YETVART DANZİKYAN

Yetvart Danzikyan

KARDEŞÇESİNE

Döviz kurlarındaki yükseliş durmuyor, enflasyon yüksek seyrediyor, hayat pahalılığı çalışan kesimleri zorluyor. Bu tabloda iktidarın politikalarının etkili olduğu geniş kabul gören bir yorum. Ekonomi- siyaset ilişkisini iktisatçı ve yazar Ahmet İnsel ile konuştuk. Aynı zamanda Birikim dergisi yazarlarından da olan İnsel, üniversite eğitimini Paris 1 Pantheon-Sorbonne Üniversitesi İktisat Bölümü’nde yaptı ve aynı üniversitede iktisat doktorası hazırladı.

Bu savunmaya rağmen Kavala yine tahliye edilmedi. Maruz kaldığı eziyet sürüyor. Bir yandan da Kavala’nın savunmasında dile getirdiği bu çok önemli saptamalar da kayda geçiyor.

Böylesine uç derecede ‘sağcı’ bir siyasetçinin “Ermeni kökenli” olmasından da, Ermenilere yönelik dolaylı da olsa bir tür nefret söylemi yaratıldı. Öncelikle, bir Ermeni nasıl olur da böyle bir kimlik değişimine gider, sağcı bir siyasetçi olurdu? Bir de şu tür şeyler söylendi: Böylesi bir siyasetçi olsa olsa Ermeni kökenli olurdu.

AKP-MHP rejimi en iyi bildiği şeyi yaparak, hak talebinde bulunanları karalamayı seçti. Veriler ise durumun hükümetin tarif ettiği gibi olmadığını söylüyor. Yüzbinlerce üniversite öğrencisine karşılık, sınırlı sayıda yurt mevcut.

Uyku tutmadığında dinlemeyi hayal ettiğimiz bir hikayenin kuşatıcılığı, hayata henüz tam olarak atılmamış bir genç avukat adayının tatlı toyluğu , uzun gece yolculuklarının yeknesaklığını bozacak bir hikaye anlatacak birini bulan şoförün belli belirsiz sevinci.

Sanıyorum ki konu bu kez bu kadar ak-kara ‘format’ında değil. Öncelikle, Paşinyan’ın tutumu hayli yapıcı görünüyor. Ve Paşinyan, Erdoğan’ın sözleri için “olumlu sinyal” derken, sürecin pirüpak olmayacağını görecek kadar tecrübeli. Peki, bagajlardaki tüm bu yüklerle süreç ilerleyebilir mi?

Öncelikle, konuyla ilgili haber akışına dikkat kesilmek gerekir. Zira dezenformasyonun yani kasıtlı olarak çarpıtılmış haber akışının yoğun olarak işleyebildiği bir alan bu. Bir kez, diyelim ki Suriyeli göçmenler mesele edildiğinde, Türkiye’nin farklı yerlerinden, doğruluğu teyit edilmemiş, göçmenleri hedef hâline getiren haberler hemen dolaşıma sokuluyor ve bu haberler sosyal medyada binlerce kez paylaşılıyor.

Acaba TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu raporunu tashih etme ihtiyacı hisseder mi? Bunu herhâlde yapması gerekir, zira raporun başlığı yanlış bir hükme dayanıyor. Ve raporun tarihe bu şekilde geçmesi hayli mahzurlu.

Olup biten, ‘aldanma’ fiiliyle açıklanabilir mi, hiç emin değilim. Cemaat’in önünün açılması bir politika sonucuydu ve gün gelip böylesi bir savaşın patlak vereceği, belli ki hiç hesaplanmamıştı.

Bu konu gerçekten de hayli şüphe uyandırıcı. Cumhurbaşkanlığı makamı artık tarafsız bir makam olmadığına ve Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanlığı görevini sürdürdüğüne göre, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın bu verilere sahip olmak istemesinin nedenini, vatandaşlar olarak sormak durumundayız.