IŞİD’in Haziran 2014’te Musul’a yönelik saldırıyla birlikte başlayan savaş sürecinde yerinden edilen ve Türkiye’ye sığınan binlerce Iraklı mültecinin Türkiye’deki statüleri belirsizliğini koruyor. Statü belirsizliği, durumla ilgili yetkinin valiliklerin keyfiyetine bırakılmasına sebep oluyor.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Ağustos 2014’te yayınladığı genelgeyle Türkiye’de kalış izni verilmiş, fakat bu başta sağlık olmak üzere Iraklıların temel haklara erişimi kısıtlanmıştı. Irak’tan Türkiye’ye sığınan mültecilerin acil hizmetler dışında bir sağlık hizmeti almalarını engelleniyor, kimi zaman acil durumlarda dahi sağlık hizmetine ihtiyaç duyanların da bu hizmetleare erişiminin önüne geçiliyordu. Maddi durumu elvermediği için hastane masraflarını ödeyebilecek durumda olmayan mülteciler özellikle ciddi sağlık sorunları olanlar bu uygulamadan büyük zarar görüyordu. Geçen hafta, Bakanlar Kurulu’nun onaylandığı bir genelgeyle bu sorunun aşılması yönünde önemli bir karar alındığı ortaya çıktı.
İçişleri Bakanlığı, 12 Şubat 2015 tarihinde yayımladığı “Irak Uyruklu Yabancılarla İlgili Yapılacak İş ve İşlemler” başlıklı yeni bir genelgeyle Iraklı mültecilere sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanma hakkı verilirken, ihtiyaç duyulan statü belirsizliği hakkında yeni bir düzenleme yapılmadı. Uluslararası Af Örgütü, yeni düzenlemeyi memnuniyetle karşıladığını açıklarken; hak ve yükümlülüklerle ilgili mültecilere yeterli bilgilendirmenin yapılmamasını sorununa dikkat çekti.
MÜLTECİ-DER İdari Koordinatörü Pırıl Erçoban, Iraklı mültecilerle ilgili olarak esas çözülmesi gerekenin statü sorunu olduğunu belirtirken, Iraklılara da en azından Suriyeli mülteciler gibi ‘geçici koruma statüsü’ne alınması gerektiği belirtti. Erçoban, Iraklılara uluslararası koruma alternatiflerinin de sorulduğunu söylerken, Helsinki Yurttaşlar Derneği Mülteci Destek Projeleri Koordinatörü Hakan Ataman, bu uygulamanın bile şehirden şehre farlılılık arz edebildiğini dile getiriyor. İzmir’de Yabancılar Şube’ye çağırılan Iraklılara uluslararası koruma başvurusu yapmak isteyip istemedikleri sorulurken, Eskişehir’deki Iraklı mültecilere böyle bir alternatif sunulmamış. Ataman, bu tür sorunların Iraklı mültecilerin durumuna kalıcı bir çözüm getirilmemesinin ve valiliklerin keyfine bırakılmasından kaynaklandığını özellikle vurguluyor.