Paris’te iki haftadır süren 21’inci BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı, Cumartesi günü imzalanan Paris Anlaşması’yla sona erdi. 2020'de yürürlüğe girecek olan anlaşmaya tüm ülkeler imza verdi.
İklim değişikliğiyle mücadele için yol haritası niteliğinde olan ve 2020 yılında yürürlüğe girmesi beklenen anlaşma, sanayi devriminden bu yana gerçekleşen ortalama sıcaklıktaki artışın 1,5 ile 2°C arasında sınırlandırılmasını kabul ediyor.
Ayrıca anlaşmaya göre tüm ülkelerin karbon salımlarını azaltması öngörülüyor. Sera gazları emisyonunun düşürülmesi ile ilgili ulusal düzeydeki planlar, beş yılda bir gözden geçirilecek. Gelişmekte olan ülkelere, bu alandaki mücadele için yılda en az 100 milyar dolar fon aktaracak.
Kısmen bağlayıcı kısmen gönüllülük esasına bağlı olan anlaşmayı tüm devletler imzaladı.
İklim anlaşması, iklim kriziyle mücadele için önemli bir adım olarak görülse de iklim hareketinin içinde yer alan örgütler Paris Anlaşması’nın yeterli olmadığını belirtiyor.
Greenpeace Uluslararası İcra Direktörü Kumi Naidoo, anlaşma sonrası yaptığı açıklamada, “Anlaşma metninde sıcaklık artışının 1.5 derecede tutulması hedefi bulunuyor. Eğer yüzyılın ikinci yarısında net sıfır sera gazı salımı hedefine ulaşmak istiyorsak, 2050 yılına kadar fosil yakıtları kullanmayı bırakmalıyız” dedi.
Dünyanın en yoksul ülkelerini temsil eden grubun başkanı Giza Gaspar Martins, "Bu sadece dünyanın en az gelişmiş ülkeleri için değil, dünya vatandaşları için elde edebilmeyi umduğumuz en iyi sonuç" dedi.
Ancak ekonomik adalet odaklı dayanışma kampanyaları yürüten "Global Justice Now" (Küresel Adalet Şimdi) adlı grubun direktörü Nick Dearden, "Anlaşmanın bir başarı olarak sunulması çok tuhaf çünkü, dünyanın en zor durumdaki toplumlarının haklarına zarar veriyor. Ayrıca anlaşmada, gelecek kuşaklar için güvenli ve yaşanabilir bir iklim yaratılması konusunda neredeyse hiçbir bağlayıcı hüküm yok" diye konuştu.
Anlaşmanın, karbon salımlarını azaltma hedeflerinin bildirilmesi ve bu hedeflerin düzenli olarak gözden geçirilmesi bazı unsurları bağlayıcı. Ancak ülkelerin karbon salımları koyduğu hedefler bağlayıcı değil.