçkinlerini teskin etmek için her şeyi söyleyebilirlerdi. Ama bu çok kaba bir indirgemeden ötesini ifade etmiyor.”
Faşizm, her ne kadar 20. yüzyılda oluşturulan bir kavram olsa da metodolojik ve işlevsel olarak onu tanımlamak her zaman zor olmuştur. Günümüzde bile hâlâ bir ideoloji olup olmadığı tartışılan faşizm, tarih boyunca ülkeler özelinde kendini farklı formlarda var etmeyi başardı.
Günümüzde farklı bir boyuta taşınan faşist siyasi anlayış, hâlâ daha ana akım siyasi oluşumların karar alma mekanizmalarında ana aktör konumunda olmayı sürdürüyor. Constantin Iordachi de ‘Karşılaştırmalı Faşizm Çalışmaları’ adlı derlemesinde, konunun muğlaklığı ve tartışılmaya devam ediliyor olmasından mütevellit iki ana akımı temsil eden tarihçilerin makalelerine yer vermiş.
Son dönem karşılaştırmalı faşizm konusunda en önemli tarihçilerden biri olan Robert Griffin’den Michael Mann’a kadar önemli tarihçilerin eserlerinden oluşan ‘Karşılaştırmalı Faşizm Çalışmaları’, konu üzerinde dönen farklı tartışmaların ışığında okuyucuya yol gösterme amacıyla derlenmiş.
Muğlaklık ve tanımsal sorunlar
Bahsettiğim muğlaklık, faşizm kavramının her coğrafyada kendi özgün yapısıyla var olduğu gerçeği üzerine kurulmakta. Özellikle bu nedenle Robert Griffin tarafından oluşturulan ‘Faşist Minimum’ paradigması tüm kapsayıcı analizleri bir şekilde reddederek faşizmin tanımsal olarak yaşadığı tüm deneyimler kadar farklılık göstereceğinden bahseder. Mussolini’nin İtalya’sı ve Nazilerin Almanya’sının savaşlar arası dönemdeki yükselişini sadece şu temel noktalar üzerinden ortaklar karizmatik lider, yeniden doğan bir millet istemi ve toplum üzerindeki tam kontrol mekanizması. Bu nedenle, tipolojik olarak yapılan faşizm sınıflandırmaları gerçeği yansıtmaktan her zaman uzak olacaktır. Kitabı derleyen Iordachi de bu farklı iki akımı, ‘faşist minimum’ ve ‘kapsayıcı faşizm’ tezlerini bize sunarken, konular zemininde objektif bir tartışma ortamı yaratmayı da başarılı bir şekilde kotarmış.
Kapsayıcı Faşizm
‘Kapsayıcı Faşizm’ tezini savunan tarihçi ve yazarlar ise kavramı biraz önce bahsettiğim temel ortak noktalardan tümevararak ele alıyorlar. Ünlü tarihçi Stanley Payne’in oluşturduğu sınıflandırma üzerinden genel olarak bu tezi ele alabiliriz.
- Faşist ideoloji ve hedefler(idealist, çok sınıflı bir ekonomik yapıya dayanan yeni millliyetçi devletin yaratılması)
- Olumsuzlamalar(komünizm, liberalizm ve muhafazakarlık karşıtlığı)
- Örgütlenme biçimi( Otoriter, karizmatik, kişisel komuta tarzı)
Söz konusu sınıflandırma temelinde dünya üzerindeki faşist deneyimleri ortaklayan Payne kapsayıcı faşizm teziyle bu siyasal harekete enternasyonal bir bilinç de yüklemiştir. İki akımın uzlaşamadığı en büyük sorun da buradan kaynaklanıyor. Öyleyse ‘Faşist Minimum’culara göre her faşist deneyim kendi biricikliğini korurken uluslararası alanda da eşssizliğini korur. Kapsayıcılar ise konuyu tümevarımsal bir çerçeveden bakmayı seçmişlerdir.
Faşizm çalışmalarının sorunları
Amerikalı tarihçi Robert Paxton 1998 yılında yayınladığı makalesinde, iki akım arasındaki uzlaşmazlığı 5 temel sorunu vurgulayarak dile getirir:
- Faşizmin savaşlar arası dönem Avrupa’sında (1918-39) beklenmedik bir şekilde ortaya çıkışının yarattığı zamanlama sorunu
- Savaşlar arası dönemde pek çok hareket ve rejimin faşizmi taklit etmelerinin yarattığı muhafazakâr ya da radikal sağ hareketler arasındaki farkları belirsizleştiren benzerlik sorunu
- Münferit faşist hareketlerin kendi içinde sergiledikleri tutarsızlığın çıkardığı sınıflandırılama sorunu
- Faşist öğreti ve faşistlerin eylemleri arasındaki muğlaklığın yarattığı tanımlama sonu
- Faşizm kavramının tartışmalı oluşu ve yarattığı analitik değer kaybı sorunu.
Üçüncü yolun yükselişi
1980 sonrası akademik çevrelerde hızla yayılan bir üçüncü yol da faşizmi siyasal bir din olarak ele alarak kavramın çok disiplinli bir olgu oluğuna vurgu yapmaktadır. Bilgiye ulaşımın inanılmaz derecede kolaylaştığı 1980 sonrası dönem, konuyu çok boyutlu bir şekilde ele almayı da zaruri hale getirmiştir. Buradan hareketle yeni eleştirel karşılaştırmalı çalışmalar dalgası, yeni ulusaşırı bakış açıları ile araştırma yaklaşımlarını teşvik ederek, faşizm çalışmalarının özgün yönlere doğru evrimleşmesinin önünü açmaktadır.
Karşılaştırmalı Faşizm Çalışmaları
Constantin Iordachi
Çeviri: İsmail Ilgar
İletişim YayınlarI
573 sayfa.