Suriye’deki Süryani ve Ermeni kurumları ortak bir bildiri yayınlayarak, Kürt güçlerinin Suriye’nin Haseke ilinde özel mülkleri gasp ettiğini ileri sürdüler.
Bildiride imzası bulunan on altı kurum, Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) ve Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) adını zikrederek, Kürt güçlerini insan haklarını ihlal etmek, özel mülkü gasp etmek, zorla askere almak, haksız vergi koymak ve kilise okullarının müfredatına müdahale etmekle suçladı.
Hükümete mektup
Son dönemde, YPG’nin ‘terk edilmiş göçmen mülkü’ adı altında, iç göçle yer değiştirmek zorunda kalan Süryanilere ait mülklere el koyma kararı aldığı ileri sürülürken, Süryani ve Ermeni kiliseleri, siyasi ve sivil kuruluşlar, bu karara karşı bir mektup yazarak, şunları dile getirdi:
“Dört yıldan fazladır ülkemiz Suriye, trajik olaylarla boğuşuyor. Savaşın getirdiği yıkım ve terörizm, bütün etnik toplumların acı çekmesine neden oldu. Fakat Cezire’de yaşayanlar olarak bizler, bölgemizdeki çeşitli gruplarla beraber barış içinde yaşama ideallerini koruduk. Olağanüstü durumlardan ötürü aklımızda güvenlik fikriyle, bazı kurumlarla beraber yerel özyönetim oluşturuldu. Fakat bu yönetimin kuralları ne düzgün şekilde hazırlandı, ne de etraflıca ele alındı. Bu bazı etnik gruplar arasında endişelere yol açıyor. Bunlar olurken resmî otorite hâlâ idari, hukuki, askerî ve mali görevlerini yerine getirmeye devam ediyor.”
Göçmen Mülkü Kanunu
Bölgedeki Hıristiyan toplumu temsilcileri, ‘Göçmen Mülkü Kanunu’ hakkında başlıca şu kararları aldı:
- Bahsedilen ‘Göçmen Mülkü Kanunu’, bir insan hakları ihlalidir, en temel hak olan mülkiyet hakkını çiğnemektedir.
- Hiçbir koşulda, hiç kimse, sadece evini terk ettiği için ‘hain’ ilan edilemez.
- ‘Göçmen Mülkünün İdaresi ve Yeniden Dağıtımı Kurumu’nu oluşturmaya yönelik çabalar, ihtiyacı olanlara yardım adı altında yürütülen bir mülkiyet gaspıdır.
- Bahsedilen bu düzenlemeler, tüm Cezire Kantonu’nda uygulanan ‘Maliklik Kanunu’na tehlikeli bir öncelik doğuruyor. Ek olarak, bu kademeli olarak yerli Hıristiyan toplumları merkezine alan bir demografik değişiklik yaratacak. Bölgedeki toplam özel mülkün yüzde 35’i Hıristiyanlara aitken, bu mülklere el koymak, hem kaçanlar, hem de kalanlar arasında haklı endişelere neden olacak, kaçanların geri dönüşünü tümden engelleyecektir.
- Pek çok yerli Hıristiyan’ın aldıkları karar doğrultusunda mülklerini satmaması ya da mülkler adına temsilci tayin etmemesi, tamamen devlet hukukuna ve uluslararası hukuka uygundur. Bu kararın yasa dışı olduğunu söylemek hatalıdır.
Hıristiyan toplumu temsilcileri, mülk konusu dışında, PYD ve YPG’yi zorla askere almak, haksız vergi koymak ve kilise okullarının müfredatına müdahale etmekle de suçluyor.
‘İzin ve lisans alma işlemi, yeni izin ve lisans ücretleri ve vergileri’ uygulamasının yasa dışı olduğunu ifade eden temsilciler, hâlihazırda bulunan izin ve lisans belgelerinin Suriye’deki resmî otoriteler tarafından verildiğini ve ek vergi ve ücret talep etmenin haksız olduğunu belirtiyor.
‘Askere alma yasası’ ve kilise eğitim kurumlarına yapılan müfredat müdahalesi de eleştiri konusu… Hıristiyan kurumları, Cezire Kantonu yönetiminin Hıristiyan kurumlarına baskı yapmasını, Hıristiyan toplumunun eğitim-öğretim faaliyetlerine karşı müdahale olduğunu ifade ediyor.
Ortak bildiriye imza atan Hıristiyan kurumları şu şekilde:
Süryani Ortodoks Kilisesi, Ermeni Apostolik Kilisesi, Cezire ve Fırat Ermeni Kilisesi Önderliği, Kamışlı’daki Suriye Keldani Kilisesi, Süryani Doğu Kilisesi, Kadim Süryani Doğu Kilisesi, Süryani Katolik Kilisesi, Süryani Ortodoks Sivil Barış Komitesi, Ulusal Evanjelik Kilisesi, Süryani Demokratik Organizasyonu, Arami Özgür Parti, Süryani Kırsal Tarım Arazileri Komitesi, Hıristiyan Kent Birliği, Suriye Ana Gençlik Derneği, Ulusal Uzlaşma Gençlik Enstitüsü, Suriyeli Hıristiyan Gençliği Merkezi…