Öyle bir dönemdeyiz ki, gazetelere bakıyoruz, her gün tabut ve gözyaşı… Devlet vatandaşına o kadar çok çektirdi ki insan artık mal, mülk olarak kaybettiklerinin arkasından gitmeye, buna üzülmeye utanıyor. Kamp Armen, bir vakfa, Ermeni toplumuna ait bir yaşam alanıdır. Bir kültürün yaşamını sürdürmesini kolaylaştıracak bir yaşam alanıdır. Kamp, 19 Ocak 2007’den sonra daha çok gündeme geldi. İnsanlar kampın nasıl bir anlamı ve değeri olduğunu görmeye başladı. Bir direnişe dönüştürdü. Sadece Ermenilerin değil, tüm Türkiyeliler’in sahiplendiği bir yere dönüştü burası. Umutlandık. Ama o kadar acı var ki… Türkiye’nin her yerinde akan kan bu umudumuzdan bile utanır hale getirdi bizi. Suruç ve sonrası yaşananlar bizi kabuğumuza geri itti. Ancak, bu halimiz, mücadeleyi bırakacağız anlamına gelmiyor. Bir sonuç yok, ama umut da sönmüş değil. Devletin yaşama ve cana değer vermediği bir yerde, mücadele varsa umut da vardır. Bu mücadeleyi veren gençlere ve herkese minnettarlık duyuyorum. İnanıyorum ki sağduyu galip gelecek.