Yeşilçam filmlerinin unutulmaz oyuncusu, 1993’te kaybettiğimiz Nubar Terziyan, bugün 106 yaşına bastı. 500’ü aşkın filmde mahallenin manavı, kasabı, sütçüsü; ‘jönün’ babası, amcası, en yakın dostu, ama oyuncuların hep en tontonu olan Nubar Terziyan’ı, oğlu Berç Alyanakziya’ya sorduk.
12 yaşından itibaren arkadaşlarıyla kurduğu yarı amatör temaşa heyetinin oyunlarında sahneye çıkan, 1948’de ‘Efsuncu Baba’ filmindeki rolüyle sinemaya adım atan Nubar Terziyan, yıllarca hayatını sinemadan kazandı. Oğlu, hafızalara kazınan ‘tonton’ yüzünün genetik miras olduğunu söylüyor: “Bizim soyadımız Alyanakziya’dır, çünkü hepimiz al yanaklıyız. Ziya da ışık demek.”
Berç Bey, babasının oyunculuğa başladığı dönemde, İhsan Alyanak gibi isimler tanındığı için, kendisine Terziyan soyadını seçtiğini belirtiyor. “Neden Terziyan?” sorusunun cevabı yok, fakat belli ki Nubar Bey, birçok diğer Ermeni oyuncunun aksine, Yeşilçam’a girerken kimliğini saklama gereği duymamış, takma da olsa köklerini hatırlatan bir soyadını tercih etmiş.
Nubar Terziyan’ın evde çok otoriter olduğunu duymak şaşırtıcı. Berç Bey, “Babam kendini sert gösteren bir insandı, beni hiçbir zaman uyanıkken sevmemiştir” diyor ama bir yandan da çok muzip olduğunu eklemeden geçemiyor.
“Nasılsa senin yanına geleceğim”
Nubar Terziyan, hayatta belki de en çok eşine bağlıydı. Oğlundan öğreniyoruz ki, 1936 yılında evlendiği, 1972’de vefat eden Katerin Hanım’ın mezarını her hafta ziyaret edermiş: “Yaşlandıkça sık gidememeye başladı annemin mezarına. En son gittiğinde, ‘Yavrum, kusura bakma, fire verdim ama nasılsa toptan geleceğim, yerim senin yanın’ demiş.”
Herkesin ailesinden biri gibi olan Nubar Terziyan’ın, Ayhan Işık’ın vefatı üzerine verdiği taziye ilanı ve bu ilana verilen cevap hâlâ hafızalarda. Berç Alyanakziya, bu kötü anıyı üzerine çok konuşmak istemiyor. Işık’ı oğlu gibi seven ‘Nubar Baba’, bu ilandan sonra evde hüngür hüngür ağlamış, “Bu iş böyle olmayacak” demiş.
“Ablam, kız kardeşim, abilerim var, hepsi filmlerde” diyen Berç Alyanakziya, “Peki bu filmlerden geriye ne kaldı?” sorusuna “Hiçbir şey” diye cevap veriyor, “Emekli aylığıyla geçiniyoruz. Telif hakkı imkânı var mı, ondan da haberim yok.” Hakkı yenmiş tüm Yeşilçam emektarlarından bildiğimiz bir hikâye bu. Fakat Berç Bey de, babası gibi, her şeye rağmen kalender. Terziyan 1980’de verdiği bir söyleşide, para konusunda şunları söylemiş: “Çok param olsaydı ne yapacaktım? Hadi tutun bir araba alacaktım, o da kapının önünde duracaktı. Şimdi köşeye çıkıp dolmuş beklerken önümden kim geçse, ‘Buyrun Nubar Bey’ deyip arabasına davet ediyor. Sinemada parayı starlar kazanır. Biz o çok para alanların çevresini sarar, onların biraz daha şöhrete kavuşmasını sağlarız. Devlet sağ olsun, borçlanarak emekliye ayrıldık. Geçinip gidiyoruz işte...”
Terziyan Sokağı baharda açılıyor
Aslen Kumkapılı olan Nubar Terziyan, hayatının büyük kısmını Büyükdere’de geçirdi. Yaz kış sahilinden denize girdiği mahallenin bir sokağı artık onun adını taşıyor. Büyükdere Surp Hripsimyants Kilisesi Yönetim Kurulu’nda bulunan Berç Alyanakziya, tabelası takılmış olan ‘Nubar Terziyan Sanatkârlar Sokağı’nın, birkaç ay içinde şenlikli bir açılışla merhaba diyeceğini müjdeliyor.