KARİN KARAKAŞLI
Bir şekilde yaşamış olanlar bilir; küçük esnaftan alışveriş aslında bir yanıyla da sohbet bahanesidir. O Her biri kendi içinde ayrı bir dünya olan o mütevazı, çoğu aileden kalma yılların dükkânlarında mutlaka bir çay kahveye buyur edilir, dükkân sahibi ile eskilerden yenilerden sohbet edersiniz. Neredeyse yazılı olmayan bir kural olan bu Rita Ender’in ‘Kolay Gelsin- Meslekler ve Mekânlar’ kitabı işte bu çok özlenen muhabbeti geri getiriyor.
‘Kolay Gelsin’ kitabının temeli esasen Agos gazetesindeki ‘Meslekler ve Mekânlar’ başlıklı dizi söyleşilerde atıldı. 2012’in Haziran ayından 2014’ün Mart ayına kadar her hafta düzenli olarak yayımlanan söyleşiler, birbirinden farklı meslekleri, çoğu bu işe küçücük yaşında çıraklıkla başlayan meslek sahiplerinin doğrudan anlatımıyla tanıttı. Gerekli o dönemki söyleşileri gerekse elimizdeki kitabı bu denli özel kılan bir diğer unsur da her bir ziyaretin Berge Arabian’ın güzelim siyah-beyaz fotoğrafları ile belgelenmiş olması. Arabian’ın meslek erbabının ifadesinde yakaladığı derinlik ve insan-mekân ilişkisinin büyüsünü yansıtan dükkân ayrıntıları, kitabı görsel açıdan da çok keyifli bir yolculuk kılıyor. Keza Reysi Kamhi’nin öykü ve mekânları görselleştiren çizimleri de çok kıymetli bir diğer unsur.
Kaybolan meslekler
Rita Ender’in bu mesleğin neden seçilmiş olduğu ile başlayan söyleşilerinin dikkat çekici bir özelliği çoğu meslek sahibinin, yaptığı işin biteceğine dair endişesi. Ender bu hüzünlü saptamayı, mesleğin tercih edilme sebebine de bağlayarak giriş yazısında şöyle aktarmış bize: “Bir mesleğin neden seçilmiş olduğu, geçmişe dönerek sorgulanır. Yazarın söylediği gibi; ‘geçmişin başka bir ülke olduğu’nu kabul edersek; bunun için seyahat edilir. Ve işte o seyahatte, kimi başına gelen tesadüfleri anlatır, kimi ustasını anar. Kimisi aile geleneklerini aktarır, kimisi bir uyarıda bulunur ve der ki; ‘Bu meslek benimle birlikte bitecek.’ Bitecek. Bu kitapta yer alan bazı meslekler yok olacak. Bazı mekânlar boşaltılacak. Ve bu şehir; İstanbul, kalabalıklaştıkça yalnızlaşacak. Dilsizleşecek de aynı zamanda. Karaköy’de Judeo Espanyolca, Beyoğlu’nda Rumca, Kapalıçarşı’da Ermenice, Aramice artık hiç duyulmayacak…”
İstanbul’un yok olan gayrımüslim azınlıkları
Rita Ender, korseciden, şapkacıya, demirciden yorgancıya, avizeciden arzuhalciye, lokanta ve pastaneciden, örücüye, lostra ustasından manken üreticisine, smokinciden kilise zangocuna ilk anda kimi aklımıza bile gelmeyecek, çoğunun da varlığından bihaber şehrin içinde kendi rutinimizde koşturduğumuz insanlarla bizi doğrudan tanıştırıyor. Mahrem dünyalarına, hayatlarına ve o hayatın en belirleyici unsuru olan mekânlarına konuk olduğumuz bu ustalar aynı zamanda bugün artık giderek kaybolan bir başka İstanbul’u da anlatıyorlar. Gayrimüslim azınlıkların ağırlıkta olduğu, usta-çırak ilişkisi içerisinde farklı din ve dillerin, değişik gelenek ve hayat algılarının hüküm sürdüğü çeşitliliği ile etkileyici bir İstanbul bu. Bir zamanların İstanbul’u. Dolayısıyla ‘Kolay Gelsin’ aynı zamanda sosyolojik pek çok araştırmaya da ilham verecek zengin veriler sunuyor.
İstanbul’un uyandığımız her sabah ‘soylulaştırma’ harekâtı çerçevesinde yıkıldığı bir zamanda, esnafa buyur edildiğimiz bu kitap, bir şeylerin o kadar da hoyratça değişmediği, hayatın sürekliliğine saygı gösterildiği dönemlere götürüyor bizleri. Ve bu gidiş bize kendi anılarımızı da hatırlama imkanı sunuyor. Çünkü herkesin hayatında bir esnafın, bir ustanın hatırı vardır. Ve onlar hatırlanma haklarını bekler sabırla…
‘Kolay Gelsin’
Meslekler ve Mekânlar
Rita Ender
İletişim Yayınları
480 sayfa.